Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Başkanı Prof. Dr. Engin Beksaç, Edirne’de Beylerbeyi Camisi Mezarlığı’ndaki Osmanlı’dan kalma mezar taşlarının yok olma tehlikesi taşıdığını söyledi.
Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Başkanı Prof. Dr. Engin Beksaç, “Buraların tekrar elden geçirilmesi gereklilik arz ediyor. Daha önce mevcut olan türbe bile yıkıktı, kubbesi yoktu. Restorasyon çalışması yapıldı. Fakat geçen zamanda taşların korunmasını aciliyet taşır bir konuma getirdi” dedi.
Osmanlı İmparatorluğu’na 88 yıl başkentlik yapan Edirne; tarihi camileri, medrese ve köprülerinin yanı sıra Osmanlı’dan kalma mezar taşlarıyla da dikkat çekiyor. Kentte hemen hemen her tarihi caminin bahçesinde bulunan taşlar, koruma altına alınmasına rağmen büyük zarar görüp tahrip ediliyor. Tarihi mezar taşlarının en çok bulunduğu alan ise Babademirtaş Mahallesi’nde tarihi Beylerbeyi Camisi Kabristanlığı’nda bulunuyor.
Edirne’deki Osmanlı Sarayı’nda önemli görevlerde bulunmuş kadın ve erkeklerin mezar taşları, kavuk ve çiçek motiflerinin yanı sıra kılıç ve çeşitli motifleriyle dikkat çekiyor.
‘EDİRNE’NİN ÖNEMLİ İSİMLERİ BURADA’
Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Başkanı Engin Beksaç, mezar taşlarının önceki yıllarda bir düzenleme çalışmasıyla birlikte sergilenmeye başladığını fakat bakımsızlıktan dolayı büyük zarar gördüğünü söyledi. Beylerbeyi Camisi Kabristanı’nın, Edirne’nin en ilginç ve eski kabristanlarından birisi olduğunu belirten Beksaç, “Burada çok değişik süreçlerin mezar taşları var. Edirne’nin çok önemli isimlerinin olduğunu biliyoruz. Fakat bunların tam olarak kimliklerinin tespiti için bir çalışma yapılmadı. Daha önceki yıllarda bu kabristanda bir düzenleme çalışması yapılmıştı.
1990’lı yıllarda berbat durumda olan bir kabristandı. Fakat o dönemden kalma olarak görüldüğü gibi bir müze tanzimi yapıldı. Maalesef kabristanların yönlerinde kaymalar oldu. Bir kısmı kıbleye bakmıyor. Çok kaliteli taşlar olduğu için burada bir müze korumasının gerekliliği zaten vardı. Bazı mezarlar da orijinal şekliyle duruyorlar” diye konuştu.
‘İHYA ÇALIŞMALARINDAN SONRA UNUTULDU’
Beylerbeyi Camisi Mezarlığı’nın çok güzel bir müze olduğunu söyleyen Beksaç, “Fakat ihya çalışmalarından sonra burası unutuldu. Buraların tekrar elden geçirilmesi gereklilik arz ediyor. Daha önce mevcut olan türbe bile yıkıktı, kubbesi yoktu. Restorasyon çalışması yapıldı. Fakat geçen zamanda taşların korunmasını aciliyet taşır bir konuma getirdi. Mezar taşları yok olma riski taşıyor” değerlendirmesinde bulundu.
Beksaç, kadın ve erkek mezar taşlarının mevcut değişik tarikat kimlikleri olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
“Özellikle 18 ve 19’uncu yüzyıl mezar taşları açısından burası çok sayıda mezar taşını ihtiva eden bir alan. Ama bunlardan daha erken süreçlere giden ve çok fazla rastlamadığımız tipte erken Osmanlı mezar taşlarını da burada bulmak mümkün. Bunların arasında 15 ve 16’ncı yüzyıl mezar taşları da var. Bu taşlara baktığımız zaman yazı kalitesi olarak da çok kaliteli taşlar olduğunu görüyoruz. Hat sanatı açısından da çok dikkat çekici özelliklere sahipler.
Burada Edirne ve Osmanlı kimliğini görebiliyoruz. Burası nadide mezarlıklardan biri. Burada yığın yığın taşların yatması da üzücü. Orada parçalanmış, zaman içinde tahrip edilmiş taşlar var. Onlar daha farklı biçimlerde de sergilenebilir. Duvara dayalı bir sürü taş var. Unutulmuş vaziyette kalıyor. Burası aslında Edirne’nin en önemli kabristanlarından biri. Bunun daha bakımlı ve temiz olarak elde tutulmasında yarar var.”