Gümüşhane’nin Şiran ilçesinde 3,5 kilometre boyunca yatağında ağaç ve otların büyüdüğü, taş ve çakılların biriktiği Şiran Deresi taşkın riski ile karşı karşıya.
Gümüşhane Üniversitesi Coğrafya Bölümü Araştırma Görevlisi Dr. Fatih Işık, dere yatağında önlem alınması gerektiğini belirterek, “Yoğun yağış meydana geldiği durumlarda içerisinde yer alan malzeme bir tıkaç görevi görecek ve kanalı içten tıkayacak” dedi.
Küresel iklim değişikliğinin etkileriyle görülen ani lokal ve şiddetli yağışların, can ve mal kayıpları ile altyapı ve üstyapıda hasarların oluştuğu sel ve heyelanlara neden olan Doğu Karadeniz’de, akarsu yatağında oluşan birikintiler de taşkın riskine neden oluyor.
Gümüşhane’nin Şiran ilçe sınırları içerisinde 3,5 kilometre uzunluğa ve 9 metre genişliğe sahip olan Şiran Deresi, yatağında büyüyen ağaçların yanı sıra biriken kum ile çakıllar nedeniyle olası lokal ve şiddetli sağanak sonrası taşkın taşıyor. Vatandaşlar derenin taşkın riskine karşı önlem alınıp temizlenmesini istiyor.
‘AKARSU BELLİ BİR KANALIN İÇERİSİNE HAPSEDİLMİŞ’
Gümüşhane Üniversitesi Coğrafya Bölümü Araştırma Görevlisi Dr. Fatih Işık, derenin taşkınlara sebep olacağını belirterek, “Eğer biz bu yatak boyutunu bentlerle beraber daraltırsak akarsuyu belli bir kanalın içerisine hapsedersek bu akarsu zamanla ne olacak?
Yağışların yüksek olduğu dönemlerde ya da mevsimlerde akarsu yatağından taşarak çevresinde bulunan yerleşim yerlerine, tesislere ve canlılara zarar verecek. Bu da haliyle bir doğa felaketi olarak karşımıza çıkacak. Burada bakıyoruz ki akarsu belli bir kanalın içerisine hapsedilmiş. O kanalın tabanında beton var. Suyun azaldığı ve sıcaklığın arttığı yaz döneminde o yatağın içerisine birikmiş olan toprak, katı-ince malzemeler içerisinde bulunduğu organik maddeler sıcaklığın artması ile birlikte yeşerecek ve bir ot topluluğu meydana getirecek.
Bu da beraberinde yapılmış olan o menfezin, kanalın içerisinde o yatağı doldurmaya başlayacak. Herhangi bir yüksek akımın meydana geldiği durumlarda içerisinde yer alan malzeme bir tıkaç görevi görecek ve kanalı içten tıkayacak. Bu da çevre de taşkınların meydana gelmesine sebep olacak” dedi.
‘ANALİZLERE GÖRE ÖNLEM ALINMALI’
Taşkın risk ve duyarlılık analizlerine göre önlemlerin alınması gerektiğini öneren Işık, “Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı bünyesinde çok güzel çalışmalar var. Bunlardan bir tanesi de taşkın risk ve taşkın duyarlılık analizleri. Bu analizlerinin coğrafi bilgi sistemleri ortasında yapıldığını görüyoruz.
Bununla ilgili ülkemizde yetişmiş binlerce eleman var. Başta coğrafyacılar olmak üzere harita mühendisleri, çevre planlama uzmanları. Bu kişileri kullanarak risk analizleri yapabiliyorlar. Bu planlamaları yaptıktan sonra o risk analizinde belirtilen durumlara göre biz gerekli önlemleri alırsak çok daha rahat ve yaşanabilir bir dünya oluşturabiliriz” diye konuştu.
‘DERENİN İÇİ DOLDU’
İlçede oturanlardan Adem Selam da, dere yatağını ağaçların kapladığını belirterek, “Yarın ne olacak? Daha da çok büyüyecek. Büyüdüğü zaman ne olacak, herhangi bir taşkında bu su nereye gidecek? Gidecek bir yeri yok. Kavaklar da bir yandan büyüyor. Derenin içi doldu.
Derenin bir an önce temizlenmesi ve ıslahının bir an önce yapılması lazım, yoksa ortada çok büyük bir risk var” dedi. Refika Tükmen ise, “Dereden kötü koku geliyor. Burada sel riski de var. Evim derenin yanında. Taşkın, sel olursa su benim evime dolar. Bu yüzden endişeleniyoruz. Derenin temizlemesi gerekiyor” diye konuştu.