Turizm sektörünün Türkiye’nin temel sektörlerinden biri olduğunu söyleyen Alaca Group Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Alaca, “Türkiye turizmde çok fonksiyonlu bir yapıya sahip” dedi.
Türkiye’nin gelişimi ve kalkınmasında önemli bir yere sahip olan turizm sektörü, ivme kazanmaya devam ederken Alaca Group Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Alaca, değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye’nin turizm çeşitliliği açısından çok zengin bir ülke konumunda olduğunu belirten Alaca, “Birçok alanda başarıyı yakalayan ülkemizin en verimli olduğu sektörlerden biri de turizm. Ülkemizde turizmin bu derece verimli olmasında bölgemizin coğrafi avantajı, tarihi geçmişimiz, geçmişten günümüze kadar burada yaşayan medeniyetlerin bıraktığı izler ve daha birçok neden ülkemizin cazibe merkezi haline gelmesini sağlıyor.
Ülkemiz çeşitli dünya ülkeleri arasında turizm sektöründe en çok geliri elde eden ülkeler arasında. Fakat bu istikrarın sağlanması için daha fazla tanıtım ve pazarlama gücüne ihtiyacımız var. Türkiye’nin turizm gelişimini turizm işletmeleri ve oteller, tarih ve inanç, mevsimlik aktiviteler ve sağlık turizmi olarak 4 ana başlıkta sıralayabiliriz” diye konuştu.
“OTELLERİMİZ DÜNYA STANDARTLARINDA HİZMET VERİYOR”
Türkiye’de otelcilik, tarih ve inanç turizmi, sağlık turizmi ve mevsimlik spor faaliyetleri alanında önemli gelişmeler sağlandığını söyleyen Alaca, otel yatırımlarının artması ile birçok bölgede dünya standartlarına uygun hizmet veren otellerin ülkenin turizm kalitesini artırdığını dile getirdi.
Alaca, “Öncelikle ülkemizin turizm gelişimine önemli bir vizyon katan ve sektördeki istikrarı sağlayan turizm işletmeleri ve otellerden bahsetmek istiyorum. Özellikle otel ve otel aktivitelerinden faydalanmak isteyen ya da tatil için gerekli olan tüm avantajların tek bir çatı altında olmasını isteyenler için Türkiye’nin birçok bölgesi bu noktada cazip ve elverişli noktada.
Özellikle kıyı şeridimize baktığımız zaman; Akdeniz’den Marmara’ya kadar birçok ilimizde dünya turizmini çok iyi bilen ve dünya standartlarında hizmet sunan otellerimiz var. Örnek verecek olursak Antalya… Antalya Türkiye’nin tanınması ve turizm alanında marka değerimizin artmasında başı çeken illerimiz arasındadır.
Gerek kalitesi, gerekse kapasitesi ile Türkiye’nin çok çeşitliliğe sahip turizm bölgesi olarak bilinen Antalya’nın en önemli özelliklerinden biri de istikrarlı bir yol izlemesidir. Antalya bölgesinden sonra aynı istikrarı yakalayan Muğla, İzmir, Aydın gibi illerimiz de Türkiye turizmine altın değerler katmaya devam ediyor.
Tabi Türkiye’nin turizm potansiyelinin artmasını sadece kaliteli hizmet anlayışıyla sınırlandırmak doğru olmaz. Türk insanı diğer milletlerden biraz daha farklı bir yapıya sahip. Misafirperverlikleri, sıcak kanlı oluşları, ikram etmeyi sevmeleri gibi birçok davranış, çeşitli milletler tarafından ilgi odağı haline gelebiliyor.
Daha önce Türkiye’de tatil yapan bir turist, tekrar ülkesine dönerken Türkiye’ye yeniden gelme hayali kurarak ülkemizden ayrılıyor. Bu da Türkiye’nin turizmde istikrarın sürdürülmesinde en önemli artı değerlerden biri haline geliyor” ifadelerini kullandı.
“TÜRKİYE, TARİHİ VE DİNİ DEĞERLERE EV SAHİPLİĞİ YAPIYOR”
Türkiye’nin tarihi ve dini birçok sembolü bünyesinde barındırdığını ve sembollerin çeşitli milletler tarafından benimsendiğini söyleyen Alaca, bu değerlerin inanç ve tarih turizmine son derece katkı sağladığını belirterek “Türkiye çok büyük bir geçmişe sahip olan ve her metrekaresinde tarih barındıran bir ülkedir.
Her milletten, her kültürden, her inançtan oldukça zengin değerleri bünyesinde barından ülkemiz, tarih ve inanç turizmi noktasında da dünyanın uğrak adreslerinden biridir. Ülkemizde Müslümanlıktan, Hristiyanlıktan, Musevilikten, Yahudilikten ve çeşitli dini inançlardan birçok eser ve sembol görebiliyorsunuz.
Bu eserler aynı zamanda tarihi değerler de taşıdığı için dini olmasa bile tarihi değerler için bile birçok tarih meraklısının dikkatini çekebiliyor. Bu da ülkemizin hem turizm alt yapısını güçlendiriyor, hem de tarihimizin ve dini değerlerimizin yüzyıllar sonrasına aktarılmasına önemli bir katkı sağlıyor” dedi.
“TÜRKİYE TURİZMİNİN YENİ GÖZDESİ; SPORTİF FAALİYETLER”
Türkiye’nin coğrafi konumunun ve ikliminin yaz-kış sporları için oldukça elverişli olduğuna da dikkat çeken Alaca, son zamanlarda spor faaliyetleri için birçok turistin Türkiye’ye gelmesinin oldukça sevindirici olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
“Türkiye turizmine otelcilik ve inanç turizminden sonra önemli ölçüde katkı sağlayan bir diğer alanımız da mevsimlik spor faaliyetleri diyebiliriz. Bilindiği üzere ülkemiz yaz-kış iklimi ile oldukça elverişli bir konumda. Coğrafi konumu ve iklimin elverişli olması ülkemizde her mevsimi değerli hale getirebiliyor. Dünya ülkelerinin birbirini tanıması ve Türkiye’nin tanıtımının yapılması ile birlikte bu özelliğimizin de ne kadar kıymetli olduğu anlaşıldı.
Durum böyle olunca ülkemiz sportif faaliyetler noktasında birçok alanda cazibe merkezi haline gelmeyi başardı. Bununla birlikte çeşitli dünya ülkelerinden birçok insan ekstrem sporlar için ülkemizi tercih etmeye başladı. Çeşme’de yelkenle ilgili spor faaliyetleri, Antalya’da rafting, eşsiz koylarımızda su altı fotoğrafçılığı yazın yapılan ekstrem sporlar arasına girdi.
Öte yandan kış sporlarımıza baktığımız zaman kar kalitesi ile öne çıkan Kayseri, Erzurum ve Bursa’da kayak faaliyetleri, yüksek rakımlı bölgelerimizde hava sporculuğu olarak adlandırılan yamaç paraşütü, dağ sporları da ülkemizde son zamanlarda öne çıkan spor dallarındandır. Bu saydığımız spor faaliyetleri de ülkemizin turizm hacminde ivme yakalamasına önemli ölçüde katkı sağlıyor.”
“SAĞLIK TURİZMİNDE ÇITA YÜKSELDİ”
Sağlık turizminde önemli gelişmelerin yaşandığını söyleyen Alaca, çeşitli sağlık sorunları nedeni ile tedavi görmek için Türkiye’deki sağlık kuruluşlarının tercih edilmesini de değerlendirerek, “Türkiye son zamanlarda sağlık turizmi noktasında da çıtayı yükselten ülkeler arasında.
İnsanların gerek kişisel bakım, gerekse de çeşitli sağlık sorunları neticesinde Türk doktorlarımız yurt dışından ciddi oranda hasta kabulü yapıyor. Yurt dışında sağlık hizmetlerinde artan fiyat artışları ve Türk doktorlarımızın kalitesi çeşitli ülkelerden insanları Türkiye’ye yönlendiriyor.
Bu potansiyeli fark eden sağlık kuruluşlarımız turistlere özel her şey dahil konseptte uçak biletinden konaklamaya kadar paket hizmeti sağlayarak hastaların Türkiye’yi tercih etmesini kalıcı hale getirebiliyorlar. Özellikle ağız, diş sağlığı, plastik cerrahi ve kişisel bakım alanında kalifiye doktorlar yetiştiren Türkiye, sağlık turizminde de önü açık ülkeler arasında yerini aldı” ifadelerini kullandı.
“TANITIM GÜCÜMÜZÜ ARTIRIP, DAHA FAZLA HİZMET İHRACATINA ODAKLANMALIYIZ”
Türkiye’nin turizm potansiyelinin artırılması için daha fazla tanıtım ve pazarlama gücüne ihtiyaç olduğunu belirten Hakan Alaca, sözlerini şöyle tamamladı:
“Bahsettiğimiz tüm bu hususlar turizmimizin gelişmesi açısından büyük avantajlar sağlasa da tanıtım eksikliği noktasında çok daha etkili olmamız gerektiğini düşünüyorum. Türkiye’nin bacasız sanayi tabiri ile adından söz ettirdiği sektör turizmdir. Aslında sanayi ve gıda sektöründeki ihracat ne kadar önemliyse ülkeye döviz girişini sağlamak ve hizmet ihracatı yapmakta bir o kadar önem taşıyor.
Bu noktada ülkemizin her bir özelliğinin ayrı ayrı tanıtımının yapılarak turizm potansiyelimizin daha geniş kitlelere ulaşmasını sağlayabiliriz. Bunun için de gerekli alt yapı yatırımlarının yapılması, inovatif fikirlerin ortaya çıkması ve pazarlama gücümüzün öne çıkarılmasına ihtiyacımız var.”