TSÜMB Başkanı Tevfik Keskin sütün pahalıya satılmasının nedeninin aracılar olduğuna dikkat çekti
Türkiye Tarımsal Süt Üreticileri Merkez Birliği (TSÜMB) Başkanı Tevfik Keskin, süt üreticiden markete gidene kadar arada çıkan farkın, market ve sanayiciye sorulması gerektiğini belirterek, “Sütün üreticiden çıktıktan sonra markette bu kadar pahalıya satılmasının tek nedeni aracılardır. Biz örgüt olarak tamamen şeffafız. Herkes şeffaf olsun, sonuç itibarıyla bu ülke bizim. Herkes bizim gibi olursa fiyatlar bu seviyelere gelemez” dedi.
TSÜMB Başkanı Tevfik Keskin, Türkiye’de kayıtlı olarak yılda 11 milyon ton süt üretimi olduğunu, genelde ise 20 ile 23 milyon ton süt üretimi yapıldığını söyledi. Artan süt fiyatlarında üreticiden markete gidene kadar aradaki fiyat farkının marketler ve sanayiciye sorulması gerektiğini belirten Keskin, “Arada kimler varsa onlara sormak lazım.
Biz bunu hesaplamaya başladığımızda diğer herkes üreticinin hesabını yapar. Biz kendi hesabımızı yapıyoruz. Devlet de bizim hesabımızı yapıyor ama süt bizden çıkınca serbest piyasa ekonomisine dahil oluyor. Ondan sonra ise herkes bildiği istediği gibi bunu satıyor. Arz talep dengesi içinde gidiyor. Tabi ki bunların matematiksel bir hesabı vardır. Bu kazanca bakıldığı zaman üretici ne kazanıyor? Aradakiler ne kazanıyor? Bunu çok dikkatli bir şekilde yetkililerin kontrol etmesi gerekiyor.
Üreticinin soğutma, yem maliyetleri ortada. Süt bizden çıktıktan sonra süt sanayicileri olsun, marketler olsun, arada kimler varsa bunlara bakmak lazım. Sütün üreticiden çıktıktan sonra markette bu kadar pahalıya satılmasının tek nedeni aracılardır. Bizim üreticiler olarak açtığımız marketimizde sattığımız ile diğer zincir marketlerin ürünlerinin fiyatlarını bir karşılaştırın ve fiyat farkını gözünüzle görün. Biz örgüt olarak tamamen şeffafız. Herkes şeffaf olsun, sonuç itibarıyla bu ülke bizim. Herkes bizim gibi olursa fiyatlar bu seviyelere gelemez. Üretici de sanayici de marketi de herkesin açık şeffaf olması lazım. Birbirimize güvenip inanmamız lazım” diye konuştu.
‘DESTEKLEME VERİLMEZSE KAYIT DIŞI ARTIYOR’
Üreticiye destek verilmesini isteyen TSÜMB Başkanı Keskin, “Destekleme tek başına üreticiye veriliyormuş gibi gözükmesin. Eğer destekleme verilmezse kayıt dışı artıyor. Burada devlet de kazanıyor. Üretici fatura kesmediği zaman zincirleme bunun etkenleri büyüyerek devleti de zarara sokmaktadır. Desteklemenin artması üreticiyi mutlu ediyor, biz bunu zaten istiyoruz ama devlet de kazanıyor burada. Devlet nasıl kazanıyor? Kayıtsızlığı önleyerek kazanıyor. Kayıt altına aldığı her üreticiden devlet katma değer kazanıyor.
Devlet üreticiyi kayıt altına aldığı zaman verdiği desteklemelerden bile daha karlı çıkar hatta desteklemeyi ne kadar artırırsak devlet o kadar kazançlı çıkıyor. Buna da dikkat edip göz önünde bulundurmak lazım. Kayıtsız üreticiler devleti, herkesi etkiliyor. Sanayiciyi de marketleri de etkiliyor. Kayıtsızlık bilhassa kurumsal sanayicileri çok etkiliyor. Rekabet piyasasını ortadan kaldırdığı için rekabet edemiyorsunuz. Örneğin; biz kurum olduğumuz için kayıt dışı satış yapamıyoruz. Hesabımız kitabımız ona göre oluşuyor. Merdiven altı tabir ettiğimiz firmalar, fatura kesmiyor KDV ödemiyor, zincirleme tüketiciye gelene kadar bir kayıp oluşuyor. Kurumsal sanayiciler de bununla rekabet edemiyorlar” dedi.
‘SÜT KALİTEMİZ ÇOK İYİ’
Türkiye’de kaliteli süt üretildiğini ve Avrupa standartlarında çiftliklerin bulunduğunu söyleyen Tevfik Keskin, birlik olarak Tarım ve Orman Bakanlığı’nın desteğiyle küçük üreticinin de hakkını korumak için süt analizleri desteği vermeye başladıklarını söyledi. Keskin, şöyle konuştu:
“Çiftlikler kalitesine göre sütünü pazarlıyorlar. Tarımsal ürünlerin tamamında ürünler kaliteye göre fiyatlandırılır ama sütte böyle bir şey yoktu. Sütünü nasıl istersen öyle pazarlayabiliyordun. Ticaretine kimse karışmıyordu ama şimdi ufak aile işletmeleri dediğimiz işletmelerin bu yağ ve protein payını devlet belirlemeliydi. Bakan beye bunu iletince bakan bey de kabul etti. Talimatını verdi ve şimdi bu prosedüre başladık. Destekle birlikte şu anda analizleri yapıyoruz. Ülkedeki sütün protein ve yağ oranlarını tespit etmiş oluyoruz. Bu hem üretici hem de satıcı açısından çok önemli. Sanayiciye hangi değerlerde süt verdiğimiz ortaya çıkmış oluyor.
Önceden süt satıyordun ama sattığın sütün değerlerini bilmiyordun. Böyle bir ticaret olur mu? Olmaması lazım. Büyük işletmeler çiftlikler bunu yapıyorlar. Biz bunu yapamıyorduk. Böyle bir teşvik de yoktu. Tek taraflı olarak biz bunu yapmaya kalkıştığımızda zorlandık. Biz de bakanlık yoluyla örgütlenerek bu kalite çalışmasına başladık. Ülkenin süt kalitesini çıkarmış oluyoruz. Biz burada sanayiciye üreticinin sütünü pazarlarken hangi değerlerde olduğunu bilmem lazım. Ben bunun hangi değer olduğunu bilmezsem sanayiciye karakucak satış yapmış olurum. Bunu artık ortadan kaldırmış oluyoruz. Bu sistemle beraber ülkemizin sütünün kaliteli olmuş olduğunu göstermiş olacağız.”
‘TÜRKİYE’DE SÜT İÇİMİ DÜŞÜK’
Türkiye’de süt içiminin düşük ancak yoğurt, peynir ve ayran gibi diğer ürünlerin tüketiminin ise iyi olduğunu kaydeden Tevfik Keskin, “Süt içme kapasitesi bizde ülke olarak biraz düşük. Süt içmeyi ülke olarak çok seven bir toplum değiliz. Sütü daha çok peynir, yoğurt ve ayran şeklinde tüketiyoruz. Avrupa ile kıyasladığımızda içme sütü olarak biraz düşük kalıyoruz. Süt ürün ve mamullerini kıyasladığımızda Avrupa’dan hiç de aşağı kalır yanımız yok hatta daha fazla süt ürünü tükettiğimizi bile söyleyebilirim.
Bizim vatandaşımız peyniri seviyor, tereyağını seviyor, ayranı seviyor. Bu şekilde süt tüketimi bizde daha çok fakat içme sütüne biraz daha fazla ağırlık verirsek çocuklarımızı süt içmeye alıştırır, teşvik edersek hem sağlık açısından geleceğimizin teminatı çocuklarımızın daha sağlıklı büyümeleri açısından bunun çok önemli olduğunu düşünüyorum. Tüketimi yetersiz olarak görüyoruz. Bunun için çalışmalarımız sürüyor” dedi.