Çankırı’da bulunan hayvan fosili sayısı 4 bine ulaştı. Kazı Başkanı Prof. Dr. Ayla Sevim Erol, “Artık bir müze açabilecek sayıda fosil buluntuya sahibiz. Bir fosil müzesi açılarak, buranın bir bilim merkezine çevrilmesini ve turizm merkezine dönüştürülmesini isteriz” dedi.
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Antropoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ayla Sevim Erol başkanlığında, Fatih Mahallesi Yapraklı kara yolu çevresindeki alanda yapılan kazılar, bu yıl 12 kişilik ekiple yürütülüyor. 2001 yılında başlatılan kazı çalışmalarında bugüne kadara fil, gergedan, zürafa ve kılıç dişli kaplan başta olmak üzere 41 farklı türe ait 4 binden fazla tanımlanabilen fosil bulundu.
‘BURASI BİZE DOĞA MİRASI OLARAK KALDI’
Kazı başkanı Prof. Dr. Sevim Erol, Çorakyerler Omurgalı Fosil Lokalitesi’nin dünyanın en önemli fosil lokalitelerinden biri olduğunu belirterek, “Çorakyerler, dünyada benzeri çok az olan, önemli fosil lokaliteleri arasında yer alıyor. Çünkü şu anda şehrin merkezindeyiz. Bu tür fosil lokaliteleri, bu kadar rahat ve kolay ulaşılabilir bir yerde değil. Bunun hem artı hem de eksi yönleri var. Artı yönleri; kolay çalışılabilecek, kolay ulaşılabilecek bir alanda olması.
Eksi yönleri ise yol kenarında bulunmamız ve merkezde olmamız nedeniyle koruma altında bulunmasına rağmen, korunmasında güçlükler yaşayabiliyoruz. Çankırı için Çorakyerler çok önemli. Burası bize doğa mirası olarak kaldı. 9 milyon yıla kadar inen bir tarihi var. 9 milyon yıllık bir fosil lokalitesi yıllarca korunmuş ve günümüze kadar gelmiş. Fakat bu lokalite merkezde olması nedeniyle 1 günde yok edilebilir. O nedenle aslında Çankırılıların, yerel yönetimlerin, yetkililerin çok dikkatli olması ve bu fosil alanını çok iyi koruyabilmesi gerekir” dedi.
‘MÜZE AÇABİLECEK FOSİLE SAHİBİZ’
Bu sezonki kazı çalışmalarının başarılı şekilde devam ettiğini belirten Prof. Dr. Erol, temmuz ayı sonunda başlayan kazılarda ise 100’ün üzerinde fosil bulunduğunu ifade ederek, “Bu sene zürafalarla ilgili buluntular, domuzlar, gergedanlar bulduk. Kısa süre çalışmış olmamıza rağmen, yine önemli türlere ait buluntulara ulaştık. İlk yıllardan bugüne kadar tanımlanabilir 4 bin fosil bulduk. Ama tanımlanamayacak ve önemli fosil sayabileceğimiz numarasızlar arasında da hemen hemen bir o kadar fosilimiz var. Artık bir müze açabilecek sayıda fosil buluntuya sahibiz. Bir fosil müzesi açılarak, buranın bir bilim merkezine çevrilmesini ve turizm merkezine dönüştürülmesini isteriz” diye konuştu.
Prof. Dr. Ayla Sevim Erol, ayrıca buradan çıkan fosillerden bölgeye has 2 türe de ‘Çorakyerler’ ve ‘Çankırı’ isimlerinin verileceğini açıkladı.