Bu yıl bilimsel eczacılık gününün 183. Yılını kutluyoruz. Tabii eczacılık mesleği insanlık tarihi kadar eski olsa da mesleğimizin bilimsel bir disiplin halinde yapılıyor olması yaklaşık iki yüz yıl gibi kısa bir süreye denk geliyor.
Bir mesleğin bilimsel olarak yapılıyor olması bizlere öncelikle bir güven duygusu veriyor. Çünkü bir işin içinde bilim varsa akıl ve bilinç vardır. Haliyle akıl ve bilinç de yapılan işin planlı ve programlı yapılmasını sağlar. Mevcut mesleki sorunların çözümüne makul ve mantıklı yaklaşımlar, geleceği tasarlayan ve düzenleyen yenilikler, bilimsel bilgi ve belgelerin kümülatif bir şekilde biriktirilmesi ve ileriye en sağlıklı şekilde aktarılması beklenir.
Bilimsel eczacılık için orjin noktamızdan bugüne kadar geçen sürenin 83 yılını cumhuriyet öncesi kabul eder ve görmezden gelirsek (şartlar ve koşullar bugünden bakıldığında objektif bir bakış açısına el vermediğini düşündüğüm için bu 83 yılı değerlendirmeye almamaya karar verdim) cumhuriyet tarihimizle birlikte geçen 100 yılda mesleğimizin geldiği bu noktayı ben de binlerce meslektaşım gibi yeterli görmüyor ve insaflı insafsız birçok eleştiri getiriyorum.
Fakat yine kendi değerlendirmelerim mesleğimizin içerisinde bulunduğu bu içinden çıkılması güç gerçeklerin altında eziliyor. Getirdiğim tüm eleştirilerin karşısına karşılaştığım bir zorluk çıkıyor ve beni eleştiriden öteye itekliyor; sorunların objektif tespiti ve gerçekçi çözüm üretme gerekliliği.
Bu meslek 5 yıllık fakülte hayatı ve 1 yılı dolmamış bir meslek hayatıyla bana şunu öğretti; ülkemizde birçok olgunun ( gerek içtimai gerçekler gerekse ekonomik süreçler) sürecini sonucundan bakarak okuyabiliriz. Aslında bu mantık kalıbı bizim mesleğimiz için de tam yerine oturmakta ve gelinen noktada bize sağlıklı bir değerlendirme yapma imkânı vermektedir. Her ne kadar çıkartılacak tüm doğru ve tarafsız sonuç mesleğimiz ve meslektaşlarımız için olumsuz olsa da .
Öte yandan benden öncekilere ve hatta bugün meslek içerisinde sosyoekonomik olarak, meslek siyaseti ve yöneticilik anlamında da belirli bir yere gelmiş olanlara da ne kadar sert eleştiri ve muhalefet yapsak bile sonuç bizi aynı hakikate götürüyor; sorunlarla yine bizler baş başa kalıyoruz. Sorunlar birilerini ve geçmişte yapılanları eleştirince yok olmuyor, olmayacak.
Ben elbette bireyselliği savunmuyorum veyahut herkes kendi başının çaresine baksın demiyorum fakat görüyorum ki birimizin kendi şartları ve imkânları farklı olsa da meslek sorunları aynı çoklukta ve bizler bu sorunlarla tek başımıza savaşmak durumunda bırakılıyoruz.
Yazıyı buraya kadar okuma nezaketi göstermiş olan meslektaşlarım görecektir ki yazı yılgın ve muhalif bir tavırla ve üstelik kuvvetli bir mesaj verme isteğiyle buraya kadar geldi. Şimdi tüm mesleki kaygı ve mesajlardan sıyrılarak sizleri bana bu yazıyı yazdıran ve 14 Mayıs sabahı tüm sosyal medya güzellemelerini okurken aklımda dolanacak olan soruları sormak istiyorum.
Sevgili öğrenci arkadaşım ve Değerli meslektaşım;
-Bu kadar gereksiz yere eczacılık fakülteleri açılırken,
-Dolar ve Euro kuru ortada iken ve ilaç fiyat kararnamesi bu durumda iken,
-Birçok eczacılık fakültesinde eczacılık lisans mezunu akademisyen açığı varken,
-Eczanelerimizin durumu her geçen gün her anlamda kötüye gidiyorken,
-Kamu eczacılarının kamu çalışma şartları bu kadar kötü ve yetersizken,
-Eczacılık öğrencileri staj yapacak yer sıkıntıları yaşıyorken,
-Yeni mezunlar iş bulmakta her geçen gün daha çok zorlanıyorken,
-Eczacılık fakültelerinin puanları her geçen yıl büyük düşüşler yaşıyorken,
-Eczacılık uzmanlık sistemi gelinen noktada başarısız olmuşken,
-Meslektaşlarımız arasında ki birlik ve beraberlik sürekli ve nedensizce yıpranıyorken,
– Ulusal medya da, halk arasında eczacılarımız ve mesleğimiz üretimle değil de, tüketimle anılır olmuşken,
-Öğrencilik yıllarında orijinal ilaç molekülü üreteceğim diye idealist birer eczacı olarak yola çıkan meslektaşlarımız günün sonunda majistral ilaç yapma yetkisi dahi vermeyen bir sistem tarafından küstürülüyor, yıpratılıyor ve aç kalmayacak kadar bir iş bulsam yeter noktasına getiriyorken,
14 Mayıs bilimsel eczacılık günümüz kutlu olsun mu sahiden? Veya biz mesleğimiz ve meslektaşlarımız adına neyi, niçin kutluyoruz?