Bursa’da Uludağ eteklerine kurulmuş, eskiden köy olan kırsal Yiğitali Mahallesi’nde, Atatürk’ün talimatı ile kurulan okul binası zamanla atıl kalınca kooperatife dönüştürüldü.
Uludağ Yiğitali Kadınları Tarımsal Kalkınma Kooperatifi ortaklarının işlettiği eski okul binası, belediyelerin destekleri ile büyütülüp, yenilendi. Kadınlar burada hem organik lezzetler üretiyor hem de sosyalleşip para kazanıyor. Kooperatif Başkanı Emine Örnek (54), “Burası bizim okuduğumuz, annelerimizin, babalarımızın okuduğu okul. Şu anda yine aynı okul görevini görüyor. Biz de burada farklı bir eğitim görüyoruz” dedi.
Kent merkezine 8 kilometre uzaklıkta, Uludağ’ın eteklerine sırtını dayayan, eskiden köy olan kırsal Yiğitali Mahallesi, 16’ncı yüzyılda Sultan Murad tarafından ‘vakıf köyü’ olarak kuruldu. 1530’da tahrir defterlerinde adına rastlanan, Hristiyan nüfusun yoğunlukta olduğu Çongara köyünün kaderi, 1932 yılındaki silahlı gasp girişimiyle değişti. Eşkıyalar, Uludağ yolundaki işçilere para götürmek için yola çıkan jandarmanın önünü kesince Çongara köyünde oturan Ali isimli çoban yardıma koştu. Koyunları güttüğü değnekle eşkıyaların karşısına dikilen çoban Ali, 2 kişiyi öldürüp jandarma ekibini kurtardı. Fakat kendisi de çatışmada hayatını kaybetti.
ATATÜRK ZİYARET ETTİ, KÖYÜN KADERİ DEĞİŞTİ
Bursa’ya 1933 yılında gelen Mustafa Kemal Atatürk, bu olayı duyunca köyü de ziyaret etmek istedi. Ziyaret sırasında çoban Ali’nin eşi ile konuşan ve köyde okul olmadığını öğrenen Atatürk, hem köyün adının değiştirilmesi hem de okul yapılması yönünde talimat verdi. Ziyarete ilişkin bilgi veren Muammer Korkmaz (62), “Bizim 1933 yılında eski ismimiz Çongara’ymış. 1933 yılında şehit olan çobanımız Ali, bu okulu yaptırmasına sebep olmuş. Eşkıyalar, Uludağ yolundaki işçilerin paralarını götürmek için gelen jandarmaların önünü kesmiş. Yiğit Ali de silahsız, elinde sopasıyla çatışmaya girmiş.
Çatışmada kendi şehit olmuş ama jandarmaları ve paraları kurtarmış. O yüzden de Atatürk Bursa’ya gelince hadiseyi duymuş ve bizim köyümüze gelmiş. ‘Ali’nin eşini çağırın bana’ demiş. Onun da 2 oğlu varmış. ‘Çocukları bana verin, okutayım’ demiş. Eşi de ‘Oğullarımı veremem, çünkü eşim öldü. Nasıl dururum? Ama sen okutmak istiyorsan, köyümüze okul yaptır. Hem benim çocuklarım okusun hem köyün çocukları okusun’ demiş” dedi.
ESKİ OKUL BİNASI KOOPERATİFE DÖNÜŞTÜ
Atatürk’ün talimat sonrası okul kuruldu ayrıca köyün adı da Yiğitali olarak değiştirildi. Binlerce öğrencinin yetiştiği okul, zamanla atıl kalınca ev kadınlarının adresi oldu. 2020’de İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nün destekleri ile eski okul binası kooperatife dönüştürüldü. Uludağ Yiğitali Kadınları Tarımsal Kalkınma Kooperatifi ortaklarının işlettiği eski okul binası, Bursa Büyükşehir ile Osmangazi Belediyesi’nin destekleri ile büyütülüp, yenilendi. Kadınlar burada hem organik lezzetleri köyü ziyaret edenlerle buluşturuyor hem de okuma-yazma öğreniyor.
‘DIŞARIDAN BİR ŞEY ALMIYORUZ’
2020 yılında 20 ortakla kurdukları kooperatifte aktif olarak 9 ortağın çalıştığını söyleyen Uludağ Yiğitali Kadınları Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı Emine Örnek, “Uludağ eteğindeki ilk köyüz. Uludağ turizmi bizim köyde, kışın çok hareketli geçer. Biz de bunu avantaj bilerek, böyle bir yola çıktık. Köyümüzde daha önce böyle bir şey yoktu. Kadınlarımızın çalışma hayatı yoktu. Hepimiz ev hanımıyız. Bir tane okumuş kızımız var, ziraat mühendisi. Daha önce köyümüzün içinde rahat gezemedik. Şu anda böyle bir şeye kalkıştık.
Günden güne daha da güzel şeyler yapmaya gayret ediyoruz. Köyümüz çok eski yıllarda kurulmuş bir köy. Okulumuz da taşımalı sistem olduğu için uzun yıllardır kullanılmıyor. Böyle bir oluşum aklımıza geldi. Kahvaltı veriyoruz. Kahvaltının yanında köy ürünlerimiz var. Hepsi köyümüzde yetişen ürünlerimiz. Dışarıdan bir şey almıyoruz. Burası bizim okuduğumuz, annelerimizin, babalarımızın okuduğu okul. Şu anda yine aynı okul görevini görüyor. Biz de burada farklı bir eğitim görüyoruz” dedi.
‘DAHA ÖNCE FATURA BİLE YATIRMAMIŞTIM’
İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nün Avrupa Birliği (AB) projesi kapsamında kısa süre önce İtalya’ya giden Örnek, kooperatifteki ürünleri ‘Çongara’ markası adı altında satmak için hazırlık yaptıklarını dile getirdi. Örnek, şunları söyledi: “İtalya’daki kooperatiflerin nasıl çalıştığını görmemiz için bizi götürdüler. Döndükten sonra çok daha farklı bakmaya başladı.
Yaptığımız işin ne kadar önemli olduğunu öğrendik. Bizim için çok güzel bir deneyim oldu. Ev hanımıydım, daha önce bir fatura bile yatırmamıştım. Fakat şimdi burada her şeyi öğrendik. Burası daha önce okuldu, şimdi de farklı bir kurum olarak öğretim yapıyor. Avrupa Birliği projesine girdik. 10 kooperatif arasında şu anda tek biz varız. Onun hazırlığı kapsamında da hepyerinden.com diye internet sitesi var; orada da satış yapabileceğiz.”
‘SADECE ÇOCUK BÜYÜTEN KADINLAR YOK’
Doğup büyüdüğü köyde artık çalışarak aile bütçesine katkıda bulunduğunu, torunlarına harçlık verdiğini söyleyen kooperatif ortaklarından Muammer Korkmaz da “2 çocuğum, 2 torunum var. Bu köyde doğup büyüdüm. Annem, babam hatta ninem, dedem bu köylü. Bu okulda annem, babam okudu. Ben okudum, çocuklarım okudu. Şimdi de böyle bir iş yapıyoruz. Bu okulun kurulmasına sebep olan Atatürk. Bu okul bizzat Atatürk’ün emriyle yapılmış. Biz de burada hem okuduk hem de çalışıyoruz.
Benim babam, beni çarşıya bile götürmezdi. ‘Kızlar çarşıya gitmez’ derdi ama şimdi kadınlarımız açıldı. Önceki gibi sadece tarlada, evde çalışan, sadece çocuk büyüten kadınlar yok. Çarşıya, pazara, işe her yere kendimiz gidiyoruz. Önce bu okulda okuduk, sonra çocuklarım okudu. Şimdi de bu okulda ekmek paramızı kazanıyoruz. Okuduğumuz sıralarda oturuyoruz. Okuma-yazma öğrendiğim sıralarda şu anda ekmek paramızı kazanıyoruz” diye konuştu.
‘ÇALIŞMALARIMIZ GÜN YÜZÜNE ÇIKMALI’
2 çocuk annesi Ayşe Ayın da (33) kooperatifin ortaklarından biri olduğunu belirterek, şöyle konuştu: “Kendimizi daha fazla ifade edebilmemiz ve kurumsal bir kimliğe kavuşmamız için; kendimizi kooperatifleşme yolunda bulduk. Uludağ Yiğitali Kadınları Tarımsal Kalkınma Kooperatifi olarak kendimize Çongara markasıyla yeni bir kooperatif oluşturduk.
Sosyal medyayı yönetiyorum. Bir kadın kooperatifinin yaptığı çalışmaların kendi içinde kalmaması, gün yüzüne çıkması ve tanıtımı için sosyal medyanın öneminin oldukça fazla olduğunu öğrendik. Ve bunu amatörce, amatör kameralarla uygulamaya çalışıyoruz. Kendi cep telefonlarımızla, yaptığımız üretimlerimizi, doğal görüntülerle insanlara sunuyoruz.”
150 hane ve 550 nüfusa sahip köye ilişkin Ayın “Uludağ yolu üzerine bulunan, konum olarak çok önemli bir yerde ama sığ kalmış bir köydeyiz. Kış turizminin de başladığı şu dönemde, el lezzetleriyle yapılmış kahvaltımızdan, mantımızdan, çiğ böreğimizden, yöresel lezzeterimiz olan ürünlerimizden almak isteyen tüm misafirlerimizi kooperatifimize bekliyoruz. Biz de kadın kooperatifi olarak, turizmde Bursa’nın bir ayağı olmak istiyoruz” diye konuştu.