Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, ‘Akşehir Onur Günü’nde yaptığı konuşmada, “Bir asır önce ‘var olma’ mücadelesi verirken, bugün Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, dünyada söz sahibi durumdayız” dedi.
Milli Mücadele döneminde Batı Cephesi Karargahı göreviyle önemli rol üstlenen Akşehir’de, taarruz hazırlıklarının sona erip karargahın taşındığı 24 Ağustos 1922 anısına her yıl düzenlenen ‘Akşehir Onur Günü’, çeşitli etkinliklerle kutlanıyor. Etkinlikler bu yıl Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler ve kuvvet komutanlarının katılımıyla başladı.
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, 30 Ağustos tarihinin önemine değindiği konuşmasında, “Binlerce yıllık şanlı tarihimizde ağustos ayının müstesna bir yeri vardır. 1071’de Malazgirt’te, 1473’te Otlukbeli’nde, 1514’te Çaldıran’da ve 1526’da Mohaç’ta kazanılan zaferler, hep ağustos ayında gerçekleşmiştir. Şanlı tarihimizde ‘Zaferler Ayı’ olarak bilinen bu ayda kazandığımız zaferlerden biri de ‘Başkomutanlık Meydan Muharebesi’dir.
Kahraman ordumuzun 26 Ağustos 1922 sabahı ‘Büyük Taarruz’u ile başlayan ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasına vesile olan Başkomutanlık Meydan Muharebesi, tarihimizin en büyük ve en parlak destansı zaferlerinden biridir. Türk ordusu, 26 Ağustos sabahı taşıyla, toprağıyla, havasıyla, suyuyla, kuşuyla, kurduyla, ağacıyla, ormanıyla bizim vatanımızı, bizim insanımızı, kısacası bizim olanı düşmanın elinden almak için Kocatepe’den Afyon ovasına doğru coşkun bir sel gibi akmış, düşman birliklerini bozguna uğratarak 30 Ağustos 1922’de Dumlupınar’da zafere ulaşmıştır.
30 Ağustos, esaret zincirine vurulmak istenen bir milletin Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde ‘Ya istiklal ya ölüm’ parolasıyla başlattığı ve yedi düvele karşı verdiği destansı mücadelenin zaferle taçlandığı gündür. İşte bu mücadelede, umuda yani zafere giden bu yolda diğer şehirlerimiz gibi Akşehir’in de önemli bir yeri vardır. Zira Akşehir, Milli Mücadele’mizde, Büyük Taarruz öncesindeki 9 aylık kritik süreçte, Batı Cephesi Karargahı göreviyle çok önemli bir rol üstlenmiştir. Gazi Mustafa Kemal Paşa da başkomutan olarak Büyük Taarruz öncesi 3 farklı zamanda Akşehir’e gelerek hazırlıkları yakından takip etmiştir” diye konuştu.
‘VATAN TOPRAĞININ HER KARIŞI MUKADDES BİR YADİGARDIR’
Küresel ve bölgesel konularda, bölgesinde ve dünyada söz sahibi Türkiye’nin olduğunu söyleyen Bakan Akar, “Bugün bizlere düşen görev, atalarımızın binbir fedakarlık göstererek bizlere emanet ettiği cennet vatanımıza, bu kutsal emanete sahip çıkmaktır. Zira, 1071 Malazgirt’ten bu yana ebedi vatanımız olan bu toprakların bedeli, şehit ve gazilerimizin mübarek kanlarıyla ödenmiştir. Bu nedenle vatan toprağının her karışı bizler için mukaddes bir yadigardır. Ecdadımızdan devraldığımız bu emanete sahip çıkmak ve bu emaneti gelecek nesillere miras bırakmak, omuzlarımıza yüklenmiş tarihi bir sorumluluktur.
İşte bu sorumluluğun bilinciyle savunma sanayi başta olmak üzere hemen her alanda Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde ülkemizi küresel bir güç haline getirmek için gece gündüz demeden, var gücümüzle çalışmaktayız. 1 asır önce ‘var olma’ mücadelesi verirken, bugün Sayın Cumhurbaşkanı’mızın liderliğinde, uluslararası ilişkilerde özne haline gelen, etki ve ilgi alanı her geçen gün genişleyen; küresel ve bölgesel gelişmeler karşısında proaktif davranarak bölgesinde ve dünyada söz sahibi olan etkin bir güce ulaşmış durumdayız.
Aynı şekilde 1 asır önce yokluklar içerisinde başlattığı ‘Büyük Taarruz’la zafer elde eden kahraman ordumuz, bugün sahip olduğu imkan ve kabiliyetlerle dünyanın sayılı ordularından biri haline gelmiştir. O gün kahraman ordumuz, cansiparane bir şekilde nasıl ki vatanımızı koruduysa, bugün de aynı ruh, aynı azim ve aynı kararlılıkla bölgesel ve küresel güvenlik için Cumhuriyet tarihinin en yoğun ve en etkili faaliyetlerini icra etmektedir” dedi.
‘TÜRKİYE, BÖLGE VE DÜNYA BARIŞINA KATKI SAĞLAMAKTADIR’
Bakan Akar, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:
“Bu kapsamda, sahip olduğu nitelikli personelin yanı sıra yerli ve milli savunma sanayi ürünleriyle teçhiz edilen TSK; ‘Hudut namustur’ anlayışıyla hudutlarımızın güvenliğini sağlamakta, yurt içinde ve sınır ötesinde artan bir şiddet ve tempoda ve taarruzi bir anlayışla başta FETÖ, PKK/YPG ve DEAŞ olmak üzere tüm terör örgütlerine karşı mücadele etmektedir. Kıbrıslı kardeşlerimizin hakları dahil, denizlerimizdeki hak ve menfaatlerimizle semalarımızı azim ve kararlılıkla korumakta, bunlara ilaveten başta Azerbaycan ve Libya olmak üzere dost, kardeş ve müttefiklerimizin haklı davasına destek olmakta, aynı zamanda bölge ve dünya barışına da katkı sağlamaktadır.
Elde ettiğimiz başarılarda en büyük ilham kaynağımız, şehit ve gazilerimizin kahramanlık ve fedakarlıklarıyla asil milletimizin, yani sizlerin sevgisi, güveni ve duasıdır. Sizlerin bizlere olan sevgisi, güveni ve desteği sürdükçe başaramayacağımız hiçbir şey, aşamayacağımız hiçbir engel yoktur. Peygamber ocağı olarak da bilinen TSK; binlerce yıllık şanlı tarihimizden süzülüp gelen milli, manevi ve mesleki değerleriyle, anayasa çerçevesinde, yasalar doğrultusunda, Sayın Cumhurbaşkanımızın direktifleriyle sıralı amir ve komutanların emir ve komutasında, milletinin emrinde, görevinin başındadır. Bundan kimsenin şüphesi olmasın.”
Konuşmaların ardından Akşehir üzerinden Afyonkarahisar’a temsili yürüyüş ve uğurlama töreni yapıldı.