Her şeyin incesini severiz toplum olarak. İnce belli bardaktan başlar ve ince saz ince sözle devam eder, inceden yağmurlarda aşık olur uzun ince yollara düşeriz.
İnceliklerle donanmak lazım. Dünyanın yükü zaten yeterince fazla. Dünyada güzellikler yaratamadıktan sonra neye yarar onca emek onca çaba? İnce olmak lazım; kalp kırmamak için. İnceliklerle donanmak lazım geride hasar bırakmamak için. O yüzdendir ki “Tatlı dil yılanı bile deliğinden çıkarır.” dememiz.
İnce sözün kimseye zararı dokunmayacağı gibi olaylarda, ilişkilerde yararı da olur. İkna çabalarında bile yöntem olarak kullanılır incelikler. Kimseyi öldürmeyeceği gibi herkesi de memnun eder incelikler. İnce düşünmek gerekir zaten; yeterince ve ederince.
İnce düşünce belki kişinin kendisini yorar ama her zaman kişileri ve davranışları yumuşatır. Kalplere dokunmak için her zamana incelik gerekir. İnsanın kendisinin de karşısındakinin de enerjisini sömürmez ince davranmak. Düşünceli olmanın diğer adıdır zaten ince olmak.
Dünyayı kurtarırsa da ancak düşünceli olmak kurtarır. Düşünsenize sizden sonraki nesli de düşünmek, sizden sonrakileri düşünmek; geride kalanlara da yer vermek paha biçilemez bir servet olsa gerek. İstirham ederim ile başlayan ve rica ederim ile biten cümleler duymayı özledik sanki.
İnsanların birbiri ile kıran kırana yarışması yerine yol vermesi düşünceli olmaktır. İhtiyacı olana, müşkül olana, kendine yer bulamamış birine öncelik vermenin iki tarafı da mutlu etme gibi bir huyu olsa gerek.
Her şeyde olduğu gibi inceliği herkes sever, görmek ister ama çok azımız buna dikkat ederek yaşar. Çok zor olmasa gerek kendimizle birlikte çevremize de duyarlı davranıp, önem vermek. Derinden gelen ince sazı da severiz; içimize dokunacak.
Severiz biz ince saz ince sözü; Nitekim incelik isteyen de birazcık incelik göstersin!