Yazın gelmesiyle havuz ve deniz sezonu açıldı. İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Sadriye Pulak, kişisel hijyenin önemine dikkat çekerek “Mikroorganizmalar; bulantı, kusma ve ishal gibi semptomlara sebep olabilirken, bazı mikroorganizmalar karaciğer yetmezliğine neden olabilir” dedi.
Son günlerde koronavirüs ve maymun çiçeği salgınında yaşanan artışlar enfeksiyonlara yakalanma endişesini gündeme getirdi. Emsey Hospital İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Sadriye Pulak, enfeksiyona neden olabilecek bazı durumları anlatarak tavsiyelerde bulundu.
CİDDİ HASTALIKLARA YOL AÇABİLİYOR
Havaların ısınmasıyla birlikte havuz ve deniz kullanımını artacağına dikkat çeken Uzm. Dr. Sadriye Pulak, “Kişisel hijyene dikkat etmezsek sağlığı ciddi ölçüde tehdit eden enfeksiyonlarla karşılaşabiliriz. İnsan vücut atıklarının suya karışmasıyla birlikte havuza geçen enfeksiyonlar kişinin gözüyle ve kulağıyla temas edebilir. Bu suyun yutulmasıyla birlikte sindirim sisteminde ciddi hastalıklar görülebilir. Hastalar özellikle ishal, bulantı ve kusma şikayetiyle yaz aylarında sıklıkla hastanelere başvururlar.
Mide ve bağırsak sistemini ilgilendiren hastalıklar ve ishalle seyreden enfeksiyonları sıkça görürüz. Ayrıca Hepatit A ve E adını verdiğimiz bazı viral enfeksiyonlar da görülebilir. Bunlar bulantı, kusma ve ishal ile seyredebildiği gibi erişkinlerde karaciğer yetmezliğine gidecek kadar ciddi enfeksiyonlara bile yol açabilir. O nedenle havuzlardaki hijyen kuralları çok önemli” diye konuştu.
TEMAS YOLUYLA BULAŞIYOR
Kişiden kişiye temas yolu ile bulaşabilen Maymun çiçeği enfeksiyonu hakkında değerlendirmelerde bulunan Uzm. Dr. Pulak, diğer virüslerde olduğu gibi maymun çiçeği enfeksiyonu da temasın ardından bir kuluçka süresinin olduğunu ve ilk semptomların 5 ile 21 gün aralığında görüleceğini belirtti. Pulak, önceki yıllarda görülen çiçek hastalığına benzetilse de virüsün ilk belirtileri genellikle yüz bölgesinde başlayan ve tüm vücuda yayılan döküntüler halinde kişide ateş, baş ağrısı, şişlikler, sırt ağrısı, kas ağrısı ve halsizlik gibi şikayetlerine neden olabileceğinin altını çizdi.
HAVUZUN DİBİNİ GÖRÜN
Havuzda hijyenin sağlanması için hem kişiye hem de işletmeye bazı görevler düştüğünü belirten Uzm. Dr. Pulak, “Baktığınız suyun çok temiz olması gerekiyor. Suyun dibini mutlaka görmelisiniz. Havuzun dezenfeksiyonun iyi yapıldığından emin olmanız gerekiyor. Özellikle tuvalet eğitimi almamış çocukların havuzlara sokulmaması gerekiyor. Bu çocuklardan bulaş olabilir.
Havuza girmeden önce ve çıktıktan sonra duş alınması önemli. Havuz kenarında giyilen terliklerin tuvalete giderken kullanılmaması ve havuz kenarına tuvalette giyilen terlikle gelinmemesi gerekiyor. Kişilerin havuzlarda su yutmamasını öneriyorum. Göz enfeksiyonundan korunmak için gözlük, kulak enfeksiyonlarına karşı ise kulak tıkaçları kullanılabilir. Eğer bunlara dikkat etmezsek yaz dönemi kabusa dönebilir” ifadelerini kullandı.
MANTAR ENFEKSİYONUNUN NEDENİ ISLAK MAYO
Islak mayo ve terlikle dolaşmanın da mantar enfeksiyonlarına yol açabileceği konusunda uyaran Uzm. Dr. Pulak, “Mayonuzu düzenli olarak değiştirmelisiniz. Açık bir yaranız varsa havuz kenarında havuz suyundan bulaşan bazı mikroorganizmalar olabiliyor. Bu yaralar da mutlaka bir dezenfektanla temizlenmelidir. Bunlara dikkat ettiğimiz takdirde enfeksiyon sıklığını azaltmış oluruz” dedi.
Klimaların temizliği konusunda da uyarak Pulak, “Özellikle direnci düşük ve yaşlı hastalarda klimalardan bulaşan mikroorganizmalar zatürreye kadar ilerleyen bir tablo olarak karşımıza çıkabilir. Özellikle yaz aylarında sıcak ve soğuk değişimi klimalı ortama maruziyet üst solunum yolları enfeksiyonuna yol açıyor. Bu sadece kış değil yazın da kişinin kabusu olabilir” ifadelerini kullandı.
24 SAATE DİKKAT
Kişinin 24 saatten uzun süren bir ishali, ateşi , bulantı ve kusması çok şiddetli ise ve 24 saat sonra azalmıyorsa mutlaka hekime başvurmak gerektiğini anlatan Uzm. Dr. Pulak, şu uyarılarda bulundu:
“Basit viral enfeksiyonlar antibiyotik tedavisi olmadan sıvı desteği ve bulantı kesici ilaçlarla düzelebilir. Ancak bakteriyel enfeksiyonlar antibiyotik kullanmadan düzelmez. Eğer bu semptomlar varsa bir hekime başvurup tedavinin düzenlenmesi gerekiyor. Bu dönemde probiyotik adı verilen besinler tüketilebilir. Yoğurt ve kefir tüketimi kişinin bağırsak sisteminin sağlıklı olmasını ve kişinin mikroorganizmalarla karşılaştığında daha dirençli olmasını sağlıyor.”