Mesleğe yeni adım atan kadın köy öğretmenlerinin eğitimlerine katkı sağlamak için hayata geçirilen ‘Eğitimin Sigortası: Öğretmenlerimiz’ projesi kapsamında kadın köy öğretmenleri bir araya geldi.
Ankara The Green Park Otel’de düzenlenen programa Milli Eğitim Bakan Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürü Cevdet Vural, TED Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu ve Zurich Vakfı Genel Müdür Baş Yardımcısı Esra Bozkurt ve köy öğretmenleri ile çok sayıda davetli katıldı. 2018-2019 eğitim öğretim yılında 50 kadın köy öğretmeni ile başlayan ‘Eğitimin Sigortası: Öğretmenlerimiz’ projesi bugün 682 öğretmen ile 57 ilde ve 492 okulda güçlenerek büyüyor.
‘Birdik Bin Oluyoruz’ başlığıyla bir araya gelen kadın köy öğretmenlerinin yaşadıkları çevresel, fiziksel ve mesleki sorunların en aza indirilmesi, bilgilerinin artırılması, mesleklerine ve kendilerine olan inanç ve motivasyonlarının yükseltilmesini amaçlıyor. 2023 yılı sonuna kadar sürdürülecek projede, bin kadın öğretmene, 30 bin öğrenciye ve 150 bin aile bireyine ulaşılması hedefleniyor.
‘30 BİN ÖĞRENCİ VE 150 BİN AİLE BİREYİNE ULAŞMAYI HEDEFLEDİK’
Zurich Vakfı Genel Müdür Baş Yardımcısı Esra Bozkurt, bu projeye 2018 yılında başladıklarını ifade ederek, “Projeye başladığımızda amacımızı da çok net bir şekilde 2023 yılında bin kadın öğretmen ve sizlerin öğrencileri olan 30 bin öğrenci ve 150 bin aile bireyine ulaşmayı hedefledik. 2018 yılında 50 öğretmen ile yola çıktık. Biz bugün 58 ilde yaklaşık 700 öğretmen ile bu projeye devam ediyoruz. Bugün de öğretmenlerimizin mesleki gelişim programı için bir aradayız. Kişisel vizyonunuza katkı sağlayarak bu vizyonu da öğrencilerinize taşıyarak, kendinizi geliştirerek ülkemize, ülkemizin geleceğine değerli katkılar sağlayacaksınız” dedi.
‘BU TARZ İŞ BİRLİKLERİ ÇOK ÖNEMLİ’
Milli Eğitim Bakan Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürü Cevdet Vural, burada yaptığı konuşmada, öğretmenlerin eğitim sisteminin en önemli unsuru olduğu söyledi. Öğretmenlerin mesleğe dair en fazla güçlüğü mesleğin ilk yıllarında yaşadıklarını ifade eden Vural, “Tüm güçlüklere rağmen öğretmenler mesleklerini yapmaya devam ediyorlar. Türkiye eğitimde kaliteye odaklandı. Bu kaliteyi sağlama noktasında da en önemli unsur öğretmen. Öğretmenin içinde olmadığı, öğretmenin inanmadığı, öğretmenin destek olmadığı hiçbir çalışmanın başarılı olacağına inanmayanlardanım. Nitelik, kalite arayışı noktasında bu tarz iş birlikleri çok önemli ve kıymetli” dedi.
‘HEDEFİMİZ BİN 500 KÖYDE ÖĞRETMENE DESTEK OLMAK’
TED Başkanı Pehlivanoğlu, projenin Milli Eğitim Bakanlığı, TED ve Zurich Vakfı’nın iş birliğinde gerçekleştiğini anımsatarak, şunları söyledi:
“Mesleğe yeni başlamış kadın köy öğretmenlerimize destek vermek istiyoruz. Öğretmenlerimizin orada yetiştireceği her çocuk bu ülkenin geleceği için bir domino taşı etkisi gösterecek ve kalkınmamızın ana faktörünü oluşturacak. Kadın köy öğretmenlerimize, akademik, psikolojik ve sosyal destek programı uyguluyoruz. Bu üçünü bir araya getirmediğiniz bir yapı içerisinde öğretmeni 4 yıl sonra tayin de etseniz, engelleri ortadan kaldıramazsınız.
Bugün 700’e yakın kadın köy öğretmenimizle çalışıyoruz. Birinci aşamada bin kadın köy öğretmeni ile Milli Eğitim Bakanlığımızla geleceğiz. Bu 3 yıl süren bir programdır, 1 yıl süren bir program değildir. 3 yılını tamamlayan öğretmenlerimizin yerine yenilerini alacağız. Hedefimiz bin 500 köyde eğitime yeni başlamış kadın köy öğretmenine destek olmaktır. Projenin tamamına baktığınızda köyden başlayan bu hareket mutlu bir yaşamın oluşması hem köyün kıymetlenmesi, değerlenmesi dolayısıyla tarımın değerlenmesi, köyde kalan kişi sayısının artırılması hem de oradaki çocuklarımızın hayal ve umutlarının beslenmesi noktasında çok önemlidir.”
Projeye 50 öğretmen ile başladıklarını ifade eden Pehlivanoğlu, “Her yıl Milli Eğitim Bakanlığımız ile atamalardan sonra yeni öğretmenler belirliyoruz. Bunu mümkün olduğu kadar yaygınlaştırarak götürmek istiyoruz. Bu öğretmenlerimiz 3 yıl içerisindeki aldıkları kazanımlarla ve köye kattıklarıyla bu ülkenin kalkınmasına ciddi miktarda katkı vereceklerini düşünüyoruz. Artık bireyler dünyanın kaderini değiştiriyor, fabrikalar değil. Bu yetiştirilmiş bireyleri düşünürken sosyal adaletsizlikte eğitimde fırsat eşitliğini sağlamak istiyorsanız buna köyden başlamak mecburiyetindesiniz” diye konuştu.
PROJENİN KATKILARINI PAYLAŞTILAR
Sınıf Öğretmeni Gülşah Ada, 4 yıldır Van İpekyolu Erçek Mehmetçik İlkokulu’nda görevli olduğunu söyledi. Kayseri’den Van’ gittiğini belirten Gülşah Ada, “Proje bizler için çok kıymetli. Beden perküsyonu, şiddetsiz iletişim eğitimleri bizler için çok değerliydi. Derslerimize entegre ettik. Çocuklar için de çok güzel ve keyifli eğitimler oldu bu sayede. Aldığımız eğitimler sayesinde öğrenciler de çok hızlı bir şekilde öğreniyorlar. Umarım önümüzdeki alacağımız eğitimlerde bizler için güzel olur. Heyecanla bekliyoruz” dedi.
Şanlıurfa Eyyubi ilçesi Altıntepe Köyü Ayşegül Taşdere, Konya’dan Şanlıurfa’ya öğretmen olarak atandığını söyleyerek, “Birleştirilmiş sınıf eğitim veren bir köy öğretmeniyim. Şartlar, imkanlar kolaylaştırıldı. Öğretmen olarak eğitimler aldık. Psikososyal destekler alıyoruz. Proje kapsamında burada yaklaşık 700 kişiyle bir aile olduk. Çocuklara öğrendiklerimizi severek ve isteyerek aktarıyoruz. Orada çocukların tek varlıkları öğretmenleri.
Aldığımız eğitimlerle, köye ve köylüye dokunma fırsatı bulduk. Örneğin, özel eğitim öğrencimiz vardı yani özel eğitime muhtaç bir öğrenciydi. Sevk ve refere ederek özel eğitim almasını sağladık. Daha sonra çok güzel yün işleyen bir velim vardı. İp dokuma yapıyordu. Bunları merkeze götürüp satabileceğini, bundan bir gelir elde edebileceği bilgilendirmesi yaparak, özellikle kadın bir veli olduğu için kendini kalkındırmasını sağladık” diye konuştu.
Van’ın Gürpınar ilçesi Güzelsu Mahallesi’nde Hoşap İlkokulu’nda sınıf öğretmenliği yapan Kübra Cırık da, Konya’dan Van’a atandığını söyleyerek, “Benim için önce köyde yaşamak zordu. Proje ile birlikte sosyalleşmemiz sağlandı. Birçok şartlar göz önüne alındığında bize destek de sağladılar. Birçok öğrencim şiddete meyilliydi. Onlarla nasıl konuşacağımı ve nasıl yaklaşacağımı öğrendim. Aileler bana danıştıklarında onların duygularını konuşabileceğimizi öğrendim. Beden perküsyonu dersler aldık. Bununla birlikte onlara ritim duygusu kazandırdık. Süreç bizim için güzel geçti. Ben burada olduğum için çok gururluyum. Ayrıca çocuk yogası eğitmeniyim. Çocuklara yoga yaptırmaya da başladım. Elimden ne geliyorsa vermeye razıydım” dedi