Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Alper Sönmez, Türkiye’nin obezite sıklığı açısından Avrupa’da birinci olduğunu belirterek, “Türkiye’de her 3 kişiden birinde obezite, birinde ise kilo fazlalığı mevcuttur” dedi.
Güven Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bölümü Uzmanı Prof. Dr. Alper Sönmez, obezitenin kendi başına bir hastalık olduğunu ve pek çok kronik hastalığın da ortaya çıkmasının nedeni olduğunu söyledi. Türkiye’de erişkin diyabet vakalarının yüzde 90’ında kilo fazlalığı ve obezite olduğunu ifade eden Prof. Dr. Sönmez, “Eğer obezite diye bir sorunumuz olmasaydı Tip 2 Diyabet diye bir sorunumuz da olmazdı.
Ülkemizde Tip 2 Diyabet dışında da hipertansiyon, koroner kalp hastalığı, kalp yetmezliği, astım, uyku apnesi, depresyon, kanser ve eklem romatizması ve daha birçok hastalığın zemininde kilo fazlalığı bulunuyor. Obeziteyle mücadele ülkemiz için çok büyük önem taşıyor. Türkiye’nin obezite sıklığı açısından Avrupa’da birinci olduğunu belirterek, “Türkiye’de her 3 kişiden birinde obezite, birindeyse kilo fazlalığı mevcuttur” diye konuştu.
“BEL ÇEVRESİ KARIN İÇİ YAĞLANMAYI GÖSTEREN DEĞERLİ BİR ÖLÇÜTTÜR”
Prof. Dr. Sönmez, Türkiye’de erişkinler için sağlıklı bel çevresi değerleri ile ilgili, “Sağlıklı bel çevresi değeri, kadınlarda 80 santimden, erkeklerde ise 90 santimden küçük olmalıdır. Kadınlarda bel çevresinin 90 santimden büyük, erkeklerde ise 100 santimden büyük olması obeziteye işaret ediyor. Obeziteli bireylerin sağlıklarına kavuşmaları için ideal ölçülere ulaşmaları gerekmiyor. Sadece yüzde 5 kilo kaybıyla bile olumlu etkiler görülmeye başlanır.
Yüzde 5-10 düzeyindeki kilo kaybıyla, kan şekeri kontrol altına alınır. Bu sayede kan basıncı düşer ve uyku apnesi, depresyon, karaciğer yağlanması ile adet düzensizliği gibi rahatsızlıklarda çok önemli düzelmeler ortaya çıkar” ifadelerini kullandı.
“YAŞAM ALIŞKANLIKLARI DEĞİŞTİRİLMELİ”
Prof. Dr. Sönmez, obeziteden ve fazla kilodan kurtulmak için yaşam alışkanlıkların değiştirilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Her gün en az 30 dakika tempolu yürüme veya yüzme, bisiklet gibi düzenli fiziksel aktivite, haftada en az 2 gün ise kasları güçlendiren egzersizler yapılmalıdır. Düzenli uyku da oldukça önemlidir.
Lif içeriği zengin sağlıklı karbonhidratlar (tam tahıl içeren ürünler, baklagiller, taze meyve ve sebzeler gibi) tüketilmeli, rafine edilmiş unlu mamuller ve ilave şekerlerden uzak durulmalıdır.
Zeytin yağı, ayçiçek veya mısırözü yağı tercih edilmelidir. Trans yağ ve doymuş yağlardan yapılmış besinlerin tüketimi azaltılmalıdır. Bitkisel ürünlerin de hayvansal ürünler kadar protein içerdiği unutulmamalıdır. Hayvansal protein kaynağı olarak balık tercih edilebilir” diye konuştu.