Ahbap bir kelimeden çok daha fazlası. Ahbap bir sivil toplum kuruluşu. Ahbap gönüllere köprüler kuran bir oluşum. Ahbap sevginin ve gerçeğin peşinde olanların bir araya geldikleri yer.
Ahbap dil, din, ırk ayrımı yapmayan bir sevgi çemberi. Ahbap siyaset ile yan yana gelmeyecek bir hareket. Ahbap’tan bahsetmişken onun kurucusundan bahsetmemek olmaz. Evet içinizden Ahbap’ı bilenler veya duyanlar vardır. Belki de Ahbap gönüllüsüsünüzdür. Ahbap’ı bilmeyenlerin, hiç duymayanların da içlerinden acaba Haluk Levent mi dediğini duyar gibiyim. Evet Ahbap’ın kurucusu Haluk Levent. Gelin size kısaca Ahbap’ın kuruluş öyküsünden bahsedeyim.
Haluk Levent ülkemizdeki en güvenilir insanların başında geliyor. Durum böyle olunca yaklaşık 5 yıl önce sosyal medyada şöyle bir durum meydana geliyor. Haluk Levent’e ithafen “abi parti kur oy verelim” deniliyor. Bir şakadan yola çıkılarak Ahbap bugünkü şeklini alıyor. 31 Temmuz 2017 tarihinde Ahbap Derneği, Platformu kuruluyor.
Ben de bu yazımda Ahbap ile tanışma hikayemi, Ahbap’ın bana kattıklarını, Ahbap’ın benim üzerimde bıraktığı etkiyi anlatacağım.
Yıl 2018 Temmuz ayı. Yani Ahbap’ın kuruluşunun üzerinden bir yıl geçmiş. Twitter’da dolaşıyorum. Bir haber görüyorum. “Gaziantep’in Nizip ilçesinde 7 yaşındaki bir çocuğun işitme cihazının çalınması üzerine Ahbap bu çocuğa işitme cihazı aldı.” Ahbap kelimesini bu yönüyle ilk defa duydum.
Sonra araştırmaya başladım. Nedir bu Ahbap, ne yapar, ne eder diye. O zamanlar Marmara Üniversitesi’nde okuyordum. Ahbap’ı araştırırken bir anda kendimi Ahbap İstanbul Gönüllü Ol Formunu doldururken buldum. Aradan iki hafta geçtikten sonra doldurduğum forma olumlu yanıt aldım ve Ahbap İstanbul ekibine dahil oldum.
Ahbap İstanbul benim kalbimin başkentidir diyebilirim. Eylül ayının gelmesini iple çekiyordum. Okulların açılması için değil Ahbap ile buluşacağım için. Derken Eylül ayı geldi ve 28 Eylül 2018 tarihinde (yani aklımda bu tarih kalmış) Ahbap İstanbul ile ilk etkinliğim olan Hababam Sınıfı Müzesi etkinliğine gittim. O güzide insanların balmumundan yapılmış heykellerine dokundum. Kemal Sunal ile Halit Akçatepe ile öz çekim yaptık. Sohbet ettik. Bu etkinlik benim ilk etkinliğim olduğu için çok güzel hissettim.
Derken Ahbap ile ikinci etkinliğim olan Ahbap Eğitim Kurulu öncülüğünde Arnavutköy Kütüphane etkinliğine gittim. İşte bu benim Ahbap ile yaptığım en anlamlı en güzel etkinlikti. Bu etkinlikten sonra Ahbap için ilk defa İyi ki Ahbap, İyi ki bu platformda yer alıyorum dedim. Bu etkinlikte bir ilkokulda, bir sınıfa öğrenciler için kütüphane yapmıştık. İki arkadaşımız duvara çok güzel bir ağaç çizmişti. Ağacın dallarına da kütüphane için dolaplar yapmıştık. O gün kendi adıma çok yoruldum diyebilirim. Sınıfa ilk girdiğimizde sınıf çok dağınık vaziyetteydi. Bu sınıf nasıl olacak demiştim. Ama günün sonunda ortaya öyle güzel bir resim çıkmıştı ki bütün yorgunluğum bitiverdi.
Sonradan aldığımız duyuma göre sınıfa giren öğrenciler sınıftan çıkmak istemiyorlarmış. Çok mutlu olmuştum. İnsanların yüzünde bir tebessüm görmek için her şeyimi veririm. Sonradan sayısız etkinliğe gittim. Ahbap ile insanların hayatlarına dokunduk. Yüzlerindeki bir tebessüm her şeye değdi. Yeri geldi farkındalık yaratmak için aldık çöp poşetlerini, giydik eldivenlerimizi indik sahillere çöp topladık. Yeri geldi sokak hayvanları için yuvalar yaptık. Sokak hayvanlarına sokak ahbaplarımız dedik. Ahbap ile yardıma muhtaç ailelere umut olduk.
Ahbap ile İstanbul’dayken dolu dolu bir yıl geçirdim. Ve tarih 17 Haziran 2019’u gösterdiğinde istemeden de olsa İstanbul’dan ayrılmak zorunda kaldım. Şuan Ahbap’ta gönüllü olarak Muğla’da devam ediyorum. Ve şunu da eklemek istiyorum. Şu ana kadar sevginin ve gerçeğin peşinde olanlar, ya yol yapmışlardır, ya da var olan yolda bir fener yakmışlardır. Ben de sevginin ve gerçeğin peşinde olan bir birey olarak ya yol yapmak ya da var olan yolda bir fener yakmak istiyorum. Belki yazının devamı ilerleyen zamanlarda gelir. Sevginin ve gerçeğin peşinde olmaya devam ediyoruz.