Dost imtihanı; Kıymetli okurlarım ezelden ebede varlığımız ve dünyamız görünmeyen, elle tutulmayan değerler üzerine kurulmuştur.
Tüm toplumları bağlayan bu değerler yine ezelden ebede düzeni sağlayan temel kavramları oluşturur. Sadakat gibi, fedakârlık gibi, yardımlaşmak gibi… Bunlardan birisi de dostluktur.
Dostluk, dostların yakınlığı, sadakati, güveni ve gerçek anlamda samimiyetidir. Yalansız, ama ve fakatsızdır dostluk. Görünen ve bilinenden öte hissiyattır. Dost, Peygamberimize dost olan Hz. Ebu Bekir’dir. Lakin yeryüzünün en büyük dostluğu daha başkadır. Allah’ın “Halilim,” dediği bizlerin de ona “Halilur Rahman,” diye hitap ettiğimiz Hz. İbrahim (a.s.) ile Allah’ın dostluğudur. Bu dostluk öyle büyük ve öyle derindir ki, günümüzde bile var olan birçok güzel hasletin temeli o dönemden kalmıştır.
Teslimiyette son nokta; o büyük Peygamberin ulaştığı noktadır. Bu nedenle ona, “Ülü’l Âzam” denilmiştir. Günümüz basit mantığıyla hayal edilmesine imkân olmayan sınav ve zorluklarla imtihan edilen bir Peygamberdir ve her defasında Rabbine olan bağlılığıyla, ona muhabbeti ve dostluğuyla bize örnek olmuştur.
Bilinen ilk vakfın kurucu olan Hz. İbrahim aynı zamanda Peygamberler babası ve Efendimiz (s.a.v.) atasıdır. Günümüzde şarkılara konu olan “Buyurun dostlar buyurun, Halil İbrahim sofrasına!” dizeleri o günlerden kalma çok önemli bir hasleti hatırlatır.
Kur-an’ı Kerim de emredilen Kurban ibadeti ve bu ibadetin hem toplumsal hem ailesel önemliliği malumunuzdur. Bu kutsal görev bilindiği üzere o Ulu Peygamberin ağır imtihanı sonrası bahşedilmiştir. Varlıklı kişinin malını paylaşabilmesi, yoksul kişinin yoklukla imtihanının kolaylaştırılması ve toplum barışına büyük destek sağlayan Kurban ibadeti bazılarınca basitleştirilmeye, gereksizmiş gibi gösterilmeye çalışılsa da aslında dört elle sarılmamız gereken ibadettir.
Bu kutsal görevin başlangıç hikâyesi bilindiği üzere Hz. İbrahim’in (a.s.) kendisine emredilmesi üzerine oğlu ve bir peygamber olan Hz. İsmail’i (a.s.) kurban etme girişimiyle başlamıştır. İbretlerle dolu olan kıssada, Rabbine teslim olan Halilullah ve oğlu sabır niyaz ederek emri yerine getirecekleri sırada Allah’ın, Cebrail’e (a.s.) “Yetiş, bıçağı ters çevir!” emriyle gerçekleşmez ve cennetten gönderilen koç ile kurban ibadet başlamış olur.
Kur-an’da geçen ayetlerden anlaşılacağı üzere Hz İbrahim, büyük bir ateşe mancınıkla atılırken de rabbine teslim olmuş ve kendisine yardıma gelen meleklerin yardım taleplerini geri çevirmiştir. Çünkü o; dostun emri olmadan yakmayacak olan ateşten emin, eğer o ateş kendisini yakacaksa bunu da kendisinin hak ettiğinden emindir. İşte dostluğun en güzel örneği de budur. Ateşe bile yürürken dostuna dost kalabilmektir dostluk.
Bilinen bir kıssa olmasına rağmen bilmeyenler olabilir diye kıssanın sonunu da sizlerle paylaşmak istiyorum. Ulu Peygamber mancınık ile ateşe atılırken dostu, yani Yüce Allah, ateşe emretmiştir, “Ey ateş, İbrahim’e serin ol!” ve o ateş dağ gibi yığılmış ve cayır cayır yanan alevler bir cennet bahçesine dönüşmüştür. Bugün Urfa ilimizde ki Balıklı Göl işte o büyük peygamberin ateşe atıldığı yerdir.
Sevgili okurlarım, kıyamete yaklaştıkça yok olan ve yok olacak olan güzel hasletler yerini karşıtlarına yani kötülüğe, azgınlığa, taşkınlığa, merhametsizliğe ve bencilliğe bırakmaktadır. İyilik gidince kötülük artmaktadır. Yardımlaşma gidince bencillik, İlahi emir ve yasaklar gittikçe azgınlık ve taşkınlık arttığı gibi merhamet azaldıkça güçlünün zayıfı ezme isteği artmaktadır. Bugünlerde huzuru, toplum barışını ve düzeni her ne kadar maddi güç ve makam mevki de arıyor isek de, asıl çözümün bunlar olmadığı bellidir.
Babil hükümdarı Zalim Nemrut’u bir sineğin öldürdüğünü hesaba katarsak, dünyanın gelmiş geçmiş en büyük hazinesine sahip olan Karun’un akıbeti de Nemrut’dan çok farklı değildir. Dağlar kadar hazinesi olan Karun; tüm varlığıyla birlikte yerin dibine batırılmıştır. Öyleyse, ne varlık ve mülk ne de makam kimseye fayda getirmeyecektir. Buna karşın laf edilmeye çalışılan bir yetim çoban ise âlemlerin yaratılmasına vesile olabilecek kadar değerli olacaktır.
Kıymetli okurlarım, cümlelerime son verirken Mübarek Kurban Bayramınızı kutluyor, tüm insanlığa hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Tüm okurlarıma esenlikler diliyorum.