Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati yeni ekonomi paketini açıkladı.
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, “Üretim ve satış noktalarının gönüllülük esasıyla fiyat indirimlerine katkı vermesini sağlayacağız”.
Türkiye Ekonomi Modeli Yeni Adımlar ve Enflasyon Tedbirleri Tanıtım Toplantısı düzenlendi. İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenen toplantıya çok sayıda iş insanı katıldı. Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, toplantıda ekonomide atılacak yeni adımları açıkladı.
Bakan Nebati sözlerine korumalı mevduatın detaylarıyla başlayarak “Öncelikle biliyorsunuz, geçen 20 Aralık’tan itibaren Sayın Cumhurbaşkanımız hızlı bir şekilde saat 19 itibarıyla tedbirler paketini sunmuştu. İlk maddemiz koruma mevduatı ile ilgiliydi. O günden bugüne kadar elhamdülillah en önemli sac ayaklarından bir tanesi tam işleyiş halinde ve her geçen gün ivmesini artırarak belli bir noktaya geldi. Bu TL’ye olan güven, inancın ve sayın Cumhurbaşkanımız önderliğinde ortaya konan performansın tescil edilmesiydi. Gün geçtikçe TL’deki mevduatın ağırlığı bozdurulan dövizler lehine döndü. O günden sonra 340 milyar liraya varmış olan mevduat koruma hesabındaki miktarda dövizin bozdurulma oranı yüzde 49’u yani 10 milyar doları geçti” dedi.
“1500’ÜN ÜZERİNDE KUYUMCU DAHİL OLACAK”
Nureddin Nebati, altınla ilgili tasarruf önerilerine değinerek, “Altınla ilgili tasarruf önerimiz nedir? Neler yapmamız gerekiyor? Yastık altı birikimlerini ekonomiye kazandıran sistemi bütüncül olarak finansmana alınması ve yurt içi tasarrufların geliştirilmesine, etkin yatırımlara yönlendirilmesine ve TL tasarrufların artırılmasını amaçlayan bir model. Bu model yastık altı birikimleri finansal sisteme kazandıracak, büyümenin finansmanında dış tasarrufların yerine yerli tasarrufların merkeze alınmasını sağlayacak, yurtiçi tasarrufların etkin yatırımlara yönlendirilmesi gerçekleştirilecek, TL tasarrufların cazibesini artıracaktır. Bilindiği üzere bugüne kadar yastık altındaki altınların ekonomiye kazandırılmasına ilişkin çalışmalar bütüncül olmadan paydaşlar vasıtasıyla yürüyordu.
Yastık altındaki büyük tasarruflar ülkemizin gerçeği olmasına rağmen bunun ekonomiye kazandırılmasına yeterinde yol alınamadı. Bu amaçla bugüne kadarki münferit çabaları toplulaştıracak 2022 Mart ayında 1 Mart’tan itibaren 81 ilde en az 1 adet olmak üzere 2022 yılında da 1500’ün üzerindeki kuyumcunun dahil olacağı çalışmaları başlatıyoruz. Yürütmeye koyacağımız yeni uygulamayla Ahmet Amca, Ahmet Dayı, Ayşe Teyze bugünlerde Kıbrıs’taki şehitlerimizi ve gazilerimizi çok üzdüğü için ona bugün Emine Teyze diyelim, bunlar çocuklarının geleceğe, kendi tasarruflarını sağlayacak adımlar atacak.
Fiziki Altın tasarruflarını kolay ve güvenli şekilde kuyumcular ve bankalar aracılığıyla finansal sisteme teslim edecekler. Talep etmeleri halinde fiziki olarak da geri alabileceklerdir. Altın depo ve katılım hesaplarına fiziki altınlarını rahatlıkla yatırabilecekleri gibi altınlarının karşılığı TL tutarları ile altın dönüşümlü mevduat ve katılım hesabı açarak değer korumasından faydalanırken risksiz bir kazanç sağlayacaklardır. Fiziki altın teslim noktaları bankalar olacak, platformlar olacak ve kuyumcular olacak. Kuyumcuların sayısı 1500’ün üzerinde olacak. Mart ayından itibaren ve yıl sonuna en az 10 bin kuyumcunun devreye alındığı bir sistemi paydaşlarımızla yerine getireceğiz” dedi.
“KATILIM VE KAMU MEVDUAT BANKALARI BU İŞİN BAŞINI ÇEKECEK”
Takasbank, Borsa İstanbul ve Darphane’nin bankalarla iş birliğini geliştireceğini, altınların ekonomiye kazandırılması yönünde çalışacağını dile getiren Nebati, “Altın depo hesapları, altın katılım hesapları, çeyrek hesap, altın dönüşümlü TL mevduat hesabı, altın alım-satım işlemleri ve transfer sistemleri Takasbank’la yürümüş olacak. Altın bizim bir gerçekliğimiz.
Evimizde bir köşesinde tasarruf ya da korunma amacıyla mutlaka suretle bu toprakların vazgeçemediği bir maden. Bu madenin artık ülke ekonomisini de güçlendirecek, finansal sistemi rahatlatacak, TL’yi özendirecek araç haline dönüştürülmesinin tam zamanı. Bankalarda an itibarıyla katılım bankaları paydaşlarımız. Emlak Katılım, Vakıf, Ziraat, Türkiye Finans, Kuveyt Türk ve Albaraka bu işin önde gidenleri olacak. Vatandaş mevcut ziynet altınını teslim edecek. Katılım bankaları, kamu mevduat bankaları bu işleyişteki en önemli adım olacak. Bankalarımız artık her ilde en az 1 şubesi mutlak suretle kuyumculuk faaliyetlerini götürecek hale dönüşecek. Altın toplama gününden ziyade her gün işleyecek tasarruf yöntemi haline gelecektir.
Vatandaşlarımızın altınlarını sisteme rahatlıkla koyabilmesi için başta sisteme dahil olmak için kuyumcu sayılarının artırılması için kapsamlı çalışmaları vakit kaybetmeden hayata geçiriyoruz. Altın toplama sürecinde bugüne kadar uygulanandan farklı olarak bankalarımızın bazı şubeleri sürekli aracılık edecek. Vatandaşlarımız finansal sistemin erişimini kolaylaştıracak dijital çözümler üzerine de çalışmalar devam ediyor. Hali hazırda Takasbank tarafından uygulamada olan altın transfer sisteminin yaygınlaştırılması, dijitalize edilmesi gibi uygulamalar yer alıyor. Vatandaşımızın anında haberdar olması için gerekli tanıtım faaliyetleri devam edecek. Altın bir tasarruf aracı, ekonomiye kazandırılacak” diye konuştu.
60 MİLYAR LİRALIK 3 YENİ DESTEK PAKETİ
3 yeni destek paketinin uygulamaya alındığını açıklayan Bakan Nebati, “Biz tasarruflarımızı bir tarafta artırırken öbür tarafta da Türkiye ekonomi modelinin gereklerini yerine getirecek dağıtım sistemini çok iyi kurmamız lazım. Bu dağıtım sistemlerinden bir tanesi tüm iş dünyamızın tecrübe ettiği ve bugüne kadar hep faydalandığı en önemli ayaklarından birisi kefalet sistemi KGF.
Bununla da biz üreticilerimizin, imalatçılarımızın ve ilgili tüm kesimlerin faydalanabileceği ilk paketimiz. Onu açıklamak istiyorum. Dengeli ve sürdürülebilir büyümeye katkı sağlanması, yüksek katma değerli yatırımların gerçekleştirilmesi ve cari dengeyi sağlaması, kalkınma planlarındaki öncelikli sektörlerin finansmana erişiminin kolaylaştırılması ve dengeli görünüm bununla sağlanacak. Dengeli ve sürdürülebilir bir büyüme. 60 milyar liralık kefalet hacmi oluşturuyoruz. Bitince başlayacak paketlerin ilk adımı. Yeter ki üretin. Yeter ki yatırım yapın. Yeter ki bu ülkeye katma değer sağlayacak adımları atın.
Tüm sektörlerin ama tüm sektörlerin hepsinin önünde yol açmış olacağız. Tüketime değil, üretime odaklı, yüksek teknoloji odaklı, ihracat odaklı, her türlü anlamda bir anlayışla ve bu anlayışın getirdiği yol açma prensibini asla geriye koymayacak bir yöntemle yolumuza çıktık. Yatırım destek paketi, ihracat destek paketi, işletme harcamaları destek paketi olmak üzere 3 paketi uygulamaya koyuyoruz. İhracatın artırılması, yatırım ve üretimin desteklenmesi, finansmana erişim imkanlarının artırılması tüm bunlar ilk gün 20 Aralık’ta açıkladığımız en önemli cümleciğin bir özeti. Selektif kredi politikası. Proje bankacılığını yönelik, imalat, ihracat, Turizm, teknoloji girişim sermaye eko sistemi, toptan, perakende olmak üzere her alanda fayda sağlanabilecek bir hedef sektörlerimizi belirledik.
Ülkemizde teknolojinin gelişimine önem veriyoruz. Türkiye’deki genç nüfus 13 milyon. Yani 20 OECD ülkesinin genç nüfusu kadar genç nüfusa sahibiz. Genç nüfusumuz bilişime önem veriyor, teknolojiye önem veriyor. Bu anlayışla da 1 milyon yazılımcı projesini uygulamaya koymuştuk. Bugün itibarıyla 850 bin kişi kaydolmuş, 790 bin kişi aktif eğitim alıyor. Türkiye’nin önde gelen e-ticaret, bankacılık, finans ve teknoloji şirketleri istihdam sağlamak üzere işveren portalımıza kaydolmuştur. Bu vesile ile şimdi KGF kanalı ile ileri teknoloji odaklı girişim sermayesi eko sisteminin gelişmesi için adım atmış olacağız” ifadelerini kullandı.
YATIRIM DESTEK PAKETİNİN ÖZELLİKLERİ
Yatırım destek paketinin detaylarını açıklayan Nebati, “Yatırım destek paketimiz 25 milyar liralık bir destek ve yatırım kredileri için azami 24 ay ödemesiz dönem, azami 96 ay vade, KOBİ ve KOBİ dışı alanlara dağıtıyoruz. Orta , yüksek ve yüksek teknoloji üreten 1,25 kat kefalet limiti, yatırıma bağlı işletme kredileri için 6 ay ödemesiz dönem, 30 ay vade ve kâr payı oranı da 0,24 sabit TL referans için + yüzde 124 ay üzeri sabit TL referans için yüzde + 2.Bankalar için 0-24 ay değişken TL referans yüzde +1, 24 aynı üzeri TL referans üzeri + yüzde 2. Orta yüksek sektör firmaları önceliklendirilerek kefalet limitleri yüzde 25 artı olarak uygulanacak.” dedi.
“KOBİLERE 25, BÜYÜK FİRMALAR 100 MİLYON LİRA KREDİ”
Bakan Nebati şöyle devam etti:
“Her bir KOBİ için maksimum kredi limiti 25 milyon lira, büyük firmalar için 100 milyon lira olacaktır. Bankalarımıza seslenmek istiyorum. Paydaşlarımızla iş birliği yaparak yürüyoruz. Katılım, kamu, özel bankalarımız var. Lütfen Türk finansal sistemine kamu ve özel bankaları size bizimle iş birliği yapan özel bankalarımız hızlı bir şekilde bu işin kolaylaştırıcı olarak adımlarını atsın. Bu işin takipçisi olacağız. 20 Aralık’tan sonra hakikate iş birliği ile çok güzel işler yaptık. Kamu ve özel bankalarımız her alanda iş birliğini ortaya koydular. Şimdi yatırım zamanı. Şimdi üretim zamanı. Şimdi istihdam zamanı. Biz bir şeyi başardık. Salgın döneminde 2020 yılında dünya küçülürken bu ülkeyi büyüttük.
Geçen yıl dünya tek haneli büyümelerle övünürken biz çift haneli olarak büyüdük. Bu ülkenin iş dünyası girişimcisi öylesine azimli, Türkiye toprakları o kadar iştahlı ve bereketli ki yakın çevremizdeki tüm coğrafyaların adet bir üretim merkezi olduk. Bu başarımızı taçlandırmamız lazım. İhracat destek paketimiz azami 6 ay ödemesiz dönem, 18 ay vade, ihracat sektöründe faaliyet gösterenler, ihracat potansiyeli olan KOBİ’ler bu imkândan faydalanacaklar. Kâr payı da sabit olarak TL referans +yüzde 1, faiz oranı da değişken TL referans + yüzde 1 olarak uygulanacaktır. İşletme harcamaları destek paketimiz 6 ay geri ödemesiz dönem, 24 ay vade, 12 ay kullandırım süresi, KOBİ ve KOBİ dışı nakit kullandırım. TL referans yüzde 1, değişken TL referans + yüzde 2 olarak uygulanacak” şeklinde konuştu.
“TEDBİRLER KREDİNİN KULLANDIRILMASINDA ZORLUK ÇIKARMAK DEMEK DEĞİLDİR”
Kredi Garanti Fonu kredilerinin amaç dışı kullanımını önlemek için alınacak tedbirleri de açıklayan Nebati, “Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer. 2 yıl önce dağıttığımız KGF kredilerini galiba biraz tüketime harcadık. Yatırım önceliğimiz bir tarafa gitti, üretim önceliğimiz bir tarafa gitti. Farklı şekilde kullanım da maalesef yaşandı. Buna izin vermeyeceğiz. Üreticinin, imalatçının, ihracatçının, genç girişimcinin hakkını başkalarına kullandırtmayacağız, sıkı takipçi olacağız. Bunun için faturaların belgelendirilmesi zorunluluğu getirilmiştir. Sözleşme zorunluluğu getirilmiştir.
Parayı ver, işime bakma yok. İşletme sermayesi ihtiyaçları için yalnızca kartlı kullandırım şartı bulunmaktadır. Nakit kullanım oranı yüzde 10 ile sınırlıdır. Refinansman amacıyla kullanımı kesinlikle yasaklanmıştır. Amaç dışı kullanım, gerçek dışı beyanlar için hükümlerimiz de mutlak suretle uygulanacaktır. Tedbirler kredinin kullandırılmasında zorluk çıkarmak demek değildir. Bankacılarımıza, KGF yöneticilerimize söylüyorum. KGF kullandırımı tedbirlerin yanlış yerlere gitmesini engellemek için ortaya konmuştur” dedi.
“BERABER HAREKET ETTİKÇE ÖNÜMÜZDEKİ ENGELLERİ AŞAR GEÇERİZ”
Bakan Nebati mücadele mesajı vererek, “Hiçbir kurumun, şahsın kredi kullanımlarında girişimcinin, ihracatçının, üreticinin, yatırımcının önünü kesici, canını sıkıcı, zorluklar çıkarıcı tedbirler ortaya koyması anlamında değildir bu tedbirler. Bu tedbirler yanlış yapanların yanlışını engellemeye yönelik tedbirler setidir. Girişimcinin önünü kapayan, gerçek ihtiyacı olanın yolunu zorlaştıran bizden değil. Açık ve net söylüyorum, piyasanın bir adamı olarak söylüyorum. Önünüze engel teşkil eden bizimle yol yürüyemez. Biz iş dünyasının şu muhteşem görüntüsü ile bu ülkeyi siyasal iktidar olarak taşıyoruz. Bu vatan bu milletin emekleriyle daha büyüyor, gelişiyor.
Sizlerin sayesinde, Türkiye’deki 85 milyonun sayesinde Londra’da güçlü Türkiye’nin sesi olarak kendimizi ifade edebilecek kapasiteyi kullanıyoruz. Çünkü bu vatan bu bayrak devlet, birlik beraberlik ve gücü hak ediyor. Biz beraber hareket ettikçe önümüzdeki engelleri aşar geçeriz. Tasarruf ettik, dağıttık dağıtmaya da devam edeceğiz. Tedbirler paketinden önce ifade ettiğim dağıtım paketleri bir tane değil. Peşi sıra gelecek. Kalkınma bankamız imkanlarıyla Eximbank imkanlarını seferber edecek. Aynı şekilde Merkez Bankamızın her türlü imkânı işverenin iş görenin önünde olacak. Bunları yaparken enflasyonu da tetikleyecek adımlara da hep beraber göğüs gereceğiz” şeklinde konuştu.
ENFLASYON İLE MÜCADELE
Bakan Nebati enflasyon tedbirleri ile ilgili sunumunda, “Enflasyonla ilgili tedbirleri de hep beraber alacağız. Türkiye ekonomi modeli geçmiş ekonomi politikalarının kapsamlı ve bütüncül değerlendirilmesiyle oluşturulmuş bir ekonomi politikası olmakla beraber bugüne kadar ortaya çıkan risklerin bertaraf edilmesini amaçlayan modeldir. Kısa süreli sermaye hareketlerinin negatif etkilerini zayıflatarak Döviz kurunun enflasyon üzerindeki etkilerini azaltmayı amaçlıyoruz. Üretimi artırarak enflasyonunun düşüşü amaçlardan birisidir. Enflasyon Türkiye’de ve dünyada daha uzun süre konuşacağımız önemli bir problem. Dünyada enflasyon en gelişmiş ülkelerden gelişmiş ülkelere, gelişmekte olan ülkelerin ortak belası.
Çok sert de tedbir alamıyor Batı. AMB Başkanının ifade ettiği gibi tek başına parasal önlemler de enflasyonu engelleyici özelliğinden ziyade finansal krizlere de yol açabilecek özellikleri de ortaya koydular. Evet. Yöntem ve yol. Bir tane değil. Bu yol ve yöntemleri bilmemiz lazım. Enflasyon talep yönlü artıyor, arz yönlü artıyor ve en önemlisi beklenti yönetimi sayesinde de bizi zorluyor. Talep enflasyonunu engelleyebilecek tüketici kredilerin aşırı artmasına karşı makro ihtiyati tedbirleri devreye alıyoruz. Selektif kredi politikalarıyla talep enflasyonu oluşturmayacak kredi büyümesi sağlıyoruz ve selektrik kredi politikaları olan talep enflasyonu oluşturmayacak kredi büyümesini az önce ifade ettiğimiz şekilde sağlamaya devam edeceğiz” diye konuştu.
“SÜBVANSİYONLARA ÇOK CİDDİ ŞEKİLDE DEVAM EDİYORUZ”
Bakan Nebati şöyle devam etti:
“Yurt dışında maliyetler emtia endeksi yükselmeye devam ediyor. Petrol 94 dolarla seviyesin geldi. Bu iki önemli başlık maalesef sadece Türkiye’yi değil, bütün dünyayı enflasyon karşısında müteyakkız hale getirmiş durumda. Türkiye ne yaptı? Kim ne söylerse söylesin. Reel elektrik fiyatlarının değişimi Norveç’ten başlayarak şu yükselişe bakın ve Türkiye’ye gelin. Reel olarak elektrik fiyatları halen negatif olarak seyrediyor. Bu ne demektir. Doğal gaz fiyatları da aynı şekilde reel olarak Türkiye’de halen negatif. Bu ne demektir? Biz Türkiye olarak kamu maliyesi olarak aslında halen sübvansiyonlara çok ciddi şekilde devam ediyoruz demektir. Elektrik fiyatlarındaki yükselişten serzenişte bulunanlar şunu çok iyi bilsinler, Türkiye’de elektrik, doğal gaz fiyatları reel fiyatların da altındadır.
Şu anda satın aldığımız doğal gazın 5’te4’ünü kamu maliyesi ve millet yüklenmiş durumdadır. Elektrik fiyatları yine aynı şekilde. Bütün dünya elektrik ve doğalgaz ile uğraşırken Türkiye elektrik ve doğal gaz fiyatları reel fiyatların da altında seyredip sübvansiyonlar devam ederken bununla ilgili bunun üzerine kurulu muhalif söylemlerin daha adil dönüştürülmesi konusunda çağrımız var.
Dünya sıkıntı yaşıyor. Biz bir fanusta yaşamıyoruz. Net enerji ithalatçısıyız. Dünyayı tamamını etkileyen böylesine bir durumda yapılması gereken şey tüm ülkenin üzerine yüklemiş olduğu bu sübvansiyonların takdirle karşılanmasını beklemekten daha öte bir şey değil. Bu anlamda kur ve TÜFE yıllık değişime baktığımızda da sepet kur ve çekirdek enflasyonun ne kadar tetikleyicisi olduğunu da görüyoruz. Türkiye’de kur fiyatlarındaki artıştan dolayı iç talepteki artış da birleşince enflasyon belli bir noktaya geldi. Artık lütfen 20 Aralık sabahı 20 Aralık 2021 sabahından gününden çıkın. Biz 2022 yılının Şubat ayındayız.
Dövizin 20 Aralık’ta sahte manipülatif belgelerle 22 liraya giden bir ortamında değil, 18 lira ortamında değiliz. İstikrarlı bir şekilde çok düşük oynaklıklarla yoluna devam eden, beklentilere uygun ve rekabet edilebilen bir kur seviyesinde giderken hala zihinlerimiz 2020 Aralık ayına takılırsa kendimize de yazık ederiz, ülkeye de yazık ederiz. Onun için biz vazgeçtiğimiz 200 milyar liranın enflasyona mutlaka daha düşük seviyede çıkmasına katkısı olmuştur ama kamu maliyesinin nelerden vazgeçtiğinin bilinmesi açısından bahsetmek istiyorum. Geçen yıl Türkiye bir şeyi değiştirdi, neydi o? Büyüme varken cari açık. 2021 yılı bu aslında grafik 2021 yılı alkışlanacak bir grafik. Samimi söylüyorum, uluslararası tüm gözlemciler tarafından takdirle karşılaşılan bir şey. Tüm dünya krizle uğraşırken Türkiye Cumhuriyeti iş dünyasıyla bir şeyi başardı.
En zor günlerde işte bu. Yüzde 12’ye varan büyüme çift haneli büyümenin 1.9’luk bir cari dengeye gelmesinin bir ifadesidir. Bunu biz başardık, bizler başardık. Sıkıntıya düştüğümüz anda başımızı iki elimizin arasına alıp ben ne yaparım demedi bu iş dünyası, tersine bir kapı kapanmışsa bir kapı açılacaktır. Bir zorluk varsa mutlaka bir kolaylık vardır düsturu anlayışıyla sağa gitti, sola gitti, ihracatı patlattı. Bu başarı hikayesinde proaktif davranan kamu yönetimi, siyasal iktidar ve Sayın Cumhurbaşkanımız ve siz değerli iş dünyası. İşte iş birliği budur. Üretim ve satış noktalarının gönüllülük esası çerçevesinde fiyat indirimlerine katkı vermesini sağlayacağız. Tüm kesimlerin iş birliğiyle kazananın Türkiye olacağı bir sonuca ulaşacağız “dedi.
“BİRLİKTEN BEREKETE MOBİL UYGULAMASI BEREKETE GEÇİYOR”
Enflasyonla ilgili bir mobil uygulama başlatılacağının müjdesini veren Nebati, “Mobil uygulama başlatıyoruz. Mobil uygulama ile vatandaşlarımız enflasyonunun düşüşüne katkı veren satış noktalarında fiyatlara bakacak, kategorileri öne çıkaran duyuru alanlarını bulacak. Filtrelerden kolay arama yapacak, toplam alışveriş miktarını hesaplayacak uygulama 1 Mart’ta devreye girecek. Tüketiciye fiyat takibinin yapılmasına imkân sağlayan en uygun fiyatlı ürüne ulaşması sağlanacak ve bu mobil uygulamanın geliştirilmesiyle enflasyonla mücadelede ortaya konacak adımların tedbirlerini ortaya koymuş olacağız.
Devlet yol göstericidir. Kamu yönetimi siyasal iktidar proaktif hareket eder. Ama denetleyici düzenleyici görevini asla ihmal etmez. Açık ve net söyleyeyim, bizim zihinlerimizin iş dünyası olarak, üreticiler olarak bir dönüşümünün sağlanması lazım. 2021 20 Aralık öncesinde değiliz. 2022 fiyatlarını yapmamız lazım. Tüm sektörlere. Siz bize destek verin, biz sizden alacağımız destek ve teşekkürle önümüzü açıcı adımlar atmaya devam edeceğiz.
Sayın Cumhurbaşkanımızın önderliğinde her alanda ama her alanda çok daha yeni tedbirler paketini sunacağız. Enflasyonla mücadele timi ile enflasyonla mücadele timi kuruyoruz. Hazine ve Maliye Bakanlığı olarak fiyatların daha sıkı şekilde denetlendiği fahiş fiyat, sizin karınızla işimiz yok, karlarınızla işimiz yok, ticaretinizle işimiz yok ama fahiş fiyat uygulayanlarla enflasyonla mücadele timi özel bir tim oluşturuyoruz” dedi.