Antalya Valiliği Kültür Varlıkları Birim Yetkilisi Koruma ve Restorasyon Uzmanı Cemil Karabayram, “Athena Tapınağı’nın tekrar turizmle buluşması sağlanacak. Athena Tapınağı tamamen arkeolojik müze kurgusuyla yapılıyor” dedi.
Antalya’nın Manavgat ilçesi Side Antik Kenti’ndeki bir gece kulübünün, kendisine ait özel mülk içinde kalan ve Athena Tapınağı’nın bulunduğu kazı alanına açılan tarihi kalıntıları kapı olarak kullandığının ortaya çıkmasının ardından valilik tarafından çalışma başlatıldı. Antalya Valiliği Kültür Varlıkları Birim Yetkilisi Koruma ve Restorasyon Uzmanı Cemil Karabayram, “Athena Tapınağı’nın tekrar turizmle buluşması sağlanacak. Athena Tapınağı tamamen arkeolojik müze kurgusuyla yapılıyor” dedi.
Manavgat’ta her yıl yerli ve yabancı binlerce turistin ziyaret ettiği, denize sıfır Side Antik Kenti’nde MS 150’li yıllarda kurulan Apollon ve Athena tapınaklarının olduğu yerin hemen yanındaki özel mülkte 2 Mayıs akşamı ‘Apollon’ isimli gece kulübü açıldı.
Side Müze Müdürlüğü denetiminde Anadolu Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Feriştah Alanyalı başkanlığında kazı çalışmalarının da sürdüğü alanla sınır olan özel mülkte açılan gece kulübünün giriş kapısı olarak tarihi kalıntıların kullanılması tartışmalara yol açtı.
Kazı çalışması devam eden ve kısmen sütunlarının kaldırıldığı Athena Tapınağı’nın yanındaki özel mülkte açılışı yapılan gece kulübüne müşteriler, giriş kapısı olarak kullanılan tarihi kalıntıların önünde kurulan x-ray cihazından geçerek içeri girdi. Girişe, işletme sahipleri tarafından özel ışıklandırma da yapıldı.
Bu durumun ortaya çıkmasının ardından Side Müze Müdürlüğü, işletmeci hakkında suç duyurusunda bulunurken, bu alandan eğlence merkezine giriş ise kapatıldı. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Antalya Valiliği de kazı çalışmaları devam eden Athena Tapınağı’nda restorasyon çalışması için harekete geçti.
‘GEÇMİŞTE CİDDİ ÇALIŞMALAR YAPILDI’
Antalya Valiliği Kültür Varlıkları Birim Yetkilisi Koruma ve Restorasyon Uzmanı Cemil Karabayram, Apollon ve Athena tapınaklarının bulunduğu alanın bir kompleks olduğunu belirterek, “Apollon Tapınağı’na yönelik geçmişte ciddi çalışmalar yapıldı.
Athena Tapınağı ile ilgili Antalya Valiliğimiz uzun süredir çalışma yürütüyordu. Bu çalışma evreleri tamamlandığı takdirde Athena Tapınağı’na yönelik gerekli sütunların belli bir doku ve belli bir oranda bir tamamlamaya gitmeksizin bütünsel olarak algılanması için parça- bütün ilişkisi kurularak tekrar yapımı söz konusu” dedi.
‘KİŞİ KENDİ DÜNYASINA KAPILARAK BURADAN BİR KAPI AÇMIŞ’
Mayıs ayının ilk günlerinde Side’nin tapınaklar bölgesinde ve Athena Tapınağı’nın yanı başında çok çirkin bir olay yaşandığını hatırlatan Karabayram, “Athena Tapınağı çirkin bir manzarayla karşılaştı, sadece kişinin bir eylemiydi bu. Devletin burada izin vermişliği yoktu. Kişi kendi dünyasına kapılarak buradan bir kapı açmış ve bu kapıyı da kabullenemeyeceğimiz bir eser aydınlatmasından tutun da kendi güzergahında devletin arazisinden yol oluşturarak bir çalışma yapmıştı” diye konuştu.
‘ATHENA TAPINAĞI’NIN TEKRAR TURİZMLE BULUŞMASI SAĞLANACAK’
İşletmecinin Side Müze Müdürlüğü ve diğer kurumlar tarafından olaydan önce de uyarıldığını anlatan Cemil Karabayram, “Kültür ve Turizm Bakanımız Mehmet Nuri Ersoy Bey’e minnet borçluyuz. Hiçbir tarihi yapıda böyle bir şeyin kabul edilemeyeceğini belirttiği gibi bu yapılarla ilgili gerekli tedbirleri aldı.
Büyük destek sağladı. Burada valiliğimiz, o dönem kamu kurum ve kuruluşlarıyla görüştü. Geçmişten burada bir proje uygulama çalışması düşünülmekteydi. Yapım planımız da vardı, inşallah önümüzdeki günlerde proje fizibilite çalışmalarımız bittikten sonra Athena Tapınağı’nın tekrar turizmle buluşması sağlanacak” dedi.
‘ARKEOLOJİK MÜZE KURGUSUYLA YAPILIYOR’
Cemil Karabayram, “Athena Tapınağı tamamen arkeolojik müze kurgusuyla yapılıyor. Burada arkeolojik eser değil, kalıntıların içerisinde gezerken hem o dönemi hissedeceksiniz, bazen de küçük tasvirci objelerle zenginleştirici, destekli mimari kütlenin yapımını anlatan video destekli görseller de ziyaretçilerin önüne çıkacak.
Antalya Valiliği tarafından yapılan çalışmada ses desibeline kadar bir mimari kütlenin de hareketi söz konusu. Bir mimari yapının yanında yapacağınız ışık hareketleri, yüksek sesli çalışmalar bile bazen bu tarihi yapılara istemediğiniz zararları verebilmektedir. Onun için bu restorasyon çalışması bittiğinde burada da yüksek oranda sesi duymayabilirsiniz. Tarihi eserler çılgın renk dokularıyla değil, geldiği günkü bütün duygularıyla, bütün destekleyici unsurlarıyla sergilendiği zaman güzeldir.”