CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “İktidar harcamaları karşılamak için borç alıyor. Borç alan, emir alır. Şimdi siyasal iktidar, emir alan konuma gelmiştir. Türkiye için en büyük tehlike budur. Biz Türkiye’nin yönetimine talibiz. Türkiye’yi bu bataktan çıkarmak istiyoruz” dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Sivas’ta düzenlenen CHP Belediye Başkanları Çalıştayı’na katıldı. Özel bir restorandaki programa CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, CHP milletvekilleri ve 240 CHP’li belediye başkanı katıldı.
Burada belediye başkanlarına hitap eden Kılıçdaroğlu, Anadolu’nun göbeğinde tarihinin acılarına, sevinçlerine bir anlamda ortak olan bir kentte olduklarını belirterek, “8 bin yıllık bir tarihi var Sivas’ın. İnternete girip acaba Sivas’ın tarihi nedir?’ diye yazdığınızda bir ansiklopedi kadar bilgiye ulaşabiliyorsunuz.
Yine Sivas Milli Kurtuluş Savaşları’nın önemli merkezlerinden birisiydi. Gazi Mustafa Kemal 27 Haziran 1919’da Sivas’a geldiğinde Nutuk’ta Sivas’a gelişini şöyle anlatır, ‘Sivas şehrine girerken caddenin iki tarafı büyük bir kalabalıkla dolmuş. Askeri birlikler tören düzenini almış bulunuyordu. Otomobilden indik.
Yürüyerek askeri ve halkı selamladım. Bu manzara Sivas’ın saygı değer halkının ve Sivas’ta bulunan kahraman subay ve askerlerimizin bana ne kadar bağlı ve sevgiyle dolu olduğunu gösteren canlı bir talepti’ diyor. Sivas Kongresi, bizim milli kurtuluş hareketinin temel felsefesinin belirlendiği bir kenttir aynı zamanda. ‘Milli sınırlar içinde vatan bir bütündür parçalanamaz’ felsefesi kayda geçirilir.
‘Her türlü yabancı işgal ve müdahalesine karşı millet topyekun kendisini savunacak ve direnecektir’ ilkesi kayda alınır. Kuvayımilliye’yi tek kuvvet olarak tanımak ve milli iradeyi hakim kılmak temel esastır’ diye kayda alınır. Manda ve himaye kabul edilemez. Sivas Kongresi’nin de Cumhuriyet Halk Partisi’nin ilk kongresi olduğunu da Gazi Mustafa Kemal Atatürk yaptığı birden fazla konuşmada da bunu ifade etmiştir” diye konuştu.
‘İNSAN DOĞDUĞU, YAŞADIĞI KENTTE MUTLU OLMAK İSTER’
Türkiye nasıl sorunlar yaşıyorsa o sıkıntıların bin kat fazlasını Sivas ve Sivaslıların yaşadığını belirten Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
“Acıdır ama gerçektir. Sivas’ta oyumuzun düşük olduğunu biliyorum. Bir milletvekili çıkardığımızı da biliyorum. İki belediye başkanımız vardı, İmranlı belediye başkanımıza Allah rahmet eylesin, elim bir trafik kazasında kaybettik. Bir belediye başkanımız var. Sivaslı kardeşlerimin düşünmesini isterim, bugün içinde bulunduğunuz olumsuz koşullar sizin kaderiniz mi acaba? Oy verdiniz. Destek verdiniz.
O zaman şu soruya her Sivaslı kardeşimizin cevap vermesini lazım. Ey iktidar, sana oy verdik. Çok sayıda milletvekili verdik. Bu Sivaslı neden Sivas’ta kalmak istemiyor. Neden büyük kentlerin varoşlarına gidip tutunmaya çalışıyor? En çok köye sahip olan tek il Sivas. Ama bu Sivas ne hikmetse büyük şehir belediye olamıyor.
Çünkü nüfusunu tutamıyor. O zaman buradan bütün Sivaslılara seslenmek benim boynumun borcudur. Sevgili Sivaslılar, oy verdiniz, eyvallah başımın üstüne. Niye oy verdiniz diye eleştirmiyorum. Ama sandığa giderken düşünün, evlatlarınızı düşünün, Türkiye’yi düşünün, köylerinizi düşünün. Bir insan doğduğu, yaşadığı kentte mutlu olmak ister. Doğduğu kentte mutlu olamayıp da iş bulamayıp da doğduğu kentin varoşlarına kent eğer sizi itiyorsa bir sorun var demektir.
Bir derdimiz var demektir. Ben bu sitemimi dile getirmek zorundayım. Çünkü bu çözülemez bir sorun değildir. Israrla söylüyorum; Anadolu’nun içi boşalıyor diye. Fabrikalar kapanıyor diye, çiftçi üretemez halde, köylüyü toprağına, arazisine, hayvanına küstürdüler. Kendisi aç, beslediği hayvan da aç.
Böyle bir ortam varken her birimizin oturup düşünmesi lazım. Sıradan vatandaşın da düşünmesi lazım, belediye başkanının da düşünmesi lazım, muhtarın da düşünmesi lazım, kanaat önderlerinin de ticaret odası, esnaf odası başkanlarının da düşünmesi lazım, esnaf kardeşlerimizin de düşünmesi lazım.”
‘SİYASET ZENGİNLEŞME ARACI DEĞİLDİR’
Türkiye’ye huzurun gelebilmesi için yeni bir anlayışın egemen olması gerektiğini anlatan Kılıçdaroğlu, “Siyaset zenginleşme aracı değildir. Halkın oylarıyla milletvekili olan, bakan olan, başbakan veya cumhurbaşkanı olan kim olursa olsun halkın oylarıyla bir makama gelmişse halka hizmet için gelir. Zenginleşmek için oraya gelmez. Bu anlayışı değiştirmek zorundayız.
Bir yüzyılı devirdik, ikinci yüzyıla giriyoruz. Bir yüzyılın bize bıraktığı miras nedir? Komşularımıza bakalım. Hepsiyle kavgalıyız. Yeni bir anlayış, yeni bir ufuk, ahlakı temelde yükselen bir anlayışı kastediyorum ben. Erdemden, irfandan, bilgiden, birikimden bahsediyorum. Üniversiteleri bilgi üretmeyen bir ülkenin büyüme şansı yoktur.
Teknolojinin gelişmediği bir ülkede siz dünyayla rekabet edemezsiniz. Ve dolayısıyla her birimizin oturup düşünmesi lazım. Eğer bir siyasetçi söz veriyorsa, verdiği sözü yerine getirmesi lazım. İşin kuralı budur. Yerine getirmiyorsa, halkın önüne çıktığı zaman hangi gerekçeyle yerine getirmediğini oturup anlatması lazım. ‘Yapamadım’ demesi lazım’” dedi.
‘SİVAS DEMİR ÇELİK FABRİKASI’NI KAMUYA ALACAĞIZ’
Sivas Demir Çelik Fabrikası’nda yaşanan sorunları da bildiklerini ve yakından takip ettiklerini belirten Kılıçdaroğlu, sözlerine şöyle devam etti:
“Verdiler, sattılar, ettiler. Binlerce insan buradan geçiniyordu. Hala ölü gibi yatıyor orada. Allah aşkına ya bir kentte bir fabrika çalışmaz mı? Bir kentte fabrika çalışınca o kente hayat gelmez mi? Herkesin ailesiyle beraber, çalışan işçilerin aileleriyle beraber huzurlu bir hayat sürmesi gerekmez mi? Fabrika çalışmıyor. Sivaslı kardeşlerime söz veriyorum. Allah nasip ederse Millet İttifakı olarak iktidar olacağız. Göreceksiniz.
O fabrikayı alacağız, kamuya alacağız. 6183 sayılı Amme Alacakları Tahsil Usulü Kanunu’na göre alacağız. Kamu kurumu haline getireceğiz. Orada Sivaslılar çalışacak. Alın terlerini karşılığını alacak, orada yaratılan katma değer Sivas’ın katma değeri olacak. Bunu yapacağız. Akıl var, mantık var, bir kentte teşvik olursa teşvikin eşinin de olması lazım.
Sanayi bölgesi yapıyorsunuz farklı teşvik, başka bir sanayi yapıyorsunuz farklı teşvik. Rekabete aykırı. Akla ve mantığa aykırı. Ama yapıyorlar. Böyle bir rezalet görülmüş değil ama bunlar yapıyorlar. Hızlı tren, geldiler söz verdiler ‘2019’da gelecek’ diye. 2019, 2020 ,2021, 2022 nerede bu?
Sivaslı kardeşlerimize açık ve net söylüyoruz, bunlar sizden oy almak için gelip mikrofonların önüne çıkıyorlar ve size yalan söylüyorlar. Yeter be kardeşim, bu kadar yalanın da arkasından gitmeyin. Yapıyorlarsa yapsınlar. Niye yaptılar diye ellerinden tutan mı var? Engel olan mı var? Sivaslı kardeşimin sorması lazım, ‘2019’da söz verdin kardeşim nerde peki bu tren? Bir de benden oy istemeye geliyorsun’ demesi lazım.”
‘İKTİDAR CHP’Lİ BELEDİYELERİ DÜŞMAN GİBİ GÖRÜYOR’
İktidarın CHP’li belediye başkanlarını ayrı bir yere koyduğunu ve düşman gibi gördüğünü belirten Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
“Bunlar nasıl vatandaşa hizmet edilemez hale getirilebilir, bunun arayışı içinde ama sizler sağ olun. Bütün belediye başkanı arkadaşlarım bütün engelleri aşarak halka hizmet ediyorsunuz. Daha önce söylemiştim; bütün engelleri aşıp halka hizmet etme konusunda olağanüstü çaba harcayan belediye başkanlarımız Türkiye Cumhuriyeti tarihinde yerel yönetimlerde bir tarih yazıyorlar.
Tarihimiz hayırlı uğurlu olsun diyorum. 11 büyük şehir belediyemizle birlikte toplamda 248 belediyemiz var. Türkiye nüfusunun yüzde 51,7’sine hizmet ediyoruz. Yani yarısına Cumhuriyet Halk Partili belediyeler hizmet ediyor. Belediyelerimi 4 milyon 800 bin haneye sosyal yardım götürdü. 3 yıl 7 aylık süre içinde 4 milyon 800 bin haneye sosyal yardım götürdüler.
Götürdükleri yardımın bedeli 25 milyar 700 milyon lira. 4 milyon 800 bin haneye ulaştırdılar. Bu ne demektir biliyor musunuz? Türkiye’yi bir felaketten, bir açlıktan çıkarmak demektir. Ekmeği olmayana ekmek, sütü olmayana süt, kirası olmayana kira, her türlü yardım yapıldı. Aslında iktidarın oturup CHP’li belediyelere teşekkür etmesi lazım.
‘Sizin sayenizde bu ülkede derin bir yoksulluk çok fazla hissedilmiyor’ demesi lazım. ‘Büyük fedakarlıklarla görev yapıyorsunuz’ demesi lazım. Ama engelliyorlar. İstedikleri kadar engellesinler, her engeli, her CHP’li belediye başkanı aşacaktır ve halkına hizmet edecektir, bundan kesinlikle eminim. 840 bin haneye ısınma yardımı, 3 milyon 100 bin haneye gıda yardımı, 745 bin haneye nakdi yardım, 3 milyon 200 bin kişiye 492 milyon tutarında ulaşım yardımı yapıldı.”
’20 YILDA YURT SORUNUNU ÇÖZEMEDİLER’
Türkiye’de eğitim sisteminde yurt sorunu olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, “Bu ülkede 20 yılda yurt sorununu çözemediler. Bundan daha büyük bir ayıp olabilir mi? 2019 yerel seçimlerinde belediye başkanlarımız seçildiklerinde 22 öğrenci yurdu vardı, bunu 83’e çıkardılar. Yurt kapasitesini öğrenci sayısı olarak yüzde 392 artırdılar, bu devam edecek.
Belediye başkanı arkadaşlarıma söylüyorum. Kreş hizmetlerini yoksul mahallelerden başlayarak bol miktarda kreş yapın. Kentlerde yaşamanın bir başka önemli noktası kentte yaşayanlar park görmek isterler, ağaç görmek yeşil alan görmek isterler, o yeşil alanlarda oturup sohbet etmek isterler.
Çocuklarının, torunlarının oynamasını isterler. Dolayısıyla kenti doğadan ayıran değil, doğayla kentin iç içe olmasını isterler. Yeşil alan hizmetleri konusunda da belediye başkanlarımız gerçekten çok önemli adımlar attılar. 2019’dan sonra 3 bin 478 parkı hizmete açtılar. Yenilenebilir enerji konusunda da 57 belediyemiz bu projeyi hayata geçirdi ve enerji elde ediyor.
Kentten kırsala kaynak aktarılması, kırsalda yaşayan insanın da mutlu olması, ürününü satabileceği bir alan olması lazım. Belediyelerimiz tarafından 39 bin 572 üreticiye 4 bin 100 ton katı sıvı gübre desteğinde bulunuldu. İktidarın yapamadığını yapıyoruz, iktidarın beceremediğini beceriyoruz. Çiftçiyi perişan ettiler, çiftçiyi perişan etmekten kurtarıyoruz. Bizim belediyelerimizin olduğu yerlerde insanlar çok mutsuz değiller. En azından bir şeylerin yapıldığını görüyorlar. Esnafı, çiftçisi, üreticisi de memnun” dedi.
‘OLAYIN ÜSTÜNÜN KAPATILMAYA ÇALIŞILDIĞINI BİLİYORUZ’
Bartın’da yaşanan maden kazasına da değinen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
“41 madenci arkadaşımız hayatını kaybetti. Bir ihmaller zinciri var, öyle gözüküyor. Hiç kimse görevden alınmadı. Olayın üstünün kapatılmaya çalışıldığını biliyoruz. Her ne kadar açıklama yapıyorlarsa da bütün ihmalleri araştırın diyorlarsa da bugün için bunu söylüyorlar. Ama yarın bunun üstünün kapatılacağını biliyoruz.
301 kişinin hayatını kaybettiği Soma faciasının sonuçlarını hep beraber gördük. Uluslararası Çalışma Örgütü’nün üyesiyiz. Örgütün Ankara’da bir temsilciliği var, uzmanlar komitesi var. Madenlerle ilgili bir rapor yayınladılar. 22 Ekim 2022 Uluslararası Çalışma Örgütü Türkiye Ofisi’nin yayınladığı rapor, iş güvenliği ve sağlığı konusunda ciddi sorunlara değiniyorlar.
Türkiye’de iş sağlığı ve güvenliği konusunda ciddi sorunlar var diyor. Biz 2015 yılında 176 sayılı madenlerde güvenlik ve sağlık konulu büro sözleşmesini imzalamışız. Ama bu sözleşmenin gerektirdiği hiçbir şeyi yapmamışız. Şimdi uluslararası komite diyor ki; ‘Bana ne için bilgi vermiyorsun’ diyor. Bilgi verilmemiş, ‘altına imza attın, bunun gereğini neden yerine getirmiyorsun’ diyor.
‘Ölümcül kazalar dışında kazalar olunca bana bilgi vereceksin’ diyor. ‘Neden bugüne kadar bana bilgi vermedin’ diyor. Rapor yazıyor, bunlar rapor yazmasalar biz de bilmeyeceğiz. Biz de sanacağız ki Uluslararası Çalışma Örgütünün öngördüğü, bizim de imzaladığımız sözleşmelere uygun olarak her türlü bilgi veriyor.
Hadi bize verilmesin, bari bizi dışarıya karşı ayıp duruma düşürmeyin. İşçi ve işveren örgütleriyle sürekli toplantılar yapın ve bu toplantılarda ortaya çıkan verileri bize bildirin. ‘Bugüne kadar hiç verilmedi’ diyor. Daha buna benzer bir sürü şey var. Dolayısıyla Türkiye’nin içeride ve dışarıda ciddi sorunlarla karşı karşıya olduğunu belirtmek isterim. Nereye dokunsanız acı hissediyorsunuz.”
‘İKTİDAR HARCAMALARI KARŞILAMAK İÇİN BORÇ ALIYOR’
AK Parti iktidarı döneminde hiçbir fabrika yapılmadığını iddia eden Kılıçdaroğlu, “İster şeker fabrikası, ister çimento fabrikası, ister lastik, ister su fabrikası ne istiyorlarsa AK Parti iktidarının, yani devlet aracılığıyla yapılmış bir tek fabrikasını göstersinler. Bir fabrika bile yok. Peki nasıl olacak? Türkiye’yi nasıl büyüteceksin? Yapamıyorlar. Beceremiyorlar. Türkiye’yi tam bir çıkmaza ve tam bir borç batağına soktular.
Cumhuriyet tarihinde bu kadar ağır bir borç yükü altına Türkiye sokulmamıştı. Bu kadar ağır borç yükünün getirdiği sorun nedir? Siyasal iradenin her an dışarıya ipotek edilebilir konuma getirilmiş olmasıdır. Egemen güçlerin talimatını koşulsuz yerine getiren bir siyasi iradenin ortaya çıkması demektir. Borç alan, emir alır. Şimdi siyasal iktidar, emir alan konuma gelmiştir.
Türkiye için en büyük tehlike budur. 2017’den 2023’e kadar borçlar ne kadar arttı bütçenin; yüzde 100, yüzde 300, yüzde 500, yüzde bin. Hayır efendim, tamı tamamına yüzde bin 292 kat arttı. Bu borç yükünü bu millet ne kadar çekecek? 85 milyon vergi veriyor. Nereye gitti bu vergiler? Nereye harcadınız bu vergileri? İnsanlar perişan vaziyette. Ödediğin vergilerin büyük kısmı içerideki ve dışarıdaki tefecilere gidiyor.
Bakmayın öyle faize karşıyız demelerine. Bunlar faizi yiyenin ağ babası. Faizcilere çalışıyor. Bu kadar borcun karşılığı ne olacak? Faiz ödeyeceksiniz. Yüzde bin 200’leri aşan borç. Bakın her ay bütçeden 2 milyar 222 milyon 873 bin dolar faiz ödüyoruz. Saate bölersek, saat başına ödediğimiz faiz 3 milyon 45 bin 348 dolar.
Allah aşkına bu yük çekilir mi? Türkiye’yi bu batağa kim soktu? Utanmasalar ‘Bay Kemal yaptı’ diyecekler. İftira atacaklar. Akıl alacak şey değil. Cumhuriyet tarihi bu kadar ağır bir yükün altına girmedi. Türkiye Cumhuriyet tarihinde bu kadar ağır bir yükün altına girmedi” ifadelerini kullandı.
‘HARAMZADELERİN İKTİDARI DEYİNCE KIZIYORLAR’
Kur korumalı mevduat hesabı uygulamasını eleştiren Kılıçdaroğlu, “Mart ayından eylül ayına kadar 85 milyar lira faiz ödediler bir avuç insana. Bunların döviz garantisi var. Bunların faiz garantisi var. Bunların vergi ödememe garantisi var. Vatandaşa vergi alırken vergi ödeyecek ama kur korumalı mevduatın sahibi milyarları yatıracak, gelir elde edecek.
Yüksek faiz ama 5 kuruş vergi ödemeyecek. Benim de şimdi Sivaslı kardeşime sorma hakkım var. Esnafına, çiftçisine, üreticisine sorma hakkım var. Sen vergi ödüyorsun, ödemediğin zaman ceza, faiz geliyor. Dükkanı kapat, aldığın hava parasını kur korumalı mevduat hesabına yatır, hem gelir elde ediyorsun hem döviz garantin var hem vergi vermiyorsun hem alın ter dökmüyorsun.
Haram değil mi bu? Haramzadelerin iktidarı dediğim zaman kızıyorlar. Evet onların iktidarı, onlara hizmet ediyorlar. Bankaların karı, ilk 8 aydan yüzde 420. Bankaların karı yüzde 420 artıyor. Esnafın arttı mı? Emeklinin arttı mı? İşçinin, sanayicinin karı 8 ayda yüzde 420 arttı mı? Kimin arttı? Bankaların arttı. Bankalar ne yapar? Parayı faizli verir. Bitti, o kadar” dedi.
‘6 LİDER DE TÜRKİYE’NİN GERÇEKLERİNİ BİLİYOR’
Ülkedeki bütün sıkıntılara rağmen asla umutsuzluğa kapılmayacaklarını dile getiren Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
“İktidarın karabasan gibi çöktüğünü de biliyorum. Vatandaşın büyük ölçüde daraldığını da biliyorum. Ama biz bunları aşacağız. Millet İttifakı olarak bir adayız. 6 lider olarak bir aradayız. 6 lider de Türkiye’nin gerçeklerini biliyor. 6 lider iş birliği yaparak Türkiye’yi bu karabasandan çıkaracağız. Halka hizmet etmenin Hakk’a hizmet etmek kadar iyi bir vaka olduğunu da biliyorum.
İyi bir inanç ve gelenek olduğunu da iyi biliyorum. Dolayısıyla bizlerin halka umut vermesi gerekiyor. O nedenle biz Türkiye’nin yönetimine talibiz. O nedenle Türkiye’yi bu bataktan çıkarmak istiyoruz. O nedenle Türkiye’ye barışı, bolluğu, bereketi getirmek istiyoruz.
O nedenle Türkiye’ye eğer teknolojiyi büyütemezseniz, üniversiteler üretmezse 21’inci yüzyılın yıldızı haline getiremezseniz. Amaç Türkiye’yi bölgesinde de dünyada da dünyanın yıldızı haline getirmektir. Bu amacı gerçekleştirimiz zaman pek çok şeyi basarmış olacağız.”