Bu haftaki röportaj konuğumuz bir çok sevilen tiyatro oyununu kaleme alan başarılı oyun yazarı Balca Yücesoy Taşpınar.
İlk yazarlık deneyiminizden başlayalım. Nasıl başladı bu serüven?
Aslında 13 yaşındaydım. Dönem ödevimi Türkçe dersinden almıştım. Kompozisyon yazmam gerekiyordu. Biraz abartıp 30 sayfalık bir öykü yazdım. Okuduktan sonra Türkçe öğretmenim hemen dedemi okula davet etti. Bu çocuk çok yetenekli üstüne düşmeliyiz dedi. Sonrasında aynı öğretmenim bana, liseden mezun olana kadar yazma ödevleri verdi. Serüvenim böylece başlamış oldu.
Sizin yazar olmanıza etki eden bir akım veya yazar var mı? Balca Yücesoy neleri okumaktan hoşlandırdı?
Babam çok okuyan biriymiş. Evimizde büyük bir kütüphane ve çok sayıda kitap vardı. Yani ben kendimi bildim bileli okuyorum. Hatta daha ortaokuldayken Jack London, Aziz Nesin ve Cengiz Aytmatov’un tüm kitaplarını okumuştum diyebilirim. Bir akımdan etkilenmedim açıkçası. Fakat liseye geldiğimde Buket Uzuner’le tanıştım. Ve iyi ki tanışmışım yazdıklarıyla diyorum halen. Hala en sevdiğim yazardır.
Bir tiyatro oyun yazarlığı, film veya dizi senaristliği arasında nasıl farklar var?
Aslında hepsi bir birinden çok farklı. Üçününde dinamikleri bambaşka. Tiyatro yazarlığı gönlümün sultanı diyebilirim. Tiyatro oyunu yazarken çok daha özgür ve keyifli hissediyorum kendimi. Çünkü tiyatro yazmak daha zor geliyor ve ben zor olanı seviyorum sanırım. Tiyatro sahnesinde müdehale edebileceğiniz şeyler çok kısıtlı. Yani yazıyorsunuz ve sahnede o an yaşanıyor yazdıklarınız. Film ve dizi daha kurgusal.
Filmi, diziyi yazıyorsunuz ve kurguda, montajda beğenmediğiniz ya da yönetmenin beğenmedi her şeyi defalarca çekme ve değiştirme şansınız var. Oysa tiyatro provalar sonucunda ortaya çıkıyor. Sahne dediğiniz an; her şey anlık yaşanıyor. Üstelik seyirciye tiyatroyla dokunma haliniz daha gerçek. Seyirciyle aranızda bir ekran yok. Elinizi uzatsanız dokunabilirsiniz. O yüzden tiyatro yazmak daha çok gerçeğe yaklaştırıyor beni. Ama tabi bunlar Balca için geçerli. Her yazarın bakış açısı çok farklıdır.
Son dönemde özelikle yaz aylarında bir çok romantik komedi yapımı izliyoruz. Bu dizilerin sanatsal yönünün zayıf olduğu görselliğin ön plana çıkarıldığı görüşüne katılıyor musunuz?
Sadece yaz dizileriyle ilgili değil bence bu durum. Genel olarak Türk dizileriyle ilgili değiştirilmesi gereken bir durumla ve var olan bakış açısıyla ilgili… Çeşitli dizi ekiplerinde çalıştım. Haftada 120 sayfa yazmanız gerekiyor. Ve dizi bölümleri iki buçuk saat sürüyor. Sonuç olarak ne yazardan, ne yönetmenden ne de ekibin tamamından muhteşem şeyler çıkarmasını bekleyemezsiniz. Bu süreler ve istenen senaryo sayfa sayıları yaratıcılığı ve hayal gücünü baltalayan şeyler.
Sanatsal anlamada da harikalar yaratmanız için mucize gerekir. Her hafta film çekmek gibi bir durum söz konusu çekilen bölümlerin saatlerine baktığınızda. Yazları aslında romantik komedi iyi gider. Yaz ve insan ruhuyla ilgili bir şey. Kışın kasveti yok. İnsanlar daha umutlu ve daha çok eğlenmek istiyor. Bu konuda yapım şirketleri haklı. Ama saatler böyle oldukça çok kaliteli işler beklemek yanlış olur.
Salgın ile birlikte sanatsal etkinlikler bir duraklama yaşadı. Sizin için geçen sezon nasıl geçti tiyatro seyircisinin katılımı nasıldı?
Tiyatroyu çok özlemiş bir seyirciyle karşılaştık açıkçası. Çok keyifli ve özlem gidermeli bir sezon oldu. Katılım da oldukça yüksekti. Çoğu oyunumuz dolu salona oynadı.
Geçen yıl Blutv’de Oldum Ben Anne’nin dijital versiyonu yayımlandı. Tiyatro oyunlarınız da ayrıca devam etti. TV veya sinema için projeleriniz var mı? Veya yeni platformlar içerikleri?
Şu an çalıştığım sürpriz bir projem var. Bir sinema filmi. Hatta günlerdir onu yazıyorum. Dijital bir platformda yayınlacak. Bir de dizi var açıkçası televizyon kanallarından birine. Ama şu aşamada projelerden bahsedemiyorum maalesef. :) Tiyatro tarafında da yazmış olduğum bir yetişkin, iki çocuk oyunu Ağustos ayı itibariyle provaya girecek.
Son olarak yazarlık hayali olanlar için kısaca ne tavsiye edersiniz?
Hayal etmekten ve risk almaktan vaz geçmemelerini. Ve yazdıkça yazmaları gerektiğini tavsiye edebilirim.
Keyifli röportaj için teşekkürlerimizi sunuyor, yeni projeler için başarılar diliyoruz…