Doğduğun şehir kaderin midir? Yaşadığın şehir ekmeğin midir? Sizin şehriniz hangisi? Nerelisin sen dediğinde ne cevap veriyorsunuz? Nerde ekmek parası kazanırsan orası mıdır senin memleketin?
Toplumsal, ekonomik ve siyasi nedenlerle her birimiz doğduğumuz şehri terk ediyoruz. Bazen 2 yaşında bazen 10 yaşında.. Elbette ki bizim için önemli olamayan şehir döngümüz bazıları için çok anlam kazanmış olabiliyor. Nerde ekmek parası kazanıyorsa o onun memleketi olabiliyor.
Sorduklarında nerelisin sen? Dediklerinde yaşadığı şehri söyleyenler, doğduğu şehri unuturlar. Kimisi aslını inkar ediyorsun der, kimisi nerde para kazanıyorsan orası senin memleketin der. Kimisi de annenin babanın memleketini sorar.
Doğduğunuz şehir başka, büyüdüğünüz şehir başka olabilir. Doğduğumuz şehri sevmiyor olabiliriz veya hiç görmemiş, gitmemiş, gezmemişte olabiliriz. Orda doğmamız bizi oralı yapmaz. Soy ağacımızın orda olması da bizi oralı yapmaz. Aslımızı inkar ediyor da değiliz.
Bir çok insan göçebe hayat yaşıyor ve para kazandığı, evlendiği, hayat kurduğu şehri doğduğu şehri kabul ediyor. Doğduğu şehri terk edenler genelde batı şehrine göç ediyor fakat şehir batı şehri diye, deniz var diye, yada bulduğu aşkı orda diye değil nerede yaşıyorsa ekmeğini nerde kazanıyorsa memleketini orası olarak kabul ediyor.
Bazı insanlar için aslını inkar etmek olsa da, bazı insanlarında doğduğu şehirde kötü anıları vardır. Görmek istemediği insanlar. Doğduğu şehre ayak bastığında nefes alamadığı anlar. Nerde büyümüş olursanız olun, nerde doğmuş olursanız olun sizin kalbiniz nerdeyse krallığınızda orasıdır. Yaşadığımız bu dünyada yeni doğmuş bir çocuğun ne olduğunu değil ne olacağını düşünmeliyiz.