Logesa Lojistik Kurucusu Esat Karlıdağ, “2020 yılında özellikle turizm tarafında küresel önlemler alındı. Bunun yanı sıra Türkiye, yük taşımacılığında ve lojistikte coğrafi konumunun olumlu etkisinden yararlandı” dedi.
Son dönemlerde hem hava yolu hem de kara yolu yatırımlarının lojistik sektöründeki potansiyeli artırdığını belirten Esat Karlıdağ, yapılan yatırımlara rağmen pandemi sürecinin başlamasının, sektör açısından olumsuz bir etken olarak ön plana çıktığını belirtti.
“PANDEMİDE DEMİRYOLU TAŞIMACALIĞINDA YÜZDE 76,8 ORANINDA ARTIŞ YAŞANDI”
Konuyla ilgili değerlendirmelerde bu etkiden bahseden Karlıdağ, pandemi döneminde küresel önlemler alındığının da altını çizdi. Karlıdağ, “2020 yılı itibarıyla lojistik sektörünü değerlendirirken pandemi etkisini de katmanın önemli olduğunu düşünüyorum. Çünkü süreç, Türkiye ve dünyada çeşitli önlemlerin alınmasını zorunlu kılmıştır. Pandemi sürecinde özellikle turizm tarafında çeşitli önlemler alındı.
Alınan küresel önlemler, 2020 yılında yurt dışı yolcu taşımacılığının yüzde 65,8 oranında azalmasına neden oldu. Fakat bu noktada Türkiye’nin önemli bir avantajı olduğunu da belirtmek olanaklı. Ülkemiz lojistikte coğrafi konumu sayesinde önemli bir avantaj elde ediyor. Bu süreçte demir yolu taşımacılığında ülkemiz yüzde 76,8 oranında artış yaşadı.
Demir yolundaki artış yüksek olmasına rağmen demir yolunun toplam içindeki payının düşük olduğunu belirtmekte fayda bulunuyor. Bu noktada belirtmemiz gereken bir ayrım daha var. Pandemi süreci içerisinde yurt dışı yolcu taşımacılığının tamamı hava yolu ile gerçekleşti. Öte yandan yurt dışı yük taşımacılığının tamamının ise demir yolları üzerinden gerçekleştiğini söylemek olanaklı” diye konuştu.
Konuyla ilgili açıklamalarını sürdüren Esat Karlıdağ, yaşanan bütün olumsuzluklara rağmen alternatif yollar sayesinde Türkiye’nin küresel ticaretteki rolünü arttırdığının da altını çizdi. Karlıdağ, “Pandemi sürecinde Çin’e yönelik bağımlılığın sonlandığını belirtmekte fayda var. Bunun yanı sıra yeni alternatif üretim merkezlerinin arandığını söylemekte fayda var. AB’ye olan taşımalarda Türkiye ve Uzakdoğu arasındaki navlun farkının 10 kat oranında artması, gözlerin Türkiye’ye çevrilmesini sağladı. Türkiye bu üretim merkezlerinden biri olarak değerlendirildiği için lojistik sektörünün de bu süreçte önemli bir gelişme yaşadığını ifade edebiliriz” dedi.