Kalmak istedim bir zamanlar, gideceğin yere varana kadar kalmak ve mutlu bir kalple elini sıkmak istedim… Kalmak istedim bebeğim ama benim varlığım aynı senin yokluğun aynı…
Sana bu hikayeyi sondan anlatacağım canım…! Gaz vanasını açtım ve senin resminle uykuya dalmak için önüme fotoğrafı koydum… benim gibi bir hayvanın aşık olup aşık kalmak istediğine kimse inanamaz, sen bile biraz önce doktor unut gitsin dedi, unutayım diye, zihnimin arka sokaklarındaki imajını yitireyim diye bana rengarenk haplar yazdı, ama bilmiyordu ki bütün yağmurlu sokakların yağmurdan ıslandığını.
Akıl senin adına. Ne zaman haplarımı almak istesem bu hapları seni unutmak için aldığımı ve aldıktan sonra senin dışında her şeyi unuttuğumu bilmiyordu… az önce yazdım sana, Nostaljimden ve yokluğundan çektiğim ıstıraptan bahsettim. Sıcak günlerden soğuk günlere. Ama bilmiyordun, bilmek istemedin, kalmak istemedin, istemedin…
Ne acıydı canım, sanki bir çukura atılmışım da sen toprak atmışsın. narin ellerinle üzerimde… Ondan önce hava soğuktu, gönlümüz sıcaktı, iyiydik, hatta birlikte yanlış yönlerde yürüdük ve bu yolun sonu olmadığını biliyorduk ama saniyelerinde aldığımız zevk yüz yıllık bir hatıra bıraktı.
Biraz önce bir aşk senfonisinin kollarında nefeslerimiz huzur verdi… Selamlaştıktan sonra öpücükler, vedalaştıktan sonra öpücükler, gözyaşı döktükten ve güldükten sonra öpücükler, seni öperken ne kadar rahattım… Daha önce elini tuttum, bütün sokakları birlikte yürüdük, sonbahar yağmurunun ilk damlasını gördük, hayallerimizi konuştuk, acılarımızı konuştuk ve iyileştik.
Acılarımızı paylaştık, acılarımızı birlikte geçirdik… Bundan önce hikaye başladı, acılarınıza aşık oldum ve acılarımızla daha da yakınlaştık … kalmak istedim kalmak gideceğin yere varana kadar kalmak ve mutlu bir kalple elini sıkmak istedim… Kalmak istedim bebeğim ama benim varlığım aynı senin yokluğun aynı… Hikaye buydu canım; bir Zamanlar… .