Emsey Hospital Beslenme Diyet uzmanı Gökçe Bönce, “İftardan sahura kadar kahve ve çay tüketiminde de dikkatli olmak gerekir” dedi.
Ramazan ayında dengesiz beslenmenin kişide tansiyon, mide yanması, ülser gastrit gibi bazı sağlık sorunlara neden olabileceğini belirten Bönce, Ramazanda doğru beslenmenin önemine ilişkin açıklamalarda bulundu.
Oruç tutan kişilerin sahur ve iftarda beslenmelerine özen göstermelerini tavsiye eden Bönce, “Sahura kalkmamak veya yiyip yatmak sağlık açısından zararlı. Sahurda kahvaltı tarzı daha hafif beslenme, yumurta, peynir, zeytin, kuruyemiş, yağlı meyve olması sebebiyle avokado gibi besinlerin tüketilebilir. İftar ve sahurda su içeriği yüksek besinler tercih edilmelidir böylece gün içindeki su ihtiyacımızı karşılamaya yardımcı olabilir. Tahıllı ekmek ya da pide tokluk hissini artırabileceği için tercih edilebilir. Tahıllı ekmek arasına çiğ sebzeler ile tost veya sandviç yapılabilir. Yanında içilecek kefir, ayran, süt ise protein ihtiyacımızı karşılayacaktır’’ ifadelerini kullandı.
“İFTARDA KAHVE ÇAY TÜKETİMİNE DİKKAT EDİN”
İftarda ana yemeğe geçmeden önce çorba, salata veya meyve yiyerek 10-15 dakika ara verilmesi gerektiğini söyleyen Dyt. Gökçe Bönce, uzun süreli açlıktan sonra çorbanın hemen ardından ara verilmeden yenen ana yemek kişide hazımsızlık ve şişkinliğe neden olabileceğini belirtti. İftarda tüketilen besinlerin, kaçırılan öğünlerin tamamlaması gerektiğini söyleyerek şu tavsiyelerde bulundu:
‘’İftarda yoğurt, ayran, cacık, kefir veya yoğurtlu sebzeler tüketilebilir ve bunlar gün içerisinde protein ihtiyacını karşılayabilir. Ekmek veya pideleri tahıllı tercih etmek tokluk hissini sağlamasının yanı sıra mineral ve vitamin dengesi açısından daha faydalıdır. İftardan hemen sonra tatlıyı yemek yerine 2 buçuk saat sonrasında sütlü tatlı olacak şekilde yenebilir. Dondurma, Meyve, kuruyemiş, hurma topları ara öğün olarak tüketilebilir. İftardan sahura kadar kilo gram başına 30 mililitre olacak şekilde su tüketilmesi gereklidir. 3 bardaktan sonra kafein alımı, su kaybetmeye neden oluyor. Bu nedenle iftardan sahura kadar çay ve kahve tüketiminde de dikkatli olmak gerekir.”
“SUSAMAYA İHTİYAÇ DUYMADAN SU İÇİLMESİ GEREKİR”
Suyun vitamin, minerallerin çözündürülmesinde ve emilmesinde etkili olduğunu söyleyen Beslenme ve Diyet uzmanı Bönce, toksinlerin atılmasına yardımcı olan en önemli besin kaynağının su olduğunu belirterek, iftar – sahur arası yeterli su tüketmesi gerektiğine vurgu yaptı.
Bönce, “Yaz aylarında kış aylarına oranla ter ve solunum nedeniyle daha fazla su kaybediliyor ve daha çok susama hissi oluşuyor. Su yetişkinlerde vücut ağırlığının yüzde 60’ını, çocuklarda yüzde 70’ini, yaşlılarda ise yüzde 55’ini kaplıyor. Bu sebeple su hayatımızda olması gereken besin öğelerinden biri ve susamaya ihtiyaç duymadan su içilmesi gerekir” ifadelerini kullandı.
“ÇAY-KAHVE TÜKETİMİ SUYUN YERİNİ TUTMAZ”
Kişinin kg başına 30 mililitre su içmesi gerektiğini belirten Dyt. Gökçe Bönce, susuzluğun aynı zamanda kişide açlık hissine neden olabildiğini, açlık hissedildiğinde bir bardak su içilerek gerçek açlığın fark edileceğini söyledi. Su içmeyi sevmeyenlere de tavsiyelerde bulunan Bönce, ‘’mevsimine göre meyvelerle aromalandırarak suyu tüketebilirler. Fakat kahve veya çay tüketmek suyun yerini tutmamaktadır. Çay ve kahve tüketimi suyun vücuttan atılımı hızlandırır. Bu sebeple çay ve kahve tüketiminden sonra mutlaka su içmek gereklidir’’ dedi.