Yenilenebilir enerjinin daha fazla desteklenmesi gerektiğini söyleyen Alaca Group Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Alaca, “Yenilenebilir enerji ülkemizin elindeki en büyük kozlardan biri haline gelmelidir” dedi.
Yenilenebilir enerjinin ülkeler açısından öneminin her geçen gün arttığını söyleyen Alaca, “Enerji sektörü bütün dünya ekonomisini, dünya ticaretini, dünya politikasını ve dünya siyasetini başlı başına etkileyen bir sektördür ve bütün dünya gündeminin en önemli konularından bir tanesidir. Çünkü genel olarak baktığımızda, dünya yakın tarihinden günümüze kadar olan savaşların sebeplerinin başında enerji geliyor. Ülkeler, toplumlar ve hatta büyük şirketler kendi politikalarını oluştururken enerjiye çok büyük önem vermişlerdir.
Enerji hem üretimin hem de sürdürülebilirliğin sağlanması için, temel ana girdilerden ve maliyetlemelerden bir tanesidir. Yüzyıllardan beridir kullanılan temel enerjimizin kaynağı ana madde olarak fosil yakıtlar (kömür, petrol, doğalgaz gibi) olmuştur, onun beraberinde hidroelektrik santralleri, jeotermal ve GES gibi yenilenebilir enerjilerinden faydalanılmıştır. Fakat günümüz dünyasına baktığımız zaman yenilenebilir enerjiler çok daha önemli bir noktaya gelmekte ve her geçen gün önemi artmaktadır” dedi.
YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI CİDDİ ÖNEM ARZ ETMEYE BAŞLADI
Alaca açıklamasının devamında, “Günümüzde özellikle küresel ısınma ile birlikte karbon ayak izini azaltmak, fosil yakıtlardan salgılanan sera gazı etkisini düşürmek ve küresel ısınmanın önüne geçebilmek amacı ile yenilenebilir enerji kaynakları ciddi önem arz etmeye başladı. Bununla ilgili 2016 yılında 191 üyenin anlaşması ile “Paris İklim Anlaşması” yapıldı ve daha sonradan ülkemiz de buna dahil oldu. Ülkemizde de artık enerji, üretim vs gibi politikalar belirlenirken bu anlaşma da göz önünde bulunduruluyor. Bununla ilgili de gerek teşvikler gerekse de yaptırımlar getiriliyor” diye konuştu.
AVRUPA’YI ETKİLEYECEK BİR RESESYON BEKLENİYOR
Yenilenebilir enerjinin öneminin Rusya-Ukrayna savaşında bir kez daha anlaşıldığını dile getiren Alaca, “Aslında bu savaşla birlikte de yenilebilir enerji tarafına çok ciddi bir eğilim olduğunu görüyoruz. Daha önce de belirttiğim gibi ülkeler kendi politikalarını oluştururken enerji konusu çok ciddi bir önem arz ediyor. Özellikle Rusya tarafının elindeki enerji, petrol ve doğalgaz önemli bir silah ve argüman olarak kullanılmaya başlandı.
Baktığınız zaman Rusya, elindeki bu önemli enerji kaynakları ile tüm dünyayı tehdit eder hale geldi ve bu tehditten dolayı önümüzdeki süreçte enerji maliyetlerinin çok daha fazla yükseleceği, bu enerji maliyetleri ile birlikte üretimin ve etkilenecek bölgelerdeki insani şartların çok daha zor bir hal alacağı ve de Rusya’nın kendine politik bir fayda sağlayacağı öngörülüyor. Özellikle küresel çapta Avrupa’yı etkileyecek bir resesyon bekleniyor. Bu durum göz önünde bulundurulunca sürdürülebilir enerjinin önemi bir kez daha ortaya çıkmış oluyor” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin son dönemlerde enerji sektöründe ciddi atılımlarının olduğunu belirten Alaca, bu konu ile ilgili daha fazla proje üretilerek Türkiye’nin diğer ülkelere karşı politik ve çevresel gücünün artırılması gerektiğini söyledi.
Alaca, sözlerini şöyle sürdürdü: “Peki tüm dünyada yenilenebilir enerji bu kadar önem kazanırken ülkemizde bununla ilgili neler oluyor? Ülkemizde bununla ilgili son birkaç yıldır yenilenebilir enerjiye çok ciddi bir eğilim söz konusu. Yenilenebilir enerji ile ilgili projeler üreten ve çok ciddi çalışmalar yürüten önemli şirketlerimiz var. Keza yine devlet teşvikleri ve yönetmelikler oluşuyor. Örneğin; sanayi kuruluşlarında güneş panelleri kullanımının elektrik enerjisinin belirli bir kısmının üretilmesine teşvik etmek gibi projeler göze çarpıyor.
Bunun dışında ülkemizin hemen her bölgesinde hidroelektrik santrallerinin olduğunu biliyoruz ve son zamanlarda daha da artırılmaya çalışılıyor. Baktığınız zaman ülkemiz jeotermal anlamda da önemli bir konuma sahip ve jeotermal kaynakları da çok fazla olan bir ülke. Ayrıca tüm dünyada elektrikli otomobillerin kullanılmaya başlanması ile birlikte ülkemizin de buna ayak uydurarak yerli elektrikli otomobil hamlesi yerinde bir girişim oldu. Bunun gibi projeler ülkemizin ekonomik avantajları açısından can suyu olacak nitelikteki projelerdir. Tabi bunun sadece ticari avantajları değil, politik ve çevresel avantajları da var.
Biz enerji ithal eden bir ülke konumundayız. Petrol, doğalgaz gibi ürünlerin önemli bir kısmında dışa bağımlı bir ülkeyiz. Yenilenebilir enerji ile; Enerjide dışa bağımlılığı azaltarak enerji ithalat girdilerinden asgari oranda etkilenmemizi sağlayabiliriz. Ayrıca ilerleyen dönemlerde bu çalışmalar neticesinde enerji veya sürdürülebilir enerji ekipmanları ihracatçısı olan bir ülke konumuna girebilirsek çok daha fazla ticari ve politik edinimler elde edebiliriz.”
YENİLENEBİLİR ENERJİ DAHA FAZLA DESTEKLENMELİ
Küresel ısınma ile birlikte dünyanın önemli bir değişime girdiğini ve bu konu ile ilgili önlem alınması gerektiğini de sözlerine ekleyen Alaca, sözlerini şöyle tamamladı: “Son dönemde özellikle nüfus artışı ile birlikte içinde bulunduğumuz yerküre çok fazla yıprandı. Küresel ısınma ile birlikte iklim değişiklikleri gerçekleşiyor, iklimler bozuluyor ve kendi içinde maddi manevi birçok sorunlara sebep olabiliyor.
Örneğin; Kuraklık gibi bir sorunu beraberinde getiriyor ve günümüze değin olan düzeni değiştirip dünyayı daha farklı bir yapıya adapte etmek zorunda bırakıyor. Bunların yaşanmaması için de yenilenebilir enerji konusu hem dünya açısından hem de ülkemiz açısından daha fazla desteklenmesi gereken önemli bir konu haline geliyor” ifadelerini kullandı.