Kıymetli okurlarım, bu hafta sizlerle çeşitli perspektiflerden ve tarihi meselelerin ışığında bugüne bakmaya çalışacağız.
Bildiğiniz üzere dünyanın merkezindeki konumu, üç tarafı denizlerle, dört tarafı düşmanlarla sarılı coğrafyasıyla cennet vatanımız her daim başka milletlerin gözdesi olmuştur.
Tarihin her devrinde bu coğrafya zorluydu. Haçlı Seferleri sırasında da böyleydi, I. Cihan Harbi esnasında da öyle oldu. İstiklal Mücadelemizi zaten apayrı tutuyorum. Açık denizlere olan ulaşımdaki boğazların elimizde olması Rusya ve kuzey ülkeleri için, Akdeniz’e olan kıyımız orta ve doğu Avrupa ile birlikte Yunanistan, Suriye, Mısır, Libya Lübnan, Filistin açısından elimize imkânlar sağlamaktadır.
Milletimizin evvelden beri haiz olduğu özellikler, sahip olduğumuz coğrafyanın bedeli olan olaylar, yüce dinimizin bizlere yüklediği sorumluluk nedeniyle sürekli bir mücadele içerisindeyiz. Bu mücadeleyi dün Ulu atalarımız ve ecdadımız yürütürken bugün bayrak bizlerdedir. Son yıllarda ise artarak devam eden yükselme eğilimimiz, Kızılelma istikametimiz hemen herkesi rahatsız etmiştir.
Karşımıza doğrudan çıkma cesaretini gösteremeyenler karanlık hesaplarla milletimizi sindirmeye, korkunun esiri yapmaya ve deyim yerindeyse terbiye etmeye çalışmaktadırlar ama bu çırpınışlar beyhudedir. Çünkü bu aziz millet evvela ölümden korkmuyor, vatan meselesi hâsıl olduğunda geri durmayı bilmiyor, masum ve mazlum dara düştüğünde önüne engel tanımıyor.
Geçtiğimiz gün Taksim’de yaşanan menfur saldırı hepimizin malumudur. Karanlığın içinde saklananların hain emelleri ise herkesçe malumdur. Terörün çirkin yüzü o gün bir kez daha sahnelenmiş ve el kadar bebeğinden, yaşlısına herkesi etkilemiş kimi canlarımız vefat etmiştir. Terörün ve karanlık ellerin bir dili, dini, ideolojisi, fikri yoktur.
Çünkü hiçbir fikir, ideoloji kendi halkını, aynı veya karşıt düşünenleri, henüz dünyadan bihaber olan masum çocukları öldürmeye teşebbüs etmez. Bunu ancak, kalpleri kararmış yüreğinde inançtan ve insanlıktan eser kalmamışlar yapabilir.
Yaşanan hain saldırıdan yaklaşık on bir saat sonra yakalanan teröristin ve ardındaki çirkin ellerin planlarını hepimiz ibretle izledik. Ölüm kusması için aylarca eğitilen teröristi ortadan kaldırmak için devletin ilgili birimlerinden hızlı davranmaya çalışanların ne kadar cani ne kadar bencil oldukları böylece bir kez daha ortaya çıkmıştır.
Yaşanan olay sonrası güvenlik güçlerimizin çalışmaları neticesinde yakalanan teröristin kıyafetinden, kimliğine, duruşundan, uyruğuna her şeyiyle aklı sıra mesaj vermek isteyenler bu yüce devletin tarihten beri olduğu gibi bu olayı da yine karşılıksız bırakmayacağını öğrenecekleri günler uzakta değildir.
Teröristin yakalanma anını izlerken bir yandan iğrenirken diğer yandan iki kez gururlandım. Onca masuma kıymayı bir görev kabul eden ve aylarca ekmeğimizi yemiş o teröristin acınası hali keşke diğer tüm örgütlere örnek olsa. Çünkü hepsinin sonlarının aynı olacağına eminim.
Diğer yandan devletimizin kısa sürede böylesi bir karmaşanın ortasında dahi o teröristi bulup ininden çıkarması takdire şayandır. Ülkemizin nereden nereye geldiğini görmek için uzaklara bakmaya lüzum yoktur. Bu olayı her yönüyle incelemeleri yeterlidir. Aynı şekilde, o teröristin yakalanma anında onun başını eğip sorguya götüren gururlu polis memuru hanım kardeşimizi hatırlarsınız. Bu görüntüyü görünce birçoklarının olduğu gibi benim de aklıma bazı klişe olmuş cümleleri düşürmedi değil, lakin kendi kelimelerimi yazmak niyetindeyim;
“Sizin kahpe ve hain terörist kadınlarınız var ise, bizim de şahin bakışlı vatanperver kadınlarımız var ve biz sizden çokluğuz. Çünkü biz Allah’a inanıyoruz.”
Dün olduğu gibi bugün, yarın ve dahi her vakit; iç meselelerde elbette tartışmalar, anlaşmazlıklar olabilir ama mesele sınırlar ötesi olduğunda veya ulusal egemenliğimiz, birliğimiz birlikteliğimiz olduğunda tek vücut olmak durumundayız. Bunu gerçek manada başarabildiğimiz vakit çok daha güçlü olacağımıza inancım tamdır.
Taksim’de yaşanan hain saldırıda hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yaralı kardeşlerimize şifalar diliyor; her yönüyle olayı kısa sürede açıklığa kavuşturan ve milletin yüreğine su serpen devletimizin güvenlik güçlerine teşekkür ederek hepinize esenlikler diliyorum.