Manisa’da, 2 bin 700 yıllık geçmişe dayanan Aigai Antik Kenti’nin simge yapılarından agora binasında, Alman Arkeoloji Enstitüsü’nün desteği ile uluslararası belgeleme çalışması başlatıldı.
Batı Anadolu’da kurulan 12 Aiol kentinden biri olan, Yunusemre ilçesi Yuntdağ Köseler Mahallesi yakınında bulunan ve 2 bin 700 yıllık geçmişe sahip Aigai Antik Kenti’nde; 2022 yılı kazı çalışmaları başladı. Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü, Türk Tarih Kurumu, Yunusemre Belediyesi ve Aliağa Belediyesi sponsorluğunda başlayan çalışmalar, antik kentin simgesi olan agora binasında yoğunlaştı. 11 metre yüksekliğinde, 80 metre uzunluğundaki 14 odadan oluştuğu düşünülen agora binasında, Alman Arkeoloji Enstitüsü’nün desteğiyle uluslararası belgeleme çalışması sürüyor.
’80 METRE UZUNLUĞUNDA, YÜKSEKLİĞİ 11 METRE’
Aigai Kazı Heyeti Başkanı ve Manisa Celal Bayar Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yusuf Sezgin, tarihi yapıyı gelecek nesillere aktaracaklarını belirterek, “Aigai’de bilinen en önemli yapılardan biri; agora binasıdır. Burası, binlerce yıldır buraya gelen herkesin gördüğü ünlü bir yapı. 2 bin 200 yıllık. 80 metre uzunluğunda, yüksekliği 11 metre, orijinalinde ise 15 metre olması gerekiyor. Günümüze kadar en iyi şekilde korunarak, kısmen de olsa ayakta kalan bir taş bina. Kentin en simge yapılarından ve ‘Aigai’ adını duyan herkesin aklına gelebilen bir yapı. O bakımdan bizim için de önemli. Gerek insan gerekse de doğa koşulları nedeniyle çok fazla tahribat gören yapının gelecek nesillere aktarılabilmesi için ilk olarak belgeleme çalışmalarına başladık” dedi.
‘ÖNÜMÜZDEKİ YIL RESTORASYONA BAŞLAYACAĞIZ’
Binadaki tüm taşların tek tek kodlanarak, mimarı yapılarını oluşturduklarını kaydeden Doç. Dr. Sezgin, “Binanın belgelemesini tamamladıktan sonra öncelikle koruma projesi yapacağız. Çünkü binanın yüksek kısmındaki taşlar yerlerinden oynamış durumda. Büyük ve kapsamlı bir çalışma sürdüreceğiz. Ekibimize, Alman Arkeoloji Enstitüsü’nün Türkiye’deki müdür yardımcısı ve ekibi de destek veriyor. Kendisi bu tür kazılarda mimar olarak çalışıyor. Bu sene projeyi tamamlayarak, önümüzdeki yıl restorasyon çalışmasına başlayacağız” diye konuştu.
Agoranın mühendislik harikası olduğunu aktaran Doç. Dr. Sezgin, “Aslında bina, insan eli değmeseydi çatısı hariç ayakta kalacaktı. Buradaki enkazın içinde bulunan dükkanların birinde sütunları bulduk. Sütunlar, bu binaya ait ve içindeki kurşunların hepsi alınmıştı. Antik dönemde sütunların birbirine kurşun yardımıyla tutturuluyordu. Bizanslılar, kurşun ihtiyacını karşılamak için binaları yıkarak, sütunların içindeki kurşunları almışlar. Bizanslı, bu binayı yıkmasa; çatısı hariç ayakta sapasağlam kalacaktı. Mimari ve mühendislik harikası bu taş binanın en önemli özelliği de hiçbir bağlayıcı olmadan ayakta durması.”