Sevginin izleri… “Sevgiyi öldüremezsiniz“ onu nefretle bile öldüremezsiniz. Belki sevgi halini, aşkı öldürebilirsiniz ama sevgiyi öldüremezsiniz.
Herkes dünyada üç yaşam sürecektir aslında; birincisi saflığın yitirilmesiyle, ikincisi masumiyetin yitirilmesiyle, üçüncüsü ise yaşamın yitirilmesiyle…
Yaşayanların içinde intiharlar var. Bugün olduğumuz kişiyi oluştururken intiharlar ettik, olduğumuz kişinin boynuna bir halat geçirip onun altındaki sandalyeye olmak istediğimiz kişiyle tekme attık. İntiharlara rağmen birçoğumuz hayatta kalmayı başaranlardanız. İçinde ölen bir çok şeye inat yaşama tutunanlarız.
Yaşamak; nefes almak değil, bunu nefes alamadığımızı hissettiğimizde öğrendik. İçimizdeki intiharların ve ölümlerin şerefine, yaşıyoruz.. kendimizi daha çok seviyor ve hayatımıza öyle devam ediyoruz çünkü kendiniz sevmek demek tüm insanlığı sevmek demek etrafa farklı bir bakış açısıyla daha net bakmak demektir. Güçlü olmak güçlü durmak e sağlam adımlar atmak demektir. Başkasının sevgisine muhtaç olmadan yola devam etmek demektir…
Sizin sevgi anlayışınız nedir bilmem ama benim sevgi anlayışım bir hayli tutkulu bir durum, şöyle açıklayayım ki…
“Sevgiyi öldüremezsiniz“ onu nefretle bile öldüremezsiniz. Belki sevgi halini, aşkı öldürebilirsiniz ama sevgiyi öldüremezsiniz. Sevgi, sizinki dışında bir gerçekliği aramaktır ve bir kere bunu içtenlikle dolu dolu yaşadınız mı sevgi sonsuza denk sürer. Sevgiye dair her hareket, kalbin her bir yanı evrensel iyiliğin bir parçasıdır. Ve hiçbir zaman ölmez…