Çocuklarda gizemli hepatit vaka sayıları artmaya devam ediyor. Şimdiye dek İngiltere, ABD, İsrail, Kıbrıs, hatta Japonya dahil olmak üzere 20 ülkede tespit edilen ve ani gelişen hepatit vakalarının sayısı 350’ye ulaştı. Prof. Dr. Şirin Güven, Türkiye’de henüz tespit edilmiş bir hepatit vakası olmadığını kaydetti.
Türkiye’nin en büyük pandemi merkezlerinden Sağlık Bilimleri Üniversitesi Prof. Dr. İlhan Varank Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Kliniği’nde, çocuklarda ağır kusma ve ishal şikayetiyle ortaya çıkan adenovirüs vakalarını dikkatle takip ediliyor. Kliğin Çocuk Acil İdari Sorumlusu Prof. Dr. Şirin Güven ve Çocuk Gastroenteroloji, Hepatoloji ve Beslenme Uzmanı Doç. Dr. Esra Polat, kovidin uzun dönem etkisinin bu enfeksiyonlarda da uzun süre görüleceği değerlendirmesi yaptı.
Prof. Dr. Şirin Güven, ailelerin hijyen kurallarına bu dönem daha fazla dikkat etmesi gerektiğini vurgulayarak “Eskiden adenovirüs enfeksiyonları bu kadar şiddetli seyretmiyordu. Özellikle okul çağı çocuklarda bu belirtiler varsa çocuk, iyileşene kadar okula gönderilmemeli, temas izolasyonuna dikkat edilmeli” dedi.
Prof. Dr. Güven ise kısa süre önce dünyaca ünlü tıp dergisi The Lancet’te yayınlanan bir makalede, çocuk hepatitlerinin yaklaşık yüzde 72’sinde ‘adenovirüs 41F’ tespit edildiği, yüzde 18’inde ise eşlik eden Kovid enfeksiyonu da görüldüğü tespitini paylaştı. Güven “Kovid ile diğer virüslerin birlikteliği, enfeksiyonun ağır seyretmesine neden olabilir. Şöyle varsayılıyor; Kovid, bağırsaktaki geçirgenliği artırıyor ve bağırsaktan birçok diğer uyarıcıların, adenovirüs gibi, geçmesini ve bağışıklık sisteminin aşırı uyarılmasına sebep oluyor.” dedi.
“VAKALAR TAKİBE ALINDI”
Şu ana kadar kendi klinikleri ve Türkiye’de “gizemli hepatit” vakası tespit edilmediğini de belirten Prof. Dr. Güven, “Biz kliniğimizde bugüne kadar adenoviüse bağlı çok ağır hepatit vakası görmedik. Normalde rotavirüs, adenovirüs enfeksiyonları arttı bu dönem. Ama Avrupa ve Japonya’da bildiren vakalar gibi ağır vakalar tespit edilmedi. Bu vakaların, özellikle karaciğer enzim yüksekliğiyle seyredenlerin tümü takibe alındı. Sanırım diğer klinikler de bu şekilde vakalarını toplayıp takip ediyor. Bizim de yakında Türkiye verileri ortaya çıkar” dedi.
“HER YAZ GÖRDÜĞÜMÜZ SALGINLAR BU KEZ FARKLILAŞABİLİR”
Rotavirüs veya adenovirüse bağlı ishal salgınlarının her yıl yaza doğru yaygın olarak görüldüğünü belirten Prof. Dr. Güven, Kovid’in etkileri nedeniyle artık hastaların klinik seyrinde değişimler gözlenebileceğini vurguladı. Prof. Dr. Güven, “Belki de Kovid, bu hastalıkların daha ağır seyretmesine neden oldu. İster adenovirüse bağlı ister rotavirüse bağlı hepatitler bulaşıcı bir hastalık olduğu için, özellikle hijyen kurallarına uyma, hasta çocukların temas izolasyonlarının sağlanması, el hijyeni bu durumda çok önemli” dedi.
“VAKALARDA ASIL ETKEN HEPATİT VİRÜSLERİ DEĞİL”
Çocuk Gastroenteroloji, Hepatoloji ve Beslenme Uzmanı Doç. Dr. Esra Polat ise, hastalığın bağışıklığı baskılanmış ya da 6 yaşından küçük çocuklarda görülme olasılığı daha yüksek olduğunu belirterek “Bu hastalarda geçirilmiş bir Kovid-19 enfeksiyonu olmasıyla konu gündeme geliyor. Aslında Kovid-19 enfeksiyonunun, mide bağırsak sisteminde uzun süre varlığını sürdürebildiğini biliyoruz. Dolayısıyla bu dönemde bağırsakta geçirgenlik artışına neden oluyor. Bu da bir süre sonra bağırsağın o bölgesindeki immün sistemin de aktive olmasına ve birtakım maddeler salınmasına neden oluyor. Kovid, bağırsakları başka enfeksiyonlara daha açık hale getiriyor olabilir” dedi.
Gizemli hepatit vakalarında semptomların başlangıcının genellikle bulantı, kusma ve ishal ile olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Polat, şu uyarılarda bulundu:
“Takibinde sarılık da eşlik ediyor. Ciddi karaciğer yetmezliği gelişebiliyor. Bu çok ani gelişen bir tablo ve arkasından karaciğer nakline ihtiyaç duyulabilecek durum dahi oluşabiliyor. Bu şikayetlerle başvuran hastalarda karaciğer enzimleri ‘AST ALT’ değerlerine ve karaciğer sentez kapasitesini değerlendiren tetiklerin takibine dikkat edilmeli.”
SESSİZ KOVİD ENFEKSİYONUNA DİKKAT
Kovid enfeksiyonunun her zaman semptomlarla kendini belli etmediğini belirten Doç. Dr. Polat , “Özellikle son zamanlarda önlemlerin de hafifletilmesi ile birlikte kimisi sessiz enfeksiyon geçirebiliyor. Kovid belirtileri olmasına rağmen testlerde negatiflik saptayabiliyoruz ama testin negatif olması çocuğun Kovid enfeksiyonu geçirmediği anlamına gelmiyor. Dolayısıyla aynı evi paylaşan, yakın teması olan bireylerde, bu konulara dikkat etmek lazım.” dedi.
“ÇOCUK SU BİLE İÇEMİYORSA MUTLAKA YAKIN TAKİBE ALINMALI”
Doç. Dr. Polat, gizemli hepatit vakalarıyla ezberlerin değiştiğine de işaret etti. Polat, şunları söyledi: “Adenovirüsler tabii ki birçok organ ve doku tutulumu yapabiliyor. Ancak çok basit enfeksiyondan, çok basit üst solunum yolu enfeksiyonundan ağır tabloya kadar dönüşebileceğini de bu şekilde öğrenmiş ve hatırlamış olduk. Hangi durumlarda alarmda olmalıyız? Çocukta ağır kusma ve ishal tablosu varsa, ağızdan beslenemeyecek derecede, su bile içemeyecek kadar tablosu bozulmuşsa bu bizim için çok çok önemli.
Ciddi bir bulantı kusma durumunda en yakın sağlık kuruluşuna başvurarak hekim tarafından değerlendirilmeli. Bu tablo çok hızlı da seyredebileceği için seri takiplerde gidişatı da görmek gerekecek. Hijyen konusuna ise daha çok dikkat etmek gerekli. Özellikle öğrencilere okulda öğretmenlerinin uyarıda bulunması ve bağırsak geçirgenliğinin artışına katkıda bulunabilecek fast-food tarzında ya da sağlıksız gıdalarla beslenmenin de önlenmesi çok önemli.”