Sana sen lazımsın… Hayat başlangıcı belli olan fakat sonu belli olmayan uzun bir yolculuktur. Bu yolculuğu dolu dolu geçirmek ve bundan zevk almak da insanın kendisine bağlıdır.
“Hayat” adını verdiğimiz bu kitabın yazarı sensin. Kalemin mürekkebi bitse dahi içini yaşama umuduyla doldurmayı ve bunu dize dize, kelime kelime kağıda dökmeyi asla bırakmayacaksın.
Eğer bir sorun varsa çözümü sensin, içini kaplamışsa hüzün o kara bulutları kafanın içinden atacak olan da sensin. Denedim olmadı, olmuyor, olmayacak işte’lerle yola çıkarsan zaten olmayacaktır.
Nazım Hikmet Ran’ın da dediği gibi: “Bizim kalbimiz hep kırıktır çocuk. Ama yine de sol cebimizden eksik etmeyiz umudu. ” Evet yine döndük dolaştık ve konuyu umut etmeye getirdik.
Biz insanlar toplum olarak başımıza gelen herhangi bir kötü olayı dış etkenlere bağlamayı çok severiz. Her zaman suçlayacak bir şeyleri, birilerini buluruz. Şartlar bunu gerektirdi; onun yüzünden, bunun yüzünden… Eee? Acaba biz yeterince o şartları zorladık mı ya da ‘bütün bu yaşananların sorumlusu benim ‘ diyebilme noktasına gelebildik mi? Tabi ki de bu durum insanın kendisini suçlama boyutunda olmamalı. İnsanın etrafında olup bitenlerin farkına varması ve kendine inanması için bu durum önem taşır.
Özetle, insan hayat adını verdiği bu yolculukta her türlü zorluğun üstesinden gelebilecek gücü kendisinde bulmalıdır. İnsanı düştüğü yerden kaldıracak olan yine kendisidir. Ve lütfen iyi bir yazar ol çünkü sana sen lazımsın.