İktisadi mal ve hizmetleri belirli bir ücret karşılığında satın alarak, kullanan kişiler olan tüketici davranışlarının son noktası tüketim kültürünü konuşalım istedim…
Daha çok çalışan, daha çok tüketen bir toplum olduk sanki!…
Üretmek için çalışan, yaşamak için tüketen insanlar yığını…
Medya ve sosyal medyada tüketime programlanan insan figürleriyle;
Tüketim Temelli Toplum yaratma çabası,
Tüketimin hedeflerinin üretimine yönelik sempati uyandırma,
Daha fazla tüketim yapılmasını sağlayan üretim ortamları oluşturma,
Borç yapmanın, kredi almanın, normal bir davranış biçimi olarak toplumda yaygınlaştığını görmekteyiz.
tüketim kültürünün topluma; yanlış empoze edilmesiyle birlikte tüketim,
“Tüketim Çılgınlığı” halini aldı.
İnsan sadece eşya değil birbirini de tüketmeye başladı maalesef!…
Bu şekilde gelişen tüketim kültürü; haz duygusunu dönüştürerek cinsel ürün yelpazesi yaratmıştır.
Kötü olan yanı ise ilkel hazcılığı sınırsızlığı ve hovardalığı meşru kılmıştır toplum önünde
“Kapitalizm, malları hem üretir hem de o malları nasıl tüketeceğinizi öğretir.” K.Marx’ ın dediği gibi
Oysa; Tüketim kültürü gibi akımlar gezegenimizin kaynaklarını hızla sömürürken;
Geriye insan nesline ne kalıyor bakalım;
- Ormansız,
- İklim kriziyle uğraşan,
- Bol miktarda atık,
- Biyolojik çeşitliliğimizin yok oluşu,
- Küresel ısınma vb. kalıyor.
Sınırsız insan tipine , çok şeye sahip olma, sadece kendine ait olma duygusu gelişen bu toplum neler yapmaz ki birbirine
Bir düşünün!…
Oysa tüketim çılgınlığı egonun kendini nesnelerle ifade etmesidir. Hep daha iyisi ve daha fazlası olması gerekliliği duygusu ve açlık hissetmek bir hastalıktır.
Nedir kurtuluş?
Söyleyeyim;
“SADELEŞME”
Sade ve sakin bir hayat yaşayarak, bütün gücünüzü mesleğinize ve hayatınıza verebilirsiniz.
Tüketmeme odaklı tüketim,
İnsanların ve kaynakların birbirine bağımlılığının bilinci,
Kişisel hayat ve tercihler üzerinde daha fazla kontrole sahip olma arzusu,
İç yaşamı, maneviyatı keşfetme ve geliştirme isteği,
Küçük ölçekli kurum ve teknolojilere yönelmeyle,
Zamanımızı, birbirimizi, maddi, manevi değerlerimizi tüketmemeliyiz..
Aslında sadeliğin güzelliğiyle bizden sonraki nesillere yaşanır bir dünya bırakalım hep birlikte!…
Sade hayat mükemmeldir ve “sade insan olmak” olmalı insanın en büyük tasası.