Büyük buhran ve genç ülke Türkiye!… 1929 Yılında başlayan ve diğer adıyla 1929 Krizi olarak adlandırılan olaydır.
Bu kriz birçok sanayi ülkesini etkilemiştir ve bunun sonucunda dünya genelinde işsizlik devasa şekilde artmıştır. Bu artışa ek olarak tarım ürünlerindeki yaklaşık %40 oranındaki düşüş, madencilik sektöründe talebin beklenmedik derecede düşmesiyle en çok etkilenen iki sektör olmuştur. Bu kriz her ülkede farklı zamanlarda sona ermiştir. Bu krizin neticesinde yaklaşık 50 milyon insan işsiz kalmış ve toplam üretim ise %42 oranında düşüş yaşamıştır.
Büyük Buhranda Türkiye Cumhuriyeti ilk olarak “Kliring” ve “Takas” sistemini kullanarak bu krizden etkilenmek için çaba göstermiştir. Kısaca sizlere “Kliring” sisteminden bahsetmem gerekirse; “sizden mal alanın malını alma sistemi” olarak tanımlayabiliriz.
Ülkemiz ihracat ve ithalat işlerinde bu yöntemi kullanmaya çok çaba sarf etmiştir. Daha sonrasında 10/06/1930 tarih ve 1705 sayılı Kanun ile Hükümete tedbir alma yetkisi verildi. Bu kanunun amacı ise; ihraç mallarında kalite kontrolüne yapılması yönündeydi. Önceleri çeşitli kurumlar tarafından yürütülen bu iş 1934’te kurulan Türkofis’e devredildi. Akabinde ise Ofise, kontrol ve teftiş görevi yanında piyasa araştırmaları yapma ve uluslararası ticaret ve ödeme anlaşmalarını hazırlama görevi de verildi.
Türkiye Cumhuriyeti bu büyük buhrandan etkilenmemek için birçok tedbir almıştır. Bunların arasında Türk Parasını korumak için merkez bankasının kurulması, bankacılık sektörüne düzenlemeler yapılması ve müdahale edilmesi, kazanç, hayvan, bina, intikal gibi vergiler çıkarılmıştır. Tüm bunlara ek olarak 3. CHP kurultayında devletçilik ilkesi benimsenmiştir. Türkiye Cumhuriyeti bu yapılan hamleler neticesinde iktisadi kalkınma modelini benimsemiştir. Bunları sağlamak için tarıma dayalı ekonomiyi çeşitlendirmek için sanayileşmeyi başlatmıştır.
Sonuç olarak baktığımızda Türkiye, kriz döneminde almış olduğu mali ve ticari tedbirler sayesinde Türk parasının değerini korumuş ve buna bağlı olarak ödeme dengesini sağlamıştır. Yeni kurumlar oluşturulmuştur. Bankacılık ve vergi sistemini krize göre düzenleyerek gelirlerini ve piyasaları kontrol etmeyi başarmıştır. Neticede dünyayı etkisi altına alan büyük bir krizle mücadele etmiş ve krizinden en az zararla çıkmayı başarmıştır. Bir sonraki yazımda görüşmek üzere, sağlıklı günler dilerim.