Hac Yolculuğu, kutlu ve yeniden doğuşun yolculuğudur. Mekke, İslam güneşinin doğduğu belde. Günahsız bir defterin ilk adresidir.
“Kim Allah için hacceder, çirkin söz ve günahlardan sakınırsa, annesinden doğduğu gün gibi günahlarından arınmış olarak döner.” (Buharî, “Hacc”, 4)
Peygamberimizin bu hadisinden öğrendiğimiz kadarıyla gerçekten Allah‘ın rızasını umarak kutlu beldelere yapılan yolculuk sonrasında kişinin günahlarının affedileceğine dair bir görüş var. Bu günahların affedileceği durumu samimi bir şekilde hac yapıldığında gerçekleşeceği gerçeği unutulmamalıdır tabi. Yoksa her günahtan sonra hac yapıp temizlenmek diye bir durum söz konusu bile olamaz.
Hacca giden kişi salih bir niyetle kutlu yolculuğu tamamlayıp samimi bir niyetle de dönüşünü tamamladığında Allahın lütfuyla günahlarından arınmış olduğunu gerçeği ile ömrünü geçirmeli ve hacca gittiği belli olacak şekilde bir hayat yaşamalıdır. Yaptığı hac orda kalmamalı, ruhuna sirayet eden durum ömrünü şekillendirmeli. Bilmelidir ki hac yolculuğu sadece Ravza-i Mutahhara ve Kabe’yi turistik bir ziyaret değildir.
Gerçekten Allah’ın rızasını umarak İslamiyet güneşinin doğduğu beldenin hasretiyle, peygamberin İslam mücadelesi için ter döktüğü toprakları görme düşüncesiyle yola çıkan bir kutlu belde yolcusu daha yola çıkmadan ruhundaki değişiklikleri fark edecektir. Son peygamberin geldiği, Allah’ın “sen olmasan alemleri yaratmazdım” dediği kutlu Nebi’nin ayak bastığı, onun gözünün değdiği yerlerde gezinmek insanı başlı başına değiştirecektir zaten. Çünkü başta da söylediğim gibi hac yolcusu kolunda çanta, elinde fotoğraf makinası ile turistik bir geziye çıkan kişi değildir. Kabe ile çekileceği selfileri düşünen değil, Kabe için yapılan mücadeleler için, İslam için yapılan mücadeleler için gözyaşı dökecek kişidir.
Hac yolcusu kutsal beldelere girdiği anda dünyalık dertleri ardında bırakır, bırakmalıdır. Girdiği ve giydiği ihram ile onu üstünde dünyaya bağlayan bir parça olmaz. Hali, hareketi, ağzından çıkan kelimeleri bile üstüne giydiği, ruhuna işlediği ihram belirler. Artık o kişi görünüşü ve ruhu ile Allah’a ve ahirete bağlıdır. O artık Allahın huzurunda, peygamberin şehrindedir. Dünyada ama dünyaya uzak. Bedenen dünyada ama ruhen başka alemlerdedir.
Hac, kutlu yolculuk, yeniden doğuş. Mekke, İslam güneşinin doğduğu belde. Günahsız bir defterin ilk adresi. Nasıl ki İslam güneşi kutlu beldelerde gerçekleşti ise insanın yeniden doğuşu da yeni bir sayfa açacağı yerde halis bir niyet ile orada gerçekleşecektir.
Bir yer var madden dünyaya, manen Allah’a yakın. Ruhumuzun canlanacağı o yere ulaşmak duası ile.