Sevgi dolu bir insan Eşref Üstün özgüvenli, utangaç, olumlu, mütevazı. Güvercinleri çok seviyor. Hayvanların ve çocukların onun gönlünde yeri büyük.
1997/YALOVA
Amfi tiyatroyu dolduran kalabalık, az sonra çıkacak sanatçıyı beklerken, neşeyle sohbet ediyorlardı. Tiyatro hınca hınç doluydu. Denizden gelen rüzgar, sıcak Yalova akşamına serinlik katıyor, uzun zamandır birbirlerini görmemiş dostlar hasretle kucaklaşıyor, gençler yeni çıkan saç modellerinden bahsediyordu. Mutlu bir akşamdı.
Kuliste ise bambaşka bir hava hakimdi. Siyah takım elbisesinin içinde çok şık görünen genç adam oldukça heyecanlıydı. Kim bilir kaçıncı sahneye çıkışıydı. Ama yine de heyecanlanıyor, kalbinin güm güm atmasına engel olamıyordu. Aynanın karşısında hiç hareket etmeden oturuyor, aynadaki yansımasına bakıyordu. Özenle taranmış saçları, derin bir anlamla bakan gözleri, yüzündeki kendine has mimikleriyle çok yakışıklıydı.
Sazlar sahnedeki yerlerini aldılar. Şarkının ilk nağmeleri duyuldu. Tiyatro derin bir sessizliğe büründü. Herkes merakla çıkacak sanatçıyı beklemeye başladı. Kulisteki genç adam oturduğu yerden ayağa kalktı son kez aynada kendisine baktı. Her şey hazırdı.
Ve o çekingen heyecanlı genç adamı kuliste bırakıp, bambaşka bir adama dönüşerek, büyük bir özgüvenle sahneye doğru yürüdü. Büyük bir alkış koptu. Ve şarkısına başladı.
Bu gün benim konuğum 34 yıldır sahnelerde olan ve ömrü şarkılarla geçmiş EŞREF ÜSTÜN
NASIL BİR ÇOCUKTUNUZ ?
Çok güzel bir ailenin çocuğuyum. Çocukluğum çok mutlu geçti. Mükemmel bir aileye doğdum. Şoför bir baba, ev hanımı bir anne, ve 6 kardeş. Ailem sevgi doluydu, 4 ablam var. Bir tanesi müzik öğretmeni. Selanik göçmeniyiz aslında.1893 de Yalova’ya yerleştirilmişiz.
MÜZİK NASIL BAŞLADI PEKİ ?
Aslında pek çok şeyle uğraştım. Tiyatro yaptım. Basketbol oynadım uzun zaman. Hatta basketbolcu olacağımı düşünürdü çevrem. Babamın sesi çok güzeldi. Akordeon çalardı bazı özel gecelerde. Çokta güzel Kafkas oynardı.
Böyle düşünmelerine şaşmamak lazım. Oldukça uzun boylu ve fit bir görünüme sahip. Ama tercihi müzikten yana olur. Ailedeki müzik sevgisidir onu müziğe itecektir.
ASLINDA HAYATINDAKİ DÖNÜM NOKTASI ASKERLİĞİNİ YAPTIĞI SIRADA OLUR
Askerliğini ordu evinde yapar. Tesadüf eseri komutanının sesini dinlemesi ve sahneye çıkmasını istemesiyle, biraz da zorunlu olarak şarkı söylemeye başlar. Buna kendi de önceleri inanamaz, çünkü heyecanlı bir yapısı vardır.
4 Aralık 1987 de ilk kez sahneyle tanışır.
Askerliğini yaparken aynı zamanda müzik eğitimlerine başlar, Mustafa Taşcı’dan dersler alır. Askerlik bittikten sonra Şükrü Tunar, ve ÜSKÜDAR MUSİKİ CEMİYETI…..
4 yıl Üsküdar Musiki Cemiyeti’nde müzik eğitimi alır. Bu eğitimleri Şeref Çakar, Amir Ateş, Ayhan Haksal’dan aldığı dersler izler. Ayrıca AMİR ATEŞ’den beste dersleri alır.
Askerlik döneminde başlayan aktif sahne hayatı, artık profesyonel bir yapıya bürünecektir.
EŞREF BEY DİNLEYİCİ YELPAZESİNDE KADINLARIN SİZİ DAHA ÇOK SEVDİĞİNİ GÖZLEMLİYORUZ. NEDEN ?
Bence kadınlar sevgilerini daha iyi ifade edebiliyor. Kültürümüz gereği erkeklerde öyle olmuyor. Kadınlar daha çok kalbini açıp, samimiyetini gösterebiliyor. Belki de o yüzden kadınlar beni daha çok seviyor gözükebilir. Ama kadın olsun erkek olsun sevildiğimi biliyorum. Çünkü bende samimi, sıcak kanalıyımdır.
EŞREF BEY 34 YILDA SADECE YALOVADA MI SAHNE ALDINIZ ?
Türkiye dışında da sahne çalışmalarım oldu. Almanya ve özellikle İsviçre’de sahne aldım. İsviçre’ye hala gidiyorum. 2000-2005 arasında İsviçre’de oturum alarak yaşadım. Beş yıl İsviçre’de aktif sahne aldım.
2005 ‘de ikinci dönüm noktası gerçekleşir. ANNESİNİ KAYBEDER.. Bu acı olay onu düşünmeye zorlayacaktır. Vatan özlemi ağır basar. Artık sevdiklerinden ayrı kalmak istemez. Ve Türkiye’ye döner…
PEKİ İSVİÇRE TAMAMEN BİTTİ Mİ ?
Hayır bitmedi. Hâlâ yılbaşı ve bayramlarda sahne alıyorum.
YURTDIŞI SEYİRCİSİ DAHA MI İLGİLİ EŞREF BEY ?
Aslında bunu nasıl ayırt edebilirim bilmiyorum ama, sanırım vatan özleminden dolayı Türkiye’den gelen ses sanatçılarına ilgi büyük. Ben çok sahiplenildim İsviçre’de. Hala daha beni konuşurlar. Sen gittikten sonra müzik bitti burda derler. Tabi benim İsviçre’de çalıştığım patronumun da çok güzel bir çevresi vardı. Sibel Can olsun, Sertap Erener olsun, keza Ata Demirer çok yakın arkadaşım kendi sahnelerinden sonra beni seyretmeye gelirlerdi.
EŞREF BEY SİZ ÇOK TANINAN, SEVİLEN BİR SANATÇISINIZ. AMA ÇOK MÜTAVAZİ VE İÇTENSİNİZ.NEDEN ŞIMARMADINIZ ?
Şöyle söyleyebilirim. Birincisi yaradılış. Allah’ın bir lütfu sanırım. Çünkü bazı şeyler doğuştan oluyor. İkincisi ise Ailemin yetiştiriş tarzı. Ailemin bu konuda bana dediği şeyleri hatırladım. “Sen çocukken de böyleydin. Elinde bi şey varsa verirdin sonra sen bakardın” Ailenin yetiştirme tarzı çok önemli. Biz mütevazı yetiştik. Merhametli yetiştik. Ailem öyleydi. Bazı şeyleri aileden alıyorsunuz.
PEKİ BU MESLEĞİ YAPTIĞINIZ İÇİN HİÇ PİŞMAN OLDUNUZ MU?
Hiç pişman olmadım. Babamın bana dediği bir laf vardı. Bu meslek sana uygun değil derdi. Sen çok duygusalsın çok incinirsin derdi. Beni her dinlediğinde ağlardı.
ŞİMDİ BİR TEZAT VAR. HEYCANLI BİR YAPINIZ OLDUĞUNU SÖYLÜYORSUNUZ. AMA SAHNEDEKİ DURUŞUNUZ BAKIŞINIZ ÇOK ÖZ GÜVENLİ BU NASIL OLUYOR ?
Çocukluğumda da heyecanlı bir yapım vardı. Şarkı söylemek hep içimde vardı ama, cesaret edip çıkıp söyleyemezdim. Çocukluğumda merdivenlerde şarkı söylerdim. Ne zaman yalnız kalsam şarkı söylerdim. Sesimin güzel olduğunu bilen komşulara gittiğimizde şarkı söylememi isterlerdi. Yan odaya geçip söylerdim. Utanırdım insanların yanında şarkı söylemeye. Sevdiğim işi yapıyorum. Gerçekten çok seviyorum. Sahneye çıkana kadar elim ayağım titriyor. Ama sahneye çıktığım andan itibaren bambaşka bir Eşref oluyorum. Hatta ablam Eşref seni evde görseler inanamazlar der.
SAHNE NASIL BİR YER?
Sahne bambaşka bir yer. Gerçek hayattan çok farklı, Beni sahnede seyretmiş, Sonrada normal hayatta görenler acaba canınız mı sıkkın diye sorabiliyorlar. Halbuki sahne başka bir şey. Sahnenin performansı, sahnenin enerjisi başka bi şey. Derdiniz de olsa devamlı gülüyorsunuz. Oynayıp zıplıyorsunuz ama, hayat öyle değil. Hayatın içinde devamlı gülemiyorsunuz.
POZİTİF BİR İNSAN MISINIZ ?
Evet POZİTİF bir insanımdır. Negatifi çok düşünmem ama her ihtimali hesaplarım. Başak burcuyum. Biraz detaycıyımdır. Yapacağım şeyin sonuçlarından emin olmak isterim.
SAHNE SANATÇISI OLMAK ZOR MU ?
Evet zor yanları var. Kimse sizin üzgün olduğunuza bakmaz. Hep gülmenizi, canlı ve enerjik olmanızı isterler. Her zaman bakımlı olacaksınız, iyi olacaksınız. Birileri fotoğraf çektirmek istediğinde belki canınız sıkkın. Belki görüntünüz iyi değil. Ama ben insanları kıramam hayır diyemem. O fotoğrafı çektiririm. Hele bu zamanda sadece sahnede değil, internet dünyasında da aktif olmak gerekiyor. Ben özelimi paylaşmayı çok sevmem. Yaptığım işle önde olmak isterim. Ayrıca sesinizin sağlığını da korumak çok zor.
SESİNİZİN SAĞLIĞINI NASIL KORUYORSUNUZ?
Ses sağlığını yıllar içerisinde çok da koruyamıyorsunuz, illaki yıpranıyor. Ben 34 yıldır sahnelerdeyim, üç dört saat sahnede kalıyorum. Gerçekten çok yorucu. Alkol kullanmıyorum.
SİZİ KADINLAR HEP ÇOK BEĞENDİ. HEP ETRAFINIZDA OLDULAR. NASIL BİR DUYGU?
Beğenilmek her insanın hoşuna gider. Dolayısıyla benim de çok hoşuma gitti. Sevilmek çok güzel çünkü. Ama neden bilmem evlilik hiç bir zaman aklıma gelmedi. Ama çocukları aşırı derecede seviyorum. Bir evladım olsun isterdim. Evliliğin hep insanın kaderinde olduğunda düşünürüm. Karşılaştığımız insanların da kaderimizde yazılı olduğunu düşünürüm. Evlilikte öyle nasibinse bakıyorsun evlenmişsin, olmadı. Ama tabi bundan sonrasını bilemem. Ben bütün güzelliklere açığım.
Sevgi dolu bir insan EŞREF ÜSTÜN. Olumlu, mütevazı. Samimî. Güvercinleri çok seviyor. Hayvanların ve çocukların onun gönlünde yeri büyük.
1997 yılında iner misin çıkar mısın yarışmasını kazanıyor ve beyaz bir araba armağan ediyorlar. O arabadan daha yüksek markada arabaları alabilir. Varlıklı bir ailenin oğlu. Ama o arabanın yeri büyük emeğiyle kazanıyor.
KİM DEMİŞSE DOĞRU DEMİŞ “DİBİ GÖRMEDEN KARTALLARLA UÇAMAZSIN”
34 yıl içerisinde 3. kırılma noktası yaşanıyor.
Gece hayatı, parlak ışıklar neşe ve kahkahalar, alkışlar, çiçekler ve alkol…
Ufak ufak, az az içilen kadehler yavaş yavaş fark ettirmeden, sinsice hayatına giriverir.
TA Kİ O ARTIK YETER DİYENE KADAR.
KARAR VERİR VE ALKOLLE OLAN SORUNUNU ÇÖZER.
BU KONUDA NELER YAŞADINIZ ?
Hepimiz hayatta çeşitli zorluklar yaşıyoruz. Kayıplar yaşıyoruz. Ben bu konuda kendimle gurur duyuyorum. Çünkü hayatımı geri aldım. Önemli olan vazgeçmemek. İnsanın başarıları kadar başarısızlıkları da ilerlemesi için önemli.
Hayatımız sahnedeki gibi gülerek oynayarak geçmiyor. Herkesin bir takım sıkıntıları var. Ben sahnede gördükleri gibi bir insan değilim. Bende ağlıyorum. Benim de canım acıyor. Çünkü insanız. Her şey bizler için. Ama yol gösterici olmak istiyorum. Belki insanlar şunu der “EŞREF üstesinden geldiyse bende yapabilirim “Hepimizin eksiklikleri var. Önemli olan bunları yenebilmek. Mücadele etmek. Ailem her konuda olduğu gibi hep yanımda oldular.
BU DURUMU NASİL FARKETTİNİZ ?
Yavaş yavaş bedensel sorunlarım oldu ve asosyal olmaya başladım.
AİLENİZİN TAVRI NASILDI ?
Evet her zaman yanımda oldular. Biz sana inanıyoruz, sen başarırsın dediler. Bana çok güvendiler. Onların desteğiyle karar verdiğim ilk günden sonra hayatımdan çıkardım. Ve bir daha da yanına yaklaşmadım
GELECEKTE NELER YAPMAK İSTİYORSUNUZ ?
Allah nefes verdikçe şarkı söylemek istiyorum ama, sahne belli bir görsellik ve sağlık istiyor. Daha ne kadar yaparım bilmiyorum. Sahnede olmasam bile besteci kimliğimi ön plana çıkarmak istiyorum. Bestelerim başka sanatçılar tarafından okunduğu zaman çok mutlu oluyorum. Mesela Recep Aktuğ bir bestemi okudu. Ben çok mutlu olmuştum. Benim eserimi beğenip de albümüne alması beni çok mutlu etmişti. Çünkü o albümde çok değerli sanatçılar vardı
BU GÜN ŞARKI SÖYLEMEYİ BIRAKSANIZ NE YAPARSINIZ ?
Muhakkak beste yaparım. Her zaman edebiyatla ilgilenmek istedim. Ben çalışmayı seven bir insanım. Sanatın bir koluyla mutlaka ilgilenirdim. Yada bir çiftçi olabilirdim. Toprakla uğraşmak isterdim. Hayvanlarla ilgili çalışabilirim. Şiirler yazıyorum küçük küçük.
YAŞAMAYI SEVMEYEN BİRİNE NE SÖYLEMEK İSTERSINİZ?
Hayata gelmişsek eğer, her sabah kalkınca Bismillahirrahmanirrahim deyip elimizi yüzümüzü yıkayıp hayata atılacağız. Artık o gün bize ne getirir bilemem ama iyi bir şeyler yapmak için hep mücadele edeceğiz. Sadece kendimiz için değil, başkaları içinde bir şeyler yapmak zorundayız. İnsan başkaları için bir şeyler yaptığında hayat çok daha anlamlı ve güzel oluyor.
ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM EŞREF BEY ZAMAN AYIRDIĞINIZ İÇİN.
RİCA EDERİM BEN TEŞEKKÜR EDERİM.
EŞREF ÜSTÜN besteci, ses sanatçısı. Mütevazi, samimî, içten biri. Yüreği insan. Kalbindeki dilinde. Olduğu gibi. Ve çok güçlü
TEŞEKKÜRLER…