Modern ormanlar, ormanın da moderni olur mu canım? Olmaz mı? Olur.
Aslanı, kaplanı, fili, zürafayı doğal çevresinden alıp doğal dedikleri yapay ortama getirip orada türlerinden belli sayıda hayvanlarla yaşamaya mahkum ederek pek ala modern ormanlar kurulabilir. Bunu yaparken de soyu tükenmekte olan hayvanları korumak adı altında yapılırsa tadından yenmez. Evet bazı hayvanların nesli tükeniyor. Ama neden?
Allah dünyaya bir düzen kurmuş, hayvanları bu düzen içine yerleştirmiş. İçgüdüleri sayesinde ekosistemde yüzyıllarca nesli tükenmeyen hayvan, yemeğini bulup yuvasını kuran, yavrularına bakan hayvanların durduk yere nesli tükenmeye başladı. Durduk yere mi acaba?
Nesli tükenmekte olan bazı hayvanlara bakalım.
Vaşak – Leopar: Çok soğuk yerlerde dahi kalın kürkü sayesinde sıcaklığını koruyabilen bu tür neden nesli tükenen hayvanlar arasında acaba ya?
Kaçak avcılık, doğal yaşamın bozulması ve kürkünün güzelliğini baş sebep olarak gösterebilir miyiz?
Çıta: Güzel kürkü doğal yaşamı bozmaya çalışan insancıkların dikkatini çekmiş olsa gerek.
Macellan Pengueni: Yaşadığı bölgede yiyecek bulamadığı için uzun yolculuklara çıkmak zorunda kaldığından gittiği yerlerde diğer canlılar tarafından avlanmaktadır. Acaba yaşadığı bölgede neden yemek bulamıyor? Petrol arayanların hayvanların yaşam alanını işgal etmeleri, balıkların dengesizce avlamak olabilir mi? Neşeli Ayaklar filminde bu konu trajikomik bir şekilde işlenmiştir. Merak edenler izleyebilir.
Bunlar sadece nesli tükenen 4 tür. Evet bazı türlerin nesli tükeniyor. Bunların en temel kaynağı ise insan. Doğal alanlarının yok edilmesi başta gelen sebepler arasında. Doğal alanları da doğal bir şekilde yok olmuyor maalesef.
Allah bu dünyaya bir denge ve düzen kurmuş ama insan eliyle dünyalık menfaatler ve kazançlar uğruna dengeyi bozmuş ve bozmaya da devam etmektedir.
Ağaçları kesip yakacak odun için kullanmak, tarla için yer açmak, şehre yakın yerlere binalar yapmak doğal ortamın bozulmasına sebep olmaktadır.
Şehirlerin büyümesi demek hayvanların yaşam alanlarının daralması demektir. Şehirlerin büyümesi demek daha çok araba ve yakıt kullanımı ardından çevre kirliliği demektir. Kafasına şişe takılıp ölen kaplumbağalar, ayağını çer çöp dolanıp uçamayan kuşlar, çöpler içinde yüzmek ve yaşamak zorunda kalan balıklar hep insanın eseri.
Ve insanoğlu, Allah’ın verdiği aklı kullanmaya karar verir. Ve der ki: Biz bu hayvanları koruyalım, onun için bir yandan doğal ortamını katletmeye devam ederken diğer yandan onları koruyormuş gibi yapalım. Ucu bucağı görünmeyen bir orman yapalım ama etrafına çit yapalım sonuçta yabani olan hayvanlar da koyacağız, sonra o hayvanları yapay ama modern ormanlarımızda koruyalım. O penguenleri de alalım cam bir havuz yapalım orada yaşasınlar ekmek elden su gölden. İnsanların ziyaretine de açarız para kazanırken övgü de kazanırız. Sonuçta biz hayvanları kurtarıyoruz öyle değil mi? Onların yaşam mücadelesi içinde mutlu olduklarını, hayat enerjilerini bu mücadeleden aldıklarını göz ardı edelim diyerek modern ormanlar inşa edildi.
Keşke bu sistemi nasıl düzeltebiliriz, nasıl dengeleyebiliriz diye kafa yorsaydık. Denizleri temizlemek yerine nasıl kirletmeyiz projeleri hayata geçirseydik. Hayvanların neslinin tükenmesine nasıl engel olabilirizi düşünseydik. Ah dünyaya bağlılık hali. Bu düzen böyle mi olacak hep. Düzelmeyecek mi? İnsanlardan kötü niyetli, dünyalık hevesleri uğruna yaşayanlar dünyanın başına bela olmaya devam edecektir maalesef.