Yarına güvenip de, ne bugününü ne de geleceğini riske atma. Bana sorarsan planlı yaşama, spontane hayat daha güzel.
Herkes bilir ki, çoğu zaman bir insanı ayakta tutan, bir tutam umuttur. Yarınlarsa, şimdiki zamana hep umut olmuştur.
Bugün berbat bir gündü ama yarın var, yeni bir gün, yeni bir umut demek. Henüz günü bitirmeden yarının hayalini kurarız, şimdiki anın, şu anda oluşumuzun bile bir mucize olduğunu bilmeden. Yarın bir başkası için olabilir ama belki senin için olmaz, olamaz…O yüzden insan ne ayağına gelen imkanları yarına ertelemeli, ne de kırdığı kalbin özrünü.
Mutluluklar da ertelenmemeli, kendin için yapacağın diyetini yarına erteleme, spor salonuna yarın değil, bugün başla çünkü bazı durumlarda yarına çıkamayabilir insan. O insanlardan birisi sen de olabilirsin.
Kırdığın bir kalp varsa, onu onarmaya bak. Çünkü, kırdığın o kalp yarın bıraktığın yerde olmayabilir. Ve sen o kalbi bir gün onarmak istediğin zaman bıraktığın yerde bulamazsan, ömrünün sonuna kadar o vicdan azabı ile yaşarsın hayatını. Halbuki o kalbi onarmak belki de senin 24 saatlik gün içerisinde bir kaç saatini alacaktı. Sen ertelediğin için ömrünün sonuna kadar o vicdan azabıyla yaşamak ister misin peki?
Mümkünse olacaklar bugün içinde olsun. Yarın olacaklarsa yarın olur zaten. Sırtını yarınlara yaslamaktansa bugünün, anın garantisi içerisinde yap ne yapacaksan. Ertesi günler hem var hem yok. Elbette yarının neşesi, mutluluğu, heyecanı, umudu senin içinde hep olsun ama yarına güvenip de, ne bugününü ne de geleceğini riske atma. Bana sorarsan, planlı yaşama spontane hayat daha güzel.