Van Gölü’ndeki kuraklık; daha önce göl suları altındaki yüzlerce dönüm arazinin gün yüzüne çıkmasına neden olurken, yaban kuşlarının konaklama alanı olan sazlıkları da kurutuyor.
‘Dünyanın en büyük sodalı gölü’ olan 3 bin 712 kilometrekarelik Van Gölü’nde, kuraklık nedeniyle çekilme sürerken, daha önce göl suları altında kalan birçok alan da gün yüzüne çıktı. En belirgin çekilme ise su derinliğinin diğer kıyılara oranla daha az olduğu Erciş ilçesinin sahillerinde gözleniyor.
1841 yılında gölün yükselmesiyle bir bölümü su altında kalan Urartular dönemine ait Erciş Kalesi 8 yıl önce karaya çıkarken, daha önce göl suları altında olan yüzlerce dönüm arazi de yine bu nedenle gün yüzüne çıktı ve birçok kişi, bu bölgeleri tarım alanı olarak kullanmaya başladı.
Bölgede etkili olan kuraklık, yaban kuşların konaklama alanları olan birçok sazlığı da etkilemeye ve kurak alanlar haline dönüşmesine neden oldu. Dikkat çeken çekilmelerden biri de ilçenin Gölağzı Mahallesi’nde yaşanıyor. Daha önce 232 kuş türüne ev sahipliği yapan sazlık kuruyunca burada yaşayan yerel kuş türleri yer değiştirdi. Konaklamak için gelen flamingolar ise şimdilik daha açıkları tercih etmeye başladı.
‘YABAN HAYATINI OLUMSUZ ETKİLEYECEK’
Van YYÜ Yaban Hayvanları Koruma ve Rehabilitasyon Merkezi Müdürü Prof. Dr. Lokman Aslan, hem tarım alanına dönüştürülen bölgeler hem de yok olma tehlikesi ile karşı karşıya bulunan sazlık alanlarla ilgili açıklamalarda bulundu. Aslan, sulak alanların kurumasının yaban hayatını olumsuz etkileyeceğini söyledi.
Konaklama alanlarının daralması ile yaban kuşlarının yer değiştireceğini belirten Aslan, “İklim etkisi, nüfus veya tarım baskısıyla sulak alanlar ne yazık ki kurumaktadır. Bahar aylarında göçmen ve yerel kuşların yüzde 90’ının ürediği genellikle Van Gölü havzasındaki bu sulak alanlardır. Bu alanlarda üremelerinin sebebi ise güvenlik ve besin halkasıdır.
Eğer bu sulak alanlar kuruyup, yok olursa yaban hayvanlarının buraya gelmesi azalır ve yaban hayatı büyük tehlike altına girer. Sadece yaban kuşları olarak düşünmemek lazım. Sulak alanlar yok olması durumunda, besin zinciri kesileceği için yaban hayatında görmek istediğimiz birçok tür başka yerlere göç etmek zorunda kalacak ve buradaki biyoçeşitlilik azalacaktır” diye konuştu.
Prof. Dr. Aslan, göl sularının çekilmesiyle tarım alanına dönüştürülen bölgelerle ilgili de uyarılarda bulundu. Bu alanlarda tarım yapılmaması gerektiğini kaydeden Aslan, “Yaz aylarında kuruyan sulak alanlar insanlar tarafından ne yazık ki işgal edilmektedir. Bu alanlar, göçmen kuşların geldiği yerler olmaktan çıkmasıyla yaban hayatı bundan etkilenecektir ve sulak alanların kuruması ise türlerin yok olmasına sebep olacaktır” dedi.
Doğa fotoğrafçısı Tamer Altaş ise daha önce 232 kuş türüne ev sahipliği yapan Gölağzı Mahallesi’ndeki sazlık alanların kuruduğunu görünce büyük üzüntü yaşadığını söyleyerek, “Her yıl binlerce flamingonun göç edip geldiği Gölağzı’ndaki sazlık alanlar, Van Gölü’nün çekilmesiyle kurumuş. Ben 20 yıldır doğa fotoğrafları çekip sosyal medya hesaplarımdan paylaşıp, bölgenin turizmine katkı sunmaya çalışıyorum. Bu yıl merak edip fotoğrafçı arkadaşlarımla yine buraya geldik ancak bölgenin durumu bize büyük üzüntü ve tedirginlik yaşattı” diye konuştu.