Yazar Atilla Gülsuyu, Talin adlı romanında Paris’te hukuk eğitimi alan Ermeni asıllı bir genç kızın ASALA terörüne katılarak Beyrut’tan Ankara’ya uzanan soluksuz kovalamacasını ele alıyor.
Kitabın baş kahramanı olan Talin üzerinden terör örgütleri ile devletler arasında oynanan satranç oyunlarına projeksiyon tutan kitap, bir dönem hikayesi olarak 70 ve 80’lerin en çalkantılı günlerini siyaset penceresinden uzaklaşarak edebi bir dille işliyor.
Temsili karakterler üzerinden kaleme aldığı romanında, toplumlar arasındaki düşmanlık ve kin duygularının insan yaşamları üzerindeki kalıcı etkilerine dikkat çektiğini belirten Yazar Atilla Gülsuyu, kitabına ilişkin şu değerlendirmede bulundu:
“Romanımda edebiyatın eşsiz olanaklarını kullanarak yakın tarihimizde yaşanmış olayları, devlet ve terör örgütü bağlantılarını okuyuculara aktarıyorum. ASALA terörünü kim bitirdi? Örgüt başka isimle faaliyetlerine devam ediyor olabilir mi?” sorularına yanıt arıyorum. Gerçek kişileri de romanımın harcına katarak istihbarat örgütlerinin kapılarını aralıyorum. ‘Devlet içinde devlet’ kavramını, terör örgütleri ile devletler arasındaki örtülü bağlantıları toplumsal yönden irdeliyorum.”
ÖRTÜLÜ SAVAŞI İNSAN YAŞAMLARI ÜZERİNDEN ANLATIYOR
Kitabında Türkiye’yi de içine alan Ortadoğu coğrafyasında söz sahibi olmak isteyen ülkelerin istihbarat ve yeraltı örgütleriyle gerçekleştirdikleri örtülü savaşı insan yaşamları üzerinden anlattığına değinen Atilla Gülsuyu, “Kitabımdaki olaylar örgüsü bugün Ukrayna’da yaşanan savaş aracılığıyla tanıklık ettiğimiz ‘beşinci kol faaliyeti’ üzerinden gelişiyor. Fiilî müdahale ile ele geçirilemeyen bir kitleyi ya da devleti; propaganda, casusluk, sabotaj ya da terör yoluyla manevî etkiye maruz bırakmak suretiyle müdahaleye uygun hale getirmek ya da fiilî savaş esnasında savaşı daha kolay kazanmak için yapılan her türlü manevî yıkıcı çalışmalar bu faaliyetin kapsamına giriyor.
Propaganda çalışmalarından farklı olarak yapılan tüm casusluk, sabotaj ve istihbarat hareketlerini kapsayan yönüyle de bugün Ukrayna’da yaşanan savaşa yön veriyor diyebiliriz. Kitabımda bu taktiğin bundan 40 yıl önce nasıl bir kurguyla işlendiğini aktarıyorum. Okuyucular kitabımın yakın geçmişin unutulmaya yüz tutan olaylarını anlattığım sayfalarında gezinirken, ülkeler arasındaki yaşanan derin devlet ilişkilerine şahitlik ediyor” diye belirtti.
SAVAŞIN ENKAZININ FOTOĞRAFINI ÇEKİYOR
Kitaptaki olaylar örgüsünün başladığı noktada son bulduğunu söyleyen Yazar Atilla Gülsuyu, “Beklenmedik bir sonla okuyucuları şaşırtan kitabımda ASALA terör örgütünün faaliyetlerini, tarihe iz bırakan Orly Havaalanı saldırısı ve İsrail’in Lübnan işgalini edebiyatın kendine has dokusuyla harmanlıyorum.
Gizem ve aksiyon unsurlarının yön verdiği satırlarımla okuyucuları bir genç kızın yaşadıkları üzerinden 80’lerin karanlık ve şiddet dolu dünyasına uzanan bir yolculuğa çıkarıyorum. ASALA terör örgütünün eylemlerini, Fransa’nın bu örgüte verdiği desteği, ülkelerin istihbarat oyunlarını anlatarak savaşın, casusluk ve propaganda faaliyetlerinin, sabotaj planlarının yarattığı enkazın fotoğrafını çekiyorum. 80’lerdeki terör olayları ve suikastlar üzerinden günümüzün karanlık noktalarını aydınlatıyorum” dedi.