Bir televizyon programındaki sözleri nedeniyle “Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerlere alenen aşağılama” suçundan hakkında soruşturma başlatılan Prof. Dr. Celal Şengör ifadesini verdikten sonra adliyeden ayrıldı.
Celal Şengör, 23 Mayıs 2022’de katıldığı programda kullandığı sözler nedeniyle “Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerlere alenen aşağılama” suçlamasıyla başlatılan soruşturma kapsamında “şüpheli” sıfatıyla ifadesini vermek üzere İstanbul Adalet Sarayı’na geldi. Prof. Dr. Celal Şengör avukatı Celal Ülgen ile birlikte gazeteci Fatih Altaylı, emekli Tümgeneral Ahmet Yavuz ve yazar Orhan Bursalı da destek için geldi.
“BİLİM YARGILANIYOR”
Avukat Celal Ülgen, “Celal Şengör değil, bilim yargılanıyor. Bilimsel bir gerçeği bir bilim programında deklare etmiş olmaktan dolayı yargıç karşısına ya da savcı karşısına bir bilim adamının çıkarılması bilimin yargılanması demektir. Oysaki bilimin yargılanmasını ortaçağda bırakmıştık” dedi.
FATİH ALTAYLI: “BENİM CEZAMI RTÜK VERDİ”
Gazeteci Fatih Altaylı, “Sizi çağırdılar mı ifadeye?” sorusuna, “Benim cezamı RTÜK verdi. O yüzden ifadeye gelmedim. Celal’in dediği cümleleri ben sarf etmedim, Celal sarf etti. O yüzden program sahibi olarak RTÜK’ten ceza aldım. Bunlar şaşırtıcı değil, bunların olacağını bekliyordum ama bu kadar abartacaklarını zannetmiyordum. Çünkü Diyanet’in tavrı, RTÜK’ün tavrı ortada. Yanlış bir iş yapıyorlar. Şu yüzden yanlış, bilimle din çelişkisi bin yıl önce zaten Avrupa’da da denendi. Avrupa bu din-bilim tartışmasının en yoğun yaşandığı yerdir ” dedi. Altaylı, RTÜK’ün para cezasını dava konusu yapacaklarını belirterek gerekirse AİHM’e kadar götüreceklerini ifade etti.
AVUKATI AÇIKLAMA YAPTI
Şengör daha sonra İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları Soruşturma Bürosu’na ifade verdi. İfadesinin ardından Celal Şengör açıklama yapmadan adliyeden ayrıldı. Şengör’ün avukatı Celal Ülgen ise “Açıklamasının tamamen bilimsel olarak söylendiğini bu konuda suç işleme kastı olmadığı gibi, aynı zamanda halkın bir kısmının inandığı değerlerini aşağılama kastı olmadığını, bilim tarihçisi olduğunu, bilim ve dinin zaman zaman birbiriyle çelişebildiğini, ama bir bilim tarihçisinin de her zaman bilimsel doğruları söyleme görevi olduğunu ve bir suç işlemediğini dile getirdi” şeklinde konuştu.