Türkiye Cumhuriyeti tarihinin ilk muhalefet partisi Terakkiperver Cumhuriyet Fırkasıdır. Kurucuları “Kazım Karabekir, Rauf Orbay, Ali Fuat Cebesoy, Refet Bele” dir.
1924 yılında kurulmuştur. Parti tüzüğüne göre demokrasinin liberalizmin ve cumhuriyetin benimsendiğinden bahsedilirken her türlü dini inanca da saygılı olduklarını belirtmişlerdir. Rauf Bey’in cumhuriyetin ilanından bir gün sonra İstanbul basınına verdiği ve Cumhuriyetin ilanının yöntemi eleştiren demeci, Halk Fırkası içinde oluşan yol ayrımının göstergesidir. Parti 17 Kasım 1924 yılında verilen dilekçe ile resmen kurulmuştur.
Bu dilekçede ise partinin amaçlarının ne olduğunu siz değerli okurlarıma kısa ve basit bir şekilde açıklamak istiyorum. “Hakimiyetin kayıtsız şartsız millete ait olduğu ve milletin geleceğine bizzat el koyulması esasına dayalı olarak cumhuriyet idaresini güçlendirmek ve memlekette kanunların eşit bir şekilde uygulanmasını sağlamak istikrar ve güvenliği artırmak yenilik ve olgunlaştırma esaslarıyla milleti muasır medeniyetteki refaha ulaştıracak sebepleri hazırlamak” olarak belirtilmiştir.
Parti programının genel esasları olarak belirtilen maddeleri de sizlere kısaca açıklamam gerekirse;
- Devletin yönetim şekli halkın esas olarak alındığı cumhuriyet modelidir.
- Parti tarafından yönetim şekli olarak kanıksanan görüşler liberalizm ve demokrasidir.
- Mebusan seçimleri bir dereceli halk oylaması ile yapılacaktır.
- Devletin görev ve yetki alanları asgari hadde indirilecektir.
- Yasa çıkarırken halkın istekleri gözetilmiştir
- Milletin açık vekalet yetkisi olmadan anayasa değiştirilmeyecektir
- Cumhurbaşkanı meclis üyeliği görevinden ayrılacaktır.
- Devlet görevlilerinin hiçbir siyasi partiye üye olmaması zaruriyet gerektirir.
Parti bu maddeler ve sloganlar ile yola çıksa bile “Parti, dini düşünce ve inançlara saygılıdır” ilkesi ile birçok eleştiriyi üzerine çekmiştir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk Nutuk’ta bu durumu şu şekilde eleştirmiştir,
“Parti, dinî düşünce ve inançlara saygılıdır’ ilkesini bayrak olarak eline alan kimselerden iyi niyet beklenebilir miydi? Bu bayrak, yüzyıllardan beri cahilleri, bağnazları ve hurafelere inananları kandırarak özel çıkarlar sağlamaya kalkmış olanların taşıdıkları bayrak değil miydi? Türk milleti, yüzyıllardan beri, sonu gelmeyen felâketlere, içinden çıkabilmek için büyük fedakârlıkların gerekli olduğu pis bataklıklara, hep bu bayrak gösterilerek sürüklenmemiş miydi: Cumhuriyetçi ve yenilikçi olduklarını zannettirmek isteyenlerin, yine bu bayrakla ortaya atılmaları, dinî bağnazlığı coşturarak, milleti, Cumhuriyet’e, ilerlemeye ve yenileşmeye karşı kışkırtmak değil miydi?”
PARTİNİN KAPATILMASI
Parti kurucularının tamamının eski İttihat ve Terakki Cemiyeti üyelerinden olması sebebiyle parti birçok kez “İttihatçılık” ile suçlanmıştır. Daha sonra 1925 yılında Şeyh Said İsyanı sebebiyle parti iktidar tarafından yoğun eleştiri bombardımanına tutulmuştur. Dönemin başbakanı Ali Fethi Okyar istifa etmiş ve güvenoyu alarak başbakan olan İsmet Paşa Takrir-i Sükun kanununu yürürlüğe koyarak basına ciddi cezalar kesilmesinin yolunu açmıştır.
4 Mart’ta kabul edilen Takrir-i Sükun Kanunu’nun ardından birçok dergi ve gazeteler kapatılmış ve İstiklal Mahkemeleri kurulmuştur. Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası yasa dışı faaliyetlerinden dolayı yargılandı ve 3 Haziran 1925’te bütün şubeleri kapatıldı. Daha sonra ise, Mustafa Kemal’e düzenlenen İzmir Suikastı olayından sonra partinin kurucularının bir bölümü yargılanmıştır.
Kaynağı muğlak olmakla birlikte içlerinde Kazım Karabekir ve Ali Fuat Paşa gibi İstiklal Savaşı’na katılan komutanlarında bulunduğu bu komutanlar, Türk ordusu subaylarının protesto gösterileri sonucu, Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın özel affı sayesinde idamdan kurtulmuşlardır. Bu yazımda sizlere kısa ve öz şekilde Türkiye’de kurulan ilk muhalefet partisinin öyküsünü anlatmak istedim eğer ki sürçülisan ettiysek affola. Bir sonraki yazımda görüşmek üzere sağlıklı günler dilerim.