TÜBİTAK Uzay Teknolojileri Araştırma Enstitüsü (UZAY) tarafından geliştirilen ve 15 Ocak’ta uzay yolculuğuna çıkacak olan İMECE uydusu, bir mobilya şirketi tarafından yerli ve milli imkanlarla üretilen taşıyıcı kabin ve buna bağlı çalışacak iklimlendirme sistemi ‘yürüyen temiz oda’ ile güvende olacak.
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İMECE’nin 15 Ocak’ta uzayla buluşacağını açıklamasının ardından Bakan Mustafa Varank, Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş. (TUSAŞ) Akıncı Tesisleri’nde bulunan Uzay Sistemleri Entegrasyon ve Test Merkezi’ni (USET) ziyaret etti. Bakan Varank’a ziyaretinde TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal ile TÜBİTAK UZAY Enstitü Müdürü Doç. Dr. Mesut Gökten eşlik etti. Bakan Varank, burada yerli ve milli imkanlarla TÜBİTAK UZAY tarafından geliştirilen İMECE’yi inceledi. Varank, Nurus firması tarafından üretilen ABD’deki fırlatma rampasına giderken uyduyu koruyacak yürüyen temiz oda ile ilgili bilgi aldı.
‘ZARARLI IŞINLARDAN KORUYOR’
Firmanın yönetim kurulu üyesi ve baş tasarımcısı Renan Gökyay, Covid-19 başladığında, fabrika içerisindeki çalışma odalarını negatif, pozitif basınçlı temiz odalara çevirdiklerini ve bunu Ankara’daki hastanelerin kullanıma sunduklarını belirterek, “TÜBİTAK Başkanı Hasan hocam, bunu görmüş. ‘Bize yürüyen bir temiz oda yapabilir misiniz? Uydu taşıyacağız’ dedi, ‘Yaparız’ dedim. 14 ay gibi bir sürede bu ürün ortaya çıktı” dedi.
Aynı zamanda bir temiz oda olan taşıma kabiniyle ilgili bilgi veren Gökyay, “Yaklaşık bir tonluk bir uydu olan İMECE’nin üretildiği yerden dikey pozisyonda alınıp, taşıyıcının içine girebileceği yatay pozisyona getirilip taşıyıcının içine girmesi ve fırlatılacağı istasyona kadar gitmesi, orada tekrar uydunun fırlatılacağı pozisyonda dik olarak rokete yüklenecek hale gelmesinden sorumlu bir cihaz. Bu cihaz, uydumuzu her türlü nemden titreşimden, zararlı ışınlardan koruyabiliyor. Her türlü düşmede uyduyu koruyabiliyor. Uydunun ağırlığının 20 katına kadar gelecek anlık darbe ve yükleri tolere edebiliyor” diye konuştu.
Gökyay, kabinin içindeki birkaç sensör haricinde her şeyin yerli olduğunu anlatarak, “Fırlatıcı şirketin talep ettiği birtakım şeyler var. Bu kabinin içinde seyahat ettiği sürece, bütün bilgiler kayıt altında tutuluyor. Yani uydunun maruz kaldığı titreşimler, yükler, ısı, rutubet, bunların hepsini kayıt altında tutan bir data logger sistemi var. Onun dışında her şey yerli” ifadelerini kullandı.
BAKAN VARANK: ASLINDA YÜRÜYEN BİR TEMİZ ODA
Varank ve beraberindekiler daha sonra temiz odanın içine girdi. İncelemenin ardından değerlendirmede bulunan Bakan Varank, “Yerli ve milli gözlem uydunuzu üretmek bir kabiliyet ama bu uyduyu fırlatılacak alana taşımak, rokete yükleme de aslında başka bir teknoloji ve kabiliyet gerektiriyor. Daha önce uydularımızı yabancı şirketlerin ürettiği taşıma kabinleri ya da konteynerler ile fırlatma bölgelerine göndermiştik. İMECE uydusunun uzaya fırlatılacak alana taşınmasıyla ilgili yerli ve milli kabiliyetlerimiz neler olabilir? Hangi firmalarla çalışırsak bu kabiliyeti de ülkemize kazandırabiliriz diye bir çalışma yaptık ve neticesinde Nurus firmasına ulaştık.
Aslında Nurus firması mobilya sektörünün duayen şirketlerinden bir tanesi ama baktığınızda Ar-Ge merkezi olan çok farklı teknoloji projeleri geliştiren bir şirketimiz. TÜBİTAK UZAY, Nurus’la iş birliği içerisinde işte arkamızda gördüğünüz yerli ve milli gözlem uydumuz İMECE’yi taşıyacak olan kabini üretti. Sadece o kabini üretmekle kalmadı. Aynı zamanda burada gördüğünüz makine ile de uydunun USET’ten alınıp bu kabine yerleştirilip daha sonra uzaya taşıyacak rokete yerleştirilmesini sağlayacak bu aleti de üretti.
Bu bir taşıma faaliyeti olarak gözüküyor olsa da arkamda gördüğünüz taşıma kabini aslında yürüyen bir temiz oda. Biliyorsunuz uyduların çok özel şartlarda uzaya fırlatılmadan önce saklanması gerekiyor. Bütün üretim faaliyetleri temiz odada gerçekleşiyor. Dolayısıyla hem uyduyu her türlü etkenden koruyacak hem de temiz oda şartlarını sağlayacak şekilde kendi iklimlendirme sistemi olan ve her türlü darbeye, basınca karşı uyduyu koruyacak bu kabin ortaya çıkmış oldu. 14 ay gibi kısa bir sürede firmamız hem bu makineyi üretti hem de arkamızda gördüğünüz taşıma kabini üretti” dedi.
Bu kabinin muadillerini ancak 2 katı fiyata alabildiklerini söyleyen Varank, “Ancak yerli ve milli ürettiğimiz için böyle sofistike, böyle yüksek teknolojili, kendi iklimlendirmesi olan yürüyen bir temiz odayı yarı fiyatına ülkemize kazandırmış olduk. Uydumuzu göndereceğiz ama firmamızın bu alanda uluslararası arenada pazardan pay alabilmesi için de destek olacağız. Madem daha uygun fiyatlarla biz bu kadar sofistike ürünleri geliştirebiliyoruz tabii ki pazarda da diğer rakiplerimizden payı alma şansımız var” diye konuştu.
TÜRKİYE’NİN İLK METREALTI ELEKTRO-OPTİK UYDUSU
ABD’den fırlatılacak İMECE, 680 kilometre irtifada Güneş’e eş zamanlı yörüngede görev yapacak ve fırlatmanın ardından 48 saat içerisinde görüntü verecek. Coğrafi kısıtlama olmaksızın dünyanın her yerinden yüksek çözünürlüklü görüntü elde edecek olan İMECE, tespit ve teşhis, doğal afet, haritalama, tarımsal uygulamalar gibi birçok alanda Türkiye’ye hizmet verecek. Sivil ve güvenlik amaçlı kullanılabilecek uydunun tasarım görev ömrü 5 yıl olarak planlandı.
İMECE ile birlikte Türkiye ilk kez metrealtı çözünürlüğe sahip Elektro-Optik bir uydu kamerasına sahip olacak. Türkiye’nin yüksek çözünürlüklü görüntü ihtiyacı karşılayacak olan İMECE, 15 Ocak’taki fırlatmanın ardından 48 saat içerisinde görüntü verecek. Bu ay içinde başlayacak testlerin ardından kasım ayında fırlatmaya hazır olması planlanan İMECE, coğrafi kısıtlama olmaksızın dünyanın her yerinden yüksek çözünürlüklü görüntü elde edecek.