Çanakkale’nin Biga ilçesindeki ‘Priapos Antik Kenti’ olarak da bilinen Pegai Kalesi’nde, arkeolojik yüzey araştırmaları tamamlandı.
Çanakkale’nin kuzey kıyılarında yer alan Pegai Kalesi’nde; Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün izinleri ile ÇOMÜ Öğretim Üyesi Doç. Dr. Oğuz Koçyiğit başkanlığındaki 8 kişilik ekip tarafından 2021’de başlanılan arkeolojik yüzey araştırmaları, ekimde tamamlandı. Modern yer altı görüntüleme teknikleri ile jeofizik çalışmalar sonucu Pegai Kalesi’ndeki yerleşime ait önemli izlere rastlanıldı.
Koçyiğit, tespit edilenlerin Bizans kültürüne, yaşamına ve sanatına ait önemli buluntular olduğunu söyleyerek Pegai Kalesi’nde birçok önemli yapıya sahip olduğunu düşündükleri yerleşiminin bugün için toprak altında olduğunu ancak bunların bir an önce gün yüzüne çıkarılması gerektiğini vurguladı.
‘TESPİT ETTİĞİMİZ BULUNTULAR İLGİNÇ’
Kalede 2 yıllık yüzey araştırması gerçekleştirdiklerini söyleyen Doç. Dr. Oğuz Koçyiğit, “Çok katılımlı bir araştırmaydı. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nden arkeoloji, sanat tarihi, jeofizik ve harita mühendisliği yanında restorasyon bölümlerinden değişik alanlardaki çok sayıda uzmanın katılım sağladığı bir çalışma oldu.
2 yıl boyunca gerçekleştirdiğimiz bu çalışmalarda Pegai Kalesi’nin haritalandırılmasından, ayakta kalmayı başaran kalıntıların belgelenmesine ve sonrasında özellikle bu yıl içerisinde yaptığımız jeofizik çalışmalarıyla birlikte yer altında kalan alanların tespitine yönelik önemli sonuçlara ulaştık. Bu sonuçlar bir hayli ilginç. Zira Pegai Kalesi’nde sivil ve kamusal yapılara ait olabilecek birtakım kalıntılar olduğu anlaşılıyor. Bunlarla ilgili çalışmalarımız devam ediyor” dedi.
‘SURLAR VE KULELERDEKİ TAHRİBAT HAD SAFHADA’
Kaybolmaya yüz tutmuş kültürel mirasın, önemli Bizans kalesinin nasıl kurtarılabileceğiyle ilgili çözüm önerileri sunmak için de çalıştıklarını söyleyen Koçyiğit, şunları kaydetti:
“Bizim öncelikli amaçlarımızdan biri de Pegai Kalesi’ndeki tahribatı belgelemek ve bu tahribatın önüne geçmek için çözüm önerileri sunmaktı. Bununla ilgili görüş ve önerilerimizi raporlaştırarak ilgili kurumlara sunduk. Umarız, bu görüş ve önerilerimiz dahilinde Pegai Kalesi’nde restorasyon çalışmaları başlayacak ve kapsamlı araştırmalar yapılacaktır. Böylece bu önemli kale ile ilgili daha somut buluntular, veriler ortaya çıkacak. Bunlar arasında mimari buluntular başı çekiyor.
Bunun haricinde çeşitli Bizans kültürüne, yaşamına ve sanatına ait buluntuların ve arkeolojik kazıların ortaya çıkacağından eminiz. Yaklaşık 12 metreye yaklaşan kuleleriyle ve oldukça sağlam inşa edilmiş surlarıyla görkemli bir Orta Çağ- Bizans Kalesi. Ancak bu kale maalesef her geçen gün yitip gitmekte. Surlar ve kulelerdeki tahribat had safhada. Bu tahribatın nedenleri arasında iklim ve hava şartlarına bağlı olarak bozulma, çözülme gibi doğal etkenler de var insan kaynaklı dış etkenler de var. Biz bunlarla ilgili kapsamlı bir çalışma gerçekleştirdik. Umarız en kısa zamanda gerekli tedbirler önlemler alınır. Bu önemli, günümüze kadar ulaşmayı başarmış olan Bizans Kalesi, gelecek kuşaklara ulaşmayı başarır.”
Yüzey altında arkeofizik yöntemlerle tespit edilen kalıntıların ortaya çıkarılmasıyla ilgili Pegai Kalesi’nde sistemli ve bilimsel arkeolojik çalışma gerçekleştirilmesi gerektiğini vurgulayan Koçyiğit, “Bununla ilgili bakanlığımızın ilgili kurumlarına raporlarımızı sunduk. Umuyorum yakın zamanda kazı çalışmalarıyla hem kalenin restorasyonu ve onarımı hem de kale içerisinde gerçekleştirilecek olan kazılarla ilgili gerekli planlama yapılacak. Pegai Kalesi’nin bulunduğu alanda, surlardan içeriye girdiğinizde büyük bir Orta Çağ yerleşimi sizi karşılıyor. Sistemli ve bilimsel kazılar yapılmaya başlandığında Pegai Kalesi ile ilgili gerek kamusal, dini ve askeri gerekse sivil yapılara ilişkin önemli kalıntıların ortaya çıkacağını biliyoruz” dedi.
Pegai Kalesi’ndeki yerleşim yerinin açığa çıkmayı beklediğini dile getiren Doç. Dr. Koçyiğit, “Bugün toprak altındaki birçok kalıntı kazıldığı zaman gün yüzüne çıkacak. Bölgenin Bizans tarihine, arkeolojisine ilişkin önemli bilgiler verecek. Bu tür arkeolojik yerlerin kurtarılması, geleceğe aktarılması önemli. Bu tür alanlar aynı zamanda bölge ekonomisine katkı sunan unsurlar. Burada çalışmalar yapılması, korumaya yönelik birtakım çalışmaların gerçekleştirilmesi, tedbirlerin alınması bölgedeki kültürel mirasın değerlendirilmesi hem Karabiga’ya katkı sunacak hem de çevrenin başta turizm, eğitim, kültür ve sanat açısından gelişmesine önemli kazanımlar sunacaktır” diye konuştu.