Bir tango üçlemesi CI Tango Talks, Efsane Papatya Tangosu’ndan Okotango’ya kısa bir öykü.
Çiğdem Hicran Yorgancıoğlu’nun toplumsal ve evrensel barışın yanı sıra toplumda dinamizm, sağlık, yaşam coşkusu eğitim, huzur, refah ve istihdam sağlamaya yönelik sosyal sorumluluk projeleriyle paralel olarak götürdüğü Çiğdem YORGANCIOGLU EFTALYA ART CHI TALKS ve TANGO TERAPI PLATFORMU -CI TANGO TALKS programında Çiğdem Yorgancıoğlu’nun söyleşi konuğu Türk Tango Müziği’nin duayenlerinden biri Özdener Koyutürk oldu .
Kadıköy Workshop Tango Cafe’de usta sanatçı ile Müzisyenin gözünden Türkiye’de ve dünyada tango başlıklı Çiğdem Yorgancıoğlu CI TANGO TALKS söyleşimizin yayını ektedir.
OKOTANGO Quartet Arjantin Tango müziğini, dansı ile bütünleştiren, Türkiye’deki ilk performans topluluğudur. Baş yapıtı olan PAPATYA” isimli tango ile gönüllere taht kuran, aynı albümle ününü yurtdışına plağıyla (İngiltere Kolombiya ) taşıyan Türkiye’de çok sesli müziğin kurucularından usta Besteci, Türk tango müzisyeni, şarkı sözü yazarı, aranjör, akordeon sanatçısı, Mareşal Tito ve Irak Kralı Faysal gibi yabancı devlet adamlarına verilen davetlerin de değişmez orkestrasını kuran ve orkestra şefliğini yapan, Necdet Koyutürk’ün mutlu bir çocukluk anıları yaşadığını ifade eden küçük oğlu, besteci piyanist aranjör, Oko Tango Quartet kurucusu Özdener Koyutürk, Hasan Ali Yücel İlkokulu, Levent Ortaokulu, Beyoğlu Ticaret Lisesi, Boğaziçi Üniversitesi ve Okan Üniversitesi Konservatuarında okumuş.
Müziğe 10 yaşında babasından aldığı eğitim ile başlayıp ,piyano çalmayı öğrenmiş. Berklee College of Music “Corresponence School” orkestra düzenleme programına katılmış. İlerleyen zamanlarda İlteriş Sun ile solfej ve armoni, Nurtap Sümer ile piyano, Göknil Bişak ile Türk Müziği, Mustafa Arabacı ile Şan Teknikleri çalışmış. 1974 senesinde dönemin hafif müzik solistlerine besteler yaparak başladığı müzik yaşamını halen sürdürmekte olup 100’den fazla bestesi plak, kaset ve CD olarak yayınlanmış. 1990 yılından itibaren Özdener Koyutürk Orkestrası olarak sahnelerde tanınmış. TV ve Radyo programları, konser ve stüdyo kayıtları ile geçen 10 yılın sonunda orkestra yeniden yapılandırılmış ve OKOTANGO Quartet olarak günümüze gelinmiş.
Özdener KOYUTÜRK; OKOTANGO Quartet’in grup lideri ve piyanisti olmanın yanı sıra repertuardaki parçaların düzenlemelerini de yapmaktadır. Tango müziğine ilaveten popüler müzik solistleri için beste ve düzenlemeler yapmakta, uzun/kısa metrajlı filmler, çizgi filmler ve reklam filmleri için müzikler yazarak müzik hayatını sürdürmektedir.
SANATA EVET
Söyleşi sonunda usta sanatçı Tamer Levent’in #sanataevet projesine de Özdener Koyutürk ve Çiğdem Yorgancıoğlu olarak destek verdiğimiz video da ekte yer almaktadır
PAPATYA TANGOSU VE BABA KOYUTÜRK’E GELİNCE
Türk tangosunun üç altın bestecisi vardır. Bu isimler Fehmi Ege Necip Celal ve aralarında en genci olan Cemal Reşit Rey’in öğrencisi Necdet Koyutürk (D:1921Ö:1988) doğumluydu. Her ikisi ile de sohbet etme görüşme imkanı bulduğum ağabey Erdener Koyutürk (1951) ve kardeş Özdener Koyutürk (1956) isimli sanatını halen devam ettiren iki oğlu olan Necdet Koyutürk, 28 Ekim 1921 tarihinde Ankara‘da doğup 19 Ekim 1988 tarihinde İstanbul’da 67 yaşında kalp yetmezliğinden hayata veda etmiştir.
Çocukluk yıllarının büyük kısmı Adana ve Urfa’da geçen ve Üsküdar’da büyüyen Baba Koyutürk’ün annesi Hüsniye hanım, babası İstiklal savaşı gazisi, Atatürk‘ün silah arkadaşı Harita Binbaşısı Osman Saffet beydir. Haydarpaşa Lisesinden mezun olmuş. İstanbul Haydarpaşa Lisesi’ndeki öğrencilik yıllarında küçük yaşta başlayan müzik tutkusunu sürdüren Necdet Koyutürk 1938-1939 ders yılında mezun olduktan sonra sanat hayatına atılmış. Necdet Koyutürk, müzik hayatının başlangıcında çeşitli hocalardan dersler alarak ve kendi kendisini de Cemal Reşit Rey‘den orkestra şefliği ve kompozisyon dersleri almış.
1938 senesinden itibaren ekseriya besteci olarak ekseriya tango türünde eserler üretmeye başlamış. Zamanın orijinal Arjantin Tango soundunu çok iyi özümsemiş. Tango’nun Avrupa’da, özellikle Alman müzik ekolünden etkilenerek karşılaştığı yapı değişikliğine aldırmaksızın, Türk Tango ekolünü ve dolayısıyla günümüze dek anılan özgün müziğini yaratmış. 1942 yılında İstanbul Galatasaray Postanesinin biraz altında olan Londra Bar’da Şecaattin Tanyerli ile (Özdener Koyutürk için kucağında yaramazlık yaptığı Şecattin Amcası) beraber sahneye çıkmaya başlamış Necdet Koyutürk askerlik görevini yedek subay olarak 1943 senesinde Ankara‘da yapmış ve Vatani görevi esnasında bir tesadüfü çarşı izni sırasındaki karşılaşma sonrası ünlü “Papatya” Tangosunu bestelemiş.
Sözleri de kendisine ait olan bu Tango birçok solist tarafından defalarca seslendirilip plak yapılmış. Bu şarkının kayıtları hem Türkiye‘de, hem de İngiltere‘de 1948 senesinde Şecaattin Tanyerli tarafından okunup 78 devirli taş plak olarak basılıp yayınlanmış ve bu bu plak; yurt dışında basılan ilk Türkçe beste olarak tarihe geçmiş. Türkiye’nin yanı sıra Avrupa ve Balkanlar ile Ortadoğu ülkelerinde de yayılıp, çalınmış. Bu aynı zamanda ülkemiz dışında plakları yayınlanan ilk bestecimiz sıfatını da kazandırmış Necdet Koyutürk’e.
Dört bestesini kapsayan iki plağı orijinal Columbia etiketiyle yurt dışında piyasaya çıkmış ve 1949 senesinden itibaren İstanbul Radyosunda kendi orkestrasıyla programlarına başlamış. Tangoya büyük ilgi duyması bestelerini Tango ağırlıklı olarak yapmaya başlamasına sebep olmuş. Tangolarını bestelerken Batı müziği formunu, ülkemizin müzik anlayışıyla kaynaştırarak yeni bir sentez yaratmasıyla olduğu gibi müziğimize has makamları ve melodi yapısını çağdaş müzik yapısı ve orkestrasyonuyla kaynaştırması da günümüzün bugünkü popüler müziğimizin de temelini atması bakımından Necdet Koyutürk’ü Türk halkımız tarafından benimsenip sevilmesi bakımından ayrıcalıklı hale getirmiş.
Necdet Koyutürk’ün Tangoları her devirde çeşitli sanatçılar tarafından söylenmiş ve hala da söylenmektedir. Onun eserlerini Türkçe Tango söyleyen solistlerin yanı sıra Popüler müzik solistlerimiz ve hatta Türk Sanat müziği söyleyen bazı solistlerimiz de severek seslendirmektedirler. 2009 senesinde Tanju Okan’ın yorumlarından biri 5 milyona yakın izlenme alırken Geride bıraktığımız 2021 senesinde Tuğkan’ın Papatya yorumu 1 milyon 300 binin üzeri de görüntüleme almış. 2020 De İstanbul’lu Gelin dizisinde havuz başı planında komedi sahnesi bir tango dans gösteriminde arka planda yine Papatya tangosu vardır Bu da onun eserlerinin ne kadar geniş bir yelpazeye yayılarak zamanımıza yayıldığı konusunda bir tablo çiziyor zihnimizde.
Sanat hayatı boyunca sayısız plak yapan Necdet Koyutürk’ün eserleri gelişen teknolojiye uygun olarak her devirde Taş plaktan başlamak üzere 45 lik, LP, Kaset, CD gibi şekillerde tekrar piyasaya sunulmaktadır. 1997 yılında da oğlu Erdener Koyutürk tarafından hayatını anlatan ve taş plaklardan alıntılarla tangolarını kapsayan Yaşayan Tango isimli bir kaset kitap piyasaya çıkartılarak yaşamı ölümsüzleştirildi.
Ayrıca Necdet Koyutürk’ün eserlerinden mühim bir kısmını kapsayan Bir Ömür Tango, Pop Tango, Taş plaklarda tango adlı tamamı onun eserlerine ait üç tanede kaset ve cd si mevcuttur. Necdet Koyutürk film dünyasında da eserleri ve görüntüleriyle yer almıştır. Necdet Koyutürk 1953 yılında orkestrasıyla birlikte “Çalsın Sazlar, Oynasın Kızlar” adlı bir filmde de oynamıştır.1959 yılında “Yalnızlar Rıhtımı” filmine aynı ismi taşıyan Bolero tarzındaki bestesini hazırlamıştır. Necdet Koyutürk, 1950 yılında Mukaddes hanımla görücü usulü evlenmiş. Oğulları Erdener Koyutürk yorumcu ve besteci, söz yazarı olarak, Özdener Koyutürk orkestra şefi ve besteci olarak babalarından sonra tango müziğini devam ettirmektedirler.