Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı bünyesinde faaliyet gösteren STM kadın mühendisleri, Türk savunma sanayisinin milli projelerinde etkin görev alıyor.
Son yıllarda yerli ve milli üretim projeleri ile büyük atılım içindeki savunma sanayisinde; kadın mühendisler de inovasyondan araştırma-geliştirmeye, tasarımdan üretime kadar pek çok çalışma ile başarıya imza atıyor. STM’de sürü zekası, siber güvenlik ve tekne donatım alanlarında çalışan 3 kadın mühendis, ’23 Haziran Dünya Kadın Mühendisler Günü’nde savunma sanayisinde kadının gücünü anlattı.
14 yıldır savunma sanayinde görev yapan ve Türkiye’nin ilk milli fırkateyni ‘TCG İstanbul’ ile Türkiye’nin ilk mini vurucu İHA’sı ‘Kargu’ya kadar pek çok önemli projede çalışan Burcu Sarısoy, aviyonik sistemler, komuta-kontrol sistemleri ve siber güvenlik alanlarında önemli projeler yönettiğini söyledi.
STM Siber Güvenlik Müdürlüğü’nde proje yöneticisi olarak görev yapan Sarısoy, “Savunma sanayisinde sayıca az olduğumuzu kabul ediyorum ama hem şirketlerin hem üniversitelerin bu konuyu stratejik hedeflerine alarak, kadın mühendis sayısının artırılmasına yönelik burs, eğitim ve staj programları ya da mentorluk ile destek vermesi gerektiği kanaatindeyim.
Kadın mühendisler, her zaman projelere çok yönlü bir perspektif katabiliyor. Problem çözme yeteneklerimiz daha gelişmiş olabiliyor ve analitik zekamız da bu sektör için çok uygun. O yüzden kadınların hiçbir eksiğinin olduğunu düşünmüyorum. Bu yönde desteklenmeleri gerektiğini düşünüyorum. STM’de de genç mühendis adaylarımıza mentorluk veriliyor. Hatta bir örnek uygulamamız da var; STM, anne mühendislerin işe erken dönebilmesi için kreş uygulamasına sahip. Bu tarz uygulamalar ile kadın mühendislerin desteklenmesi gerekiyor” diye konuştu.
‘MÜHENDİSLİĞİN CİNSİYETİ YOK’
STM’nin ‘Togan’, ‘Kargu’ ve ‘Alpagu’ gibi milli İHA sistemlerinin sürü halinde hareket etmesini sağlayan kadın mühendislerden Gülşah Gedikli (28), “Tek bir platformun etki alanı daha düşük oluyor. O nedenle farklı donanımlar ile donatılmış İHA’ların bir arada, farklı görevleri ortaklaşa icra etmesini sağlıyoruz” dedi.
Bir şeyler geliştirmeyi, matematiği, algoritmik düşünmeyi seven ve vatanına, savunma sanayisine katkı vermek isteyen tüm gençlere mühendisliği tavsiye ettiğini, SSB’nin de kadın istihdamını artırmak için çalışmalar yaptığını vurgulayan Gedikli, “Aslında birçok mesleğin olduğu gibi mühendisliğin de cinsiyeti yok. O yüzden kız öğrencilerin de bu sektörü tercih etmesi, bu bölümlerde okuması, sektördeki kadın popülasyonunu artıracaktır. Farklı düşüncelerin, farklı cinsiyetlerin bir arada çalışması projeye katkı sağlıyor. Bu yüzden işverenlere de kadın çalışan bulundurmalarını tavsiye ederim” diye konuştu.
‘TÜRKİYE’NİN İLK MİLLİ KORVETİ MİLGEM’DE ÇALIŞTIM’
10 senedir savunma sektöründe olan ve STM’nin Deniz Projeleri Direktörlüğü’nde tekne donatım mühendisi olarak çalışan Gülce İnce (32) de “Hem yurt içinde yerli ve milli projeler Milli Gemi (MİLGEM) ada sınıfı korvetler, test ve eğitim gemisi ‘TCG Ufuk’ hem de yurt dışındaki ihraç projelerinde örneğin Pakistan Denizde İkmal Tankeri gibi değerli projelerimizi tamamlayıp, teslim etmenin gururunu yaşadık. Şu anda da devam ettiğimiz, Türkiye’nin ilk milli fırkateyni ‘TCG İstanbul’, Türk tipi hücumbot gibi projelerimizde de özveri ile çalışmaya devam ediyoruz” dedi.
Tekne donatım mühendisi olarak askeri gemilerin genel ve detay mahal yerleşim yerlerini tasarladığını, gemilerin belli parçalarını modellediğini ve testlerini gerçekleştirdiğini aktaran İnce, işinin bir kısmının ofiste bir kısmının da tersane, gemi veya fabrikada geçtiğini söyleyerek, “Ofis dışında olduğum zamanlarda kadın olmanın hiçbir dezavantajını yaşamadım.
Kadınların detaycılık, titizlik gibi özelliklerinin yaptığım işte ve bu sektörde çok büyük avantajı olduğunu düşünüyorum. Ben ve aynı ofisi paylaştığım onlarca kadın arkadaşım gururla projelerimize katkıda bulunuyor; kadın ve erkek mühendis ayrımını hissetmiyoruz. Türk kadını her alanda cinsiyet ayrımına karşı olup, başarılı olacak güce sahip” diye konuştu.