Sinemada özgünlük olgusu çok önemli bir ölçüt. Anlatılan hikâye ve senaryo gerçek yaşama ne kadar yaklaşırsa inandırıcılığıda bir o kadar artıyor. Bu gerçeklik olgusu hem filmin sanatsal değerinin yükselmesine, hemde seyircinin daha fazla filme ilgi duymasına neden oluyor.
Çünkü seyirci demek halk demek. Halkın içinden gelen bir hikaye de haliyle sinema seyircisinin yaşamından kesitler olduğu için âdeta bir ayna görevi görüyor.
Köy komedilerinin genetiği zaten genetiği budur. Tam manasıyla gerçekliktir. Bir düşünün gerçeklikten kopuk bir köy komedisi size birşey anlatabilir mi? Özellikle konu edinen yörenin kültürünü veya sosyal yaşamını görmek isteriz.
Yüzümüzü çevirdiğimiz dünya da nelerin yaşandığını köy komedileri bize karar mizah yoluyla anlatır. Eski yeşilçam günlerine gidelim. Oyuncu Kemal Sunal – Yönetmen Kartal Tibet – Senarist İhsan Yüce’nin üçlüsünün müthiş işbirliğiyle çekilen Kibar Feyzo ve Davaro sosyal konulara değinen sinema tarihimizde ayrı bir yere sahip efsane köy komedisi filmlerimizdir. Kibar Feyzo köy ağalarının feodal düzenini ve evlilik çağına gelmis kadınların başlık parası karşılığı istemediği evliliklere zorlanmasını konu edinir. Aslında bir yönüyle feminist bir eleştiri de getirir. Yine Davaro’da, özellikle eski dönemde kırsal kesimlerde sıkça rastalanan kan davası konusuna ışık tutar.
Takvimleri biraz daha yakın tarihe getirelim. Yılmaz Erdoğan ‘ın yazıp yönettiği ve başrolünü Demet Akbağ ile paylaştığı Vizontele serileri, 1974 yılında köye televizyon gelmesini konu edinir ve seyirciyi o yıllara götürür.
Daha yakın zamanda Sermiyan Midyat ‘ın yazıp yönettiği başrollerini Demet Akbağ, Burcu Gönder Gülhan Tekin ve Mahir İpek ile paylaştığı seyirciden büyük ilgi gören Hükümet Kadın 2’de yine gerçek bir hikayeye dayanır. Türkiye ‘nin ilk kadın belediye başkanının hayatın anlatan hikaye bizleri ilk filmde seyirciyi 1950’lerin ikinci filmde de 1940’ların Mardin – Midyat’ ına götürür.
Yine Burcu Gönder’in başrollerinde yer aldığı Gülistan Acet ve Ferit Karahan’ ın yazıp yönettiği Eski Köye Yeni Adet filmi de 1990’lı yıllarda Güneydoğu ‘daki aile planlaması uygulaması kapsamında köyün doğurgan kadınlarına takılan spiralin konu edindiği bir film olarak karşımıza çıkar.
Görüldüğü üzere köy komedilerinin hikayelerinde ana çıkış noktası bir gerçekliğe dayanıyor. Bu filmlerin çekildiği yıllar hep farklı dönemlere denk geliyor. Bu filmlerin ortak özellikleri hikayelerinin gerçek yaşama dayanması da değil. Farklı zamanlarda olmasına rağmen seyirciden büyük bir rağbet görmüş. Yani Türk sinemasıyla bütünleştiğini özdeşleştiğini söylemek herhalde yanlış olmayacaktır. Senaryoda gerçeklik, bir filmin hem sanatsal değeri bakımından hem de seyirci de ilgi görmesi bakımından önemli bir unsurdur. Ayrıca kurgulanmış bir hikayeyle de arasında farklar vardır. Bu kıyaslamayı da sonraki yazılarda detaylica konu edinmeye çalışacağız.