CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Adana’da nakliyecilerle kahvaltı yaptı. Kılıçdaroğlu, “En büyük hakem kim? Milletin kendisidir. Getir, sandığı koy. Milletten korkulmaz. Milletten korkan, devleti yönetemez” dedi.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Adana Nakliyeciler Sitesi’ni ziyaret etti. Burada nakliyecilerle kahvaltı yapan Kılıçdaroğlu, sektörde yaşanan sorunları dinledi. Nakliyecilerin çektiği sıkıntıları yakından takip ettiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, çözülemeyecek sorun olmadığını dile getirdi.
Kendilerine oy verse de vermese de her vatandaşın sorununu çözeceğini vurgulayan CHP lideri Kılıçdaroğlu, “Gidin manava, bakkala, apartman görevlilerine; onlarla da görüşüyorum. Bu memlekette kim ‘Sahipsizim’ diyorsa bu kardeşinize geliyor. Kimse sahipsiz olmayacak. Devleti kuran Mustafa Kemal Atatürk demiş ki ‘Cumhuriyet bilhassa kimsesizin kimsesidir’. Ya sizin kimseniz kim? Sahipsiz kaldınız.
Parlamentoya gelip sizinle ilgili kanun görüşürken yetkililerinizi davet ettiler mi? ‘Biz kamyon, otobüs, minibüs, taksi ile ilgili karar alacağız; ne düşünüyorsunuz?’ diye size soru soran oldu mu? Yok. Nerede demokrasi? Benim hakkımda karar alıyorsun, benim haberim yok. Düzelteceğim. Kararlıyım, düzelteceğim. Bu konuda hiç tereddüt etmeyin. Biraz sabır, mecburen sabır. Sandık gelecek. En büyük hakem kim? Milletin kendisidir.
Milletten niye korkuyorsun? Getir sandığı koy, millet sana oy veriyorsa ‘Eyvallah’ diyeceksin ki ‘Ey Kılıçdaroğlu, bay kemal, bak gördün mü? Sandığı getirdim, millet bana oy verdi’. Söyle. Milletten korkulmaz. Milletten korkan insan, devleti yönetemez. Devlet ayrıdır, hükümet ayrıdır. Devlet bakidir, hükümet devleti 5 yıl yönetmek üzere milletten görev alan kurumdur” diye konuştu.
‘SÜLEYMAN ŞAH TÜRBESİ’Nİ ESKİ YERİNE KOYACAĞIZ’
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Adana’nın Kozan ilçesinde Sarıelif Kreşi’nde kadınlarla toplantı yaptı. Ardından Büyükşehir Belediyesi’nin Kozan’da Şehit Kubilay anısına yaptığı park ve gündüz bakımevi açılışını yapmak üzere düzenlenen programa katılan Kemal Kılıçdaroğlu, burada bir konuşma yaptı. Kılıçdaroğlu, “Bizim milliyetçiliğimizde Süleyman Şah Türbesi’ni kaçırmak, üzerindeki bayrağı indirmek yoktur. Halkın iktidarını göreceksiniz, bir hafta içinde o bayrağı götüreceğim, oraya dikeceğim, Süleyman Şah Türbesi’ni yine eski yerine koyacağız, götüreceğiz. Bizim milliyetçiliğimizde Türk lirası değerlidir.
Eğer bugün Türkiye Cumhuriyeti’nin bankalarındaki tasarruf mevduatlarının yüzde 67’si dolarsa, avroysa bir sorunumuz var demektir. Türkiye iyi yönetilmiyor demektir. Siyasetle iktidar arasında, yani ülkeyi yönetenlerle vatandaş arasında güven sorunu var demektir. Kendi parasına güvenmiyor demektir. Tasarrufunu değerlendirmek için parayı dolara yatırmak zorunda kalıyor. Sormak isterim; böyle bir tabloyu Türkiye Cumhuriyeti Devleti hak ediyor mu? Böyle bir tablodan Türkiye’nin çıkması gerekiyor mu? Çıkaracağız. Türk lirasını yine itibarlı para haline getireceğiz. Parayı pul yaptılar onu biliyorum. Pul yapanları siz de biliyorsunuz. Yapmamız gereken bir şey var. Kim parayı pul ettiyse, kim siyaseti güvensiz hale getirdiyse sandık gelecek ve sandığa gideceksiniz. Elinizi vicdanınıza koyup, öyle oyunuzu kullanacaksınız” dedi.
‘BU ÜLKENİN KADERİNDE İSLAM DÜNYASINA ÖRNEK OLMAKTA VAR’
Cumhuriyetin kuruluşunun İslam dünyasına örnek olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
“Bizim Türkiye’ye bakışımız, büyümesi, gelişmesi istikametindedir. Biz Milli Kurtuluş Savaşı’nı verirken, şehitlerimiz, gazilerimiz var. Milli Kurtuluş Savaşı sonrası 1923’te İzmir’de İktisat Kongresi toplanmıştır, ‘memleketi nasıl büyüteceğiz’ diye. 1921 yılında Kayseri’de uçak fabrikasının temelinin atıldığını kaç kişi biliyor. 8 yıl sonra Kayseri’den kalkan uçağın Ankara’ya indiğini kaç kişi biliyor. Ankara Etimesgut’ta uçak fabrikalarının temelinin atıldığını kaç kişi biliyor. İkinci uçak fabrikasının Eskişehir’de yapıldığını kaç kişi biliyor. 1940’lı yıllarda dünyaya uçak ihraç eden 5 ülkeden birisinin Türkiye olduğunu kaç kişi biliyor. Tarihimizi bize öğretmiyorlar. Uşak Şeker Fabrikası yumurta satılarak kuruldu.
Bu ülke sıradan bir ülke değildir. Bu ülke Milli Kurtuluş Savaşı’nı vermiş ve cumhuriyeti kurmuştur. Bu ülkenin diğer bir özelliği daha var. Bizim Cumhuriyeti kurmamızdan sonra bütün İslam dünyası Cumhuriyeti kurmuştur. Demek ki bu ülkenin kaderinde İslam dünyasına örnek olmak da var. Bizler Cumhuriyeti kuruyoruz, şimdi demokrasiyle taçlandıracağız. Etnik kimlik üzerinden, yaşam tarzı, inanç üzerinden kim siyaset yapıyorsa, bu ülkeye ihanet ediyor. Bu ülkede hepimiz kardeşiz, huzur içerisinde yaşamak istiyoruz, herkese saygı duymak zorundayız. Dolasıyla bizler yeni bir siyaset anlayışını hayata geçirmeye çalışıyoruz. Güzel bir, ahlaklı, halkına hesap veren siyaset anlayışı.”
‘DEVLETİN DİNİ ADALETTİR’
Konuşmasının devamında iktidara gelmeleri halinde aile destekleri sigortasını getireceklerini anlatan CHP lideri, “Devlet memurlarına çağrı yaptım, rüşvet yazısının altına kim imza atarsa milletin iktidarında hesabını soracağız ve o makamda tutmayacağız diye, evet tutmayacağız. Yargıtay kararının altında tek imzası dahi olmayan, yeri masası bile olmayan kişiye önce Yargıtay Başkanlığı’na sonra Anayasa Mahkemesi’ne üye seçiyorsanız adaleti katlediyorsunuz demektir. Devletin dini adalettir. Yüce yaradan kâinatı adalet üzerine inşa etmiştir.
Siz adaleti nasıl yok edersiniz. Adalet üzerinde duracağız, ben de duracağım, siz de duracaksınız. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını ve hukukunu ben de savunacağım siz de savunacaksınız. Bu bizim boynumuzun borcudur. Söz verdim, bu topraklarda hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek. Geliri olmayan veya geliri asgari ücretin de altında olan bütün ailelerin devlet güvencesi altında olmasını sağlayacağız. Aile destekleri sigortasını getireceğiz.
Aile destekleri sigortası şu; geliri olmayan veya geliri asgari ücretin altında olan ailelere devletin düzenli, sağlıklı yardım yapmasıdır. Bunu Türkiye ne zaman kabul etmiş? 1971 yılında. 2021 yılındayız, 50 yıldır neden bu sigorta dalı uygulanmıyor. Neden kanunu çıkmıyor? Çünkü siyasetçi diyor ki ben sana yiyecek, makarna, kömür vereceğim, sen bana oyunu ver. Bu düzeni yıkacağız, kaldıracağız. Geliri olmayan ailenin banka hesabına parasını yatıracağız, gidecek oradan parasını çekecek. İşçi, memur, emekli gibi parasını çekecek, çoluk çocuğunun rızkını sağlayacak.
Onun fakirliğini kimse bilmeyecek. İnsan onurunu koruyacağız. İnsanın saygınlığını koruyacağız. Fakirlik kader değil ki. Ne yapıyorlar, fakirleri diziyorlar sıraya, ellerinde paketler, televizyoncuları çağırıyorlar. Yardım yaparken gösteriyorlar. Bu insanların onuru yok mu? Neden bunu yapıyorlar. Bu düzene son vereceğiz. Parayı da evde kadının banka hesabına yatıracağız, çünkü evin ihtiyacını bilen en iyi bilen kişidir” diye konuştu.
SURİYELİLERİ ÜLKELERİNE GÖNDERECEĞİZ
Kemal Kılıçdaroğlu, iktidara gelmeleri halinde en geç 2 yıl içerisinde Suriyelileri ülkelerine göndereceklerini kaydederek şunları söyledi:
“Bu bölge için çok güzel bir planımız var. Önümüzdeki günlerde açıklayacağız. Bu projeyi hayata geçirdiğimizde Samandağ’dan başlayacak, Mersin’e kadar olan bir hattı yeniden inşa edeceğiz. Göreceksiniz İstanbul’un nüfusu 2,5 milyon azalacak. Bu bölgede müthiş bir istihdam alanı yaratacağız. Bu bölge, bereketli bir bölge.
Bu bölgenin insanları çalışkan insanlar, bu bölgede müthiş gençlerimiz var. Gençlerimiz umutlarını yurt dışına bağlamış durumdalar. Buradan Türkiye’yi çıkarmamız lazım. Türkiye’nin büyümesi, gençleşmesi, çalışması, üretmesi, bölgesinde en güçlü devlet konumuna gelmesi lazım. Bunların tamamını yapacağız. En geç 2 yıl içinde bütün Suriyeli kardeşlerimizi davulla zurnayla Suriye’ye geri göndereceğim. İşte milletçilik bu. Kimseyi mağdur etmeden, ırkçılık yapmadan onların güvenliğini sağlayarak göndereceğiz.”
‘KİMİN FAİZİ DÜŞTÜ’
Çiftçi ve esnafın bankalardan, tarım kredi ve esnaf kefalet kooperatiflerinden aldıkları kredilerin faizini sileceklerini belirten Kılıçdaroğlu, “Sözüm var bir hafta içinde çiftçilerin bankalardan veya Tarım Kredi Kooperatifi’nden, esnafın bankalardan veya esnaf kefalet kooperatiflerinden çektikleri kredilerin faizleri bir hafta içinde sıfırlayacağız. Ne diyorlar, faiz indirdik. Ne faizi indirdin yahu? İşçinin, esnafın, kredi kartı kullananın faizi mi düştü? Yok. Kimin faizi düştü? Ama sizlerin takdiri Allah’ın izniyle geleceğiz ve bütün o faiz belasını sileceğiz ve kurtaracağız. Esnafı da çiftçiyi de kurtaracağız. O zaman görecekler faizler nasıl silinirmiş.
Bütün şikayetleri biliyorum, toplumun her kesimini dinliyorum. Şunun sözünü veriyorum, hiç kimse kendisini sahipsiz zannetmesin. Türkiye’yi yeniden inşa edeceğiz. Birinci sınıf demokrasiyi getireceğiz ülkeye. Gençler sizden oy istiyorum. Niçin biliyor musunuz? Beni daha özgürce eleştirmeniz için istiyorum. Bir siyasetçinin alkışa değil, sağlıklı ve tutarlı eleştiriye ihtiyacı var. Benim hatamı siz bilir, görürsünüz. Hatamı söyleyeceksiniz ki bende onu öğreneceğim, bileceğim. Aynı hatayı yapmamaya özen göstereceğim.”