Çiğdem Yorgancıoğlu ve Tanju Yıldırım CI Tango Talks söyleşisinde buluştu.
TÜRKİYE’Yİ YURTDIŞINDA TEMSİL EDEN İKİ ÇOK YÖNLÜ SANATÇI ve EĞİTMEN BİR İLETİŞİM DİLİ OLARAK TANGO’DA ‘BULUŞTU
Tangonun Türkiye’deki ilklerine kimler imza attı? Çiğdem YORGANCIOĞLU CI TANGO TALKS tangoya dair çeşitli konularda olduğu gibi bu soruların cevaplarını da Türk Tango tarihinin ilkleriyle yaptığı söyleşilerde sürekli açığa çıkarırken, eski tüfeklerden birisiyle daha canlı yayın söyleşi programında idi. İstanbul Üniversitesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü’nün yanı sıra aynı üniversitenin Edebiyat Fakültesi Felsefe bölümü mezunu, Profesyonel Tango Eğitmeni Metin Can Sarıkaya’nın kurucusu ve işletmecisi olduğu Kadıköy sahile 5 dakika yürüme mesafesindeki -Cafe De Milonga’nın da düzenlendiği Workshop Tango Café’de (WTC) gerçekleştirilen söyleşinin konusu “Bir İletişim Dili Olarak Tango” idi.
ARMADA VE CEMAL REŞİT REY KONSER SALONU’NDAN ÇIKIŞ YAPAN TÜRKİYE’DE TANGO DANSI YILLARINA RETROSPEKTİF ATIFLAR
Çiğdem Yorgancıoğlu TTP(Tango Terapi Platformu) bünyesindeki CI TANGO TALKS, 2020 yılındaki İstanbul Kongre Merkezi, Adile Sultan Sarayı gibi İstanbul’un güzide ve tarihi mekanlarında etkinlik ve söyleşilerinin ardından, 2021 senesi Eylül ayından itibaren dans hocası ve aynı zamanda üstadı Türk tangosunun kült ismi merhum Ümit İris’in partneri Sanatçı Seval Uğur Mutlu (1980 Tango Sahne gösterisi formu ve Salon dansları ), Interdisipliner tango anlayışını ve çok kültürlülüğün tangoya getirmiş olduğu zenginlikleri ortaya çıkaran. Yakın dönemde Üniversite bünyesinde eşi ile birlikte Sürekli Eğitim Merkezi Bünyesinde “Partnerli Yoga & Meditatif Tango” kurs ve eğitimleri düzenleyen geçtiğimiz haftalarda bir sinema filminde dans ve hayat partneri Dr. Gülbin Gürdal ile tango dansı ile katkıda bulunan Dans Eğitmeni ve Organizatörü Ahmet Dündar (1995) Tango Türk’ün kurucularından, İstanbul Tango Ritual’in organizatörü Armada Milonga’nın mimarı, günümüzde Che Milonga’yı da tango dünyasına kazandıran Dans Eğitmeni ve Organizatörü Serdar Sungar,(1997).
Ve yine Tango Türk’ün kurucularından Dans Eğitmeni ve Organizatörü, Koreograf ve halen Tango özelinde bir Avrupa birliği projesi üzerinde çalışma ve istişarelerini sürdüren, Söyleyecek Sözü olanlar söyleşilerinin mimarı Attila Arsan,(1997) Bünyesinden yetişen on yedi Tango Okulu çıkarmış Tango Garaj Okulunun kurucusu ve İstanbul’daki ilk uluslararası tango festivalinin mimarı, içinde bulunduğumuz günler bu hafta sonu gerçekleşecek ve Türkiye’nin Tangosuna katkıları olan tüm okulları ve dansçıları buluşturmayı hedefleyen geleneksel Los Turcos’a hazırlanan Dans Eğitmeni ve Organizatörü Aydoğan Arkış (1997), Milli Atlet akademisyen tango eğitmeni-organizatörü ve yurt dışında Tanju Yıldırım ile birlikte katıldığı dans müsabakasında ülkemize derece alarak ve ödülle dönen, Milonga’lardaki ilk dansını da Yıldırım ile yapan Türkan Bulut Akademi’nin mimarı Dr. Türkan Bulut (1998/2003 ).
Yakın dönemde Ukrayna’ya eşi ve dans partneri ile birlikte yerleşen, stüdyosu ve İstanbul ile bağlarını kopartmayan Tango Pera’nın kurucusu, Türkiye ‘de ilk olarak, canlı yayında iki ay süren bir dans eğitim programı hazırlayan Dans Eğitmeni, Hakem Kerem Öksüz (1998), gibi Türkiye’deki tango ve Arjantin tangonun bildiğimiz anlamdaki milonga pratik ve dersler formundaki tango tarihinin ilk dönemlerine damgasını vuran.
İlk ve ikinci jenerasyon ve takip eden dönemler/kuşak isimlerle söyleşilere devam ederken haftanın söyleşi konuğuyla bu kez ilkler ve Türk tangosunun Guardia Vieja Eski Tüfekler dönemi tarihinde bir mihenk taşına işaret ediyordu. Burada parantez içindeki tarihler bu ilklerin (müzik ile olan ilgilerini dahil etmezsek) tango dansıyla olan yolculuklarının tango ile tanışma ve tangoya başlama tarihini belirtmektedir. Bir diğer deyişle Türkiye’nin tango tarihindeki bu yaşayan duayenleriler, profiller belki de gelecekte okullarına yazılacak sözcükler arasına “Since 1997” gibi ibareleri eklerler kim bilir.
CI TANGO TALKS –CI TANJUGO TALKS -GOTANJU
Öğrencilerine tangoyu bir dil olarak görmesi hasebiyle figür çalışmalarından ziyade tümdengelim ve tümevarım tekniklerini dahil ederek kendi oluşturduğu yöntemlerle, yenilikçi metotlarla aktaran Dans Eğitmeni, çok yönlü ve sadece Türkiye sınırlarında değil uluslararası arenada da ses getirmiş Sanatçı Tanju YILDIRIM (1997-Tango) oldu bu kez CI TANGO TALKS söyleşisinde “TANGOLLECTUAL-TANGOLLEKTÜEL” koltuğa oturan isim.
(Umarım “Tangollektüel” kelimesi bir gün Tango dünyasına ve sözlüklere literatüre yerleşir demek ise, isim annesi Çiğdem Yorgancıoğlu’nun temennisi ).
(Neologism), yani Türkçesi neolojizm dilin türetme kurallarına uygun olarak üretilmiş yeni birimlere verilen isimdir. Daha önceden var olan kelimelere anlamlı yeni bir kelime oluşturacak şekilde isim türetme biçimi denebilir kısaca. Çiğdem Yorgancıoğlu kendi önerdiği TANGOLLECTUAL kelimesinin tango diline Tangollektüel kelimesinin de Türkçe Sözlüğe taşınması üzerine bir süredir düşünmekte olduğundan ara sıra katılımcılarına da kelimeye istinaden gerek fonetik gerek ise ilk işitildiğinde verdiği hissiyat açısından fikirlerini sormaktadır.
Kelimelerle oynamak sihirlidir. O zaman BAŞ-TANGO diyerek Baştan “GO” diyerek başlayalım söze ve tangonun ilklerine.
CI TANGO TALKS’un pandeminin başlangıcının hemen öncesi geçmişte üç söyleşi gerçekleştirdiği Tango Hocalarının Hocası Metin Yazır’ın, 1997 yılının Mayıs ayında İBB tarafından düzenlenen 2. Uluslararası CRR Gençlik Festivali’nde Buenos Aires Tango Trio etkinliğine binaen Almanya’dan Türkiye’ye gelişiyle başlayan öyküye giderek daha da yaklaşan bir söyleşi tadında anlar vardı canlı yayında.. Zira Tanju Yıldırım ile Metin Yazır ilk kez Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda tanışıyorlar. Detayları ise Youtube ve instagram hesap ve linkleri verilen söyleşinin içinde elbet.
1969 Almanya doğumlu olan Tanju Yıldırım doğumundan 6 ay sonra Türkiye’ye dönmüş. Minnet ve saygıyla andığı ve kendisine sanat yolculuğunun da kapılarını açan hali hazırda 2016 dan bu yana Milli Savunma Üniversitesine bağlı Kara Harp Okulunun yerleşkesi olarak hizmet vermekte olan eski Maltepe Askeri Lisesi’nde okuduğu yıllardan itibaren etkin olarak müzik ve sanatın pek çok koluna hızlı adımlar atmış. Daha lise ikinci sınıfta bir tiyatro oyununda başrol oynamış. Lise son sınıfta hayatında bir dönem noktası olarak gördüğü müzikalde oynamış.
Bir de orkestra kurmuş yine lise yıllarında.. Kendini daima bir müzikal oyuncusu olarak gören Yıldırım bu amaca yönelik olarak müziğin yanı sıra oyunculuk ve dans çalışmalarını yoğunlaştırdığı gibi 22 yaşlarında iken baleyle uğraşmaya başlamış, hatta 12 yaşındaki çocukların yüksek tempolu kondisyon gerektiren çalışmalarına katılmış ve sonraki yıllar “Çağdaş Bale Topluluğu” ile İstanbul Festivali’nde dans etmiş.. Baleyle birlikte pantomim ile de ilgilenen Yıldırım, birçok fuar ve açılışta gösteriler yapmış.
1992 senelerinde tekrar bir sene Almanya’da yaşadığı dönem şan dersleri almış. Yurda döndükten sonra İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nda Opera Yüksek bölümünün ardından Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sinema-TV bölümünde yüksek lisansını tamamlamış. Konservatuar yıllarında; tiyatro, müzikaller, çeşitli TV dizilerinde rol almış.
Yine aynı yıllarda radyo (İstanbul FM Haber Spikerliği, Radyo Kulüp Haber Spikerliği – Program Yapımcılığı, Seslendirme, Radyo D Haber Spikerliği – Tanıtım ve Jingle Seslendirme ) ve televizyonlarda haber spikerliği ve seslendirme yapmış olup “İstanbul FM, Radyo Kulüp, Kanal D gibi kanallarda yoğun olarak sürdürdüğü çalışmaları sonradan aralıklarla HBB, Karadeniz TV ve Technology Channel’da sürdürmüş 1996 senesinde konservatuarı bitirdikten bir sene sonra 1997’de tango ile tanışmış ve müzisyen, dansçı olarak tango çalışmalarına başlamış, kısa zamanda Arjantin Tangosu’nda önemli bir isim haline gelen Yıldırım, öğrenciler yetiştirmeye, Tango geceleri-Milongalar düzenlemeye, değişik projelere imza atmaya başlamış.
Esasında Konservatuar hocası Oral Yazıcı vasıtası ile Ayşegül Betil ile tanışarak tango dansına ilk adımlarını atması da sonrasında CRR’de Metin Yazır ile tanışma ve sohbetlerinin yönünü çizmiş. Öte yandan Avusturyalı “Band-O-Neon” orkestrasından gelen teklifle bu orkestrayla önce şarkıcı ardından da dansçı olarak çalışmaya başlamış ve gerek Avusturya’da gerekse Türkiye’de turneler yapmış. İlaveten yurt içi ve yurt dışında; Ankara, Eskişehir, Paris, New York, Valencia, Viyana, Budapeşte, Selanik gibi şehirlerde workshoplar ve gösteriler gerçekleştirmiş.
Sanatın pek çok dalıyla uğraşmış olması; onun tangoya yepyeni bir bakış açısı, yepyeni bir soluk getirmesine; müzisyen ve oyuncu yanını da katarak tangoyu yeni anlatım boyutlarına taşımasına ve dünyada eşi olmayan gösteriler gerçekleştirmesine yardımcı olmuş.
İBB Şehir Tiyatroları Orkestrasıyla gerçekleştirdiği Türkiye’nin ilk “Danslı Türkçe Tango Konseri” ile Türkiye Tangosunun ilklerinden birine daha imza atan dans eğitmeni Tanju Yıldırım, kendi anlatımlarıyla oyunculuk çalışmalarına da devam ederek Cemal Reşit Rey Konser Salonu sahnesinde gerçekleştirilen “Deli Dolu” müzikalinde başrol; Işıl Kasapoğlu yönetiminde, Semaver Kumpanya’da gerçekleşen “Dido ve Eneas operasında ise “Eneas” rolünü oynamış.
2005 yılı ile birlikte İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nde sahnelenen “Batı Yakası Hikayesi” müzikalinde rol almış. Öte yandan rol aldığı “Aksigorta” reklam filmindeki dansı ve performansıyla beğeni toplamış. Ayrıca rol aldığı ve dans ettiği, Melih Kibar’ın enstrümantal parçası “Sessiz Veda” için çekilen klip ve “Kent” reklam filmi de gerçekleştirdiği prodüksiyonlar arasında. Atletizm, Fitness, Tenis, Surf, Kayak gibi spor dallarıyla da uğraşan Tanju Yıldırım, 1999 yılında Tanguisimo Dans Artistik adlı dans stüdyolarını kurmuş. Günümüzde Tanju Yıldırım AKADEMİ’ de eğitim merkezinde dans tutkunu nesillere yol göstermeye ve eğitim vermeyi sürdürmekte..Öte yandan yeni nesillerin eğitiminde yeni bir soluk olan EDC Okullarının da kurucularından biri olan Yıldırım ile CI TANGO TALKS söyleşiden kısa enstantenelere değinirsek.
Mim sanatını daha ileri aşamalara taşımış Konservatuarda mim öğretmenliği yapmış. Konservatuar yılları piyano, perküsyon evdeki jazz sessionları devam etmiş değişik akorlara basarak sürekli kendini geliştirmeye çalışmış. Fakat son 15 yıl ağırlıklı olarak üzerinde çalıştığı müzik enstrümanı Bandeon. Arjantin tango (Tango, Vals, Milonga) dansı ve müziği ile her ne kadar sanat yaşamında ön plana geçmiş olsa da Yıldırım ,Latin Dansları (Salsa, Merengue, Bachata, Cha Cha..) Klasik Vals, Modern Dans, Sirtaki, Zeybek gibi farklı dansları da biliyor.
BANDONEON” VİRTÜYÖZÜNÜN ACIKLI SONU VE GERİYE BIRAKTIĞI MİRASINA SAHIP ÇIKMA
İstanbul Radyosu’nda yıllarca düzenli programlar yaparak Türkiye de tangonun sevilmesinde önemli rol oynayan ortaokuldan sonra ailesiyle Arjantin’e yerleşen,1935-37 arasında Arjantin ve Avrupa’da orkestralarda çalıştıktan sonra Türkiye’ye dönen Ertuğrul Soysal (Bandoneon, akordeon) ve Selçuk Kaskan’la (vokal) yaptıktan sonra 1938’de kendi ismiyle Orhan Avşar Tango Orkestrası’nı kuran.
Vaktiyle Atatürk’e tangolar çalan ve Tangonun popülerliğini yitirdiği yıllar hayatını Tayga Bar isimli bir gece kulübünde teşrifatçılıktan kazanmak zorunda kalarak bir akşam evine dönerken soğuk bir Şubat günü 1974 yılında 58 yaşında iken Pangaltı’dan Feriköy’e yükselen yokuşun ortalarında, yolun kenarında yürürken rotu çıkıp freni patlayan karşıdan karşıya geçen bir anne ile çocuğu ezmemek için direksiyon kıran bir “kırmızı kamyon çarpması” kazası neticesinde ezilerek hayatını kaybeden Orhan Avşar’ın bandeonunu
Bir diğer deyişle bu kıymetli mirası hem bu acıklı hayat hikayesinden etkilenerek hem de enstrümanı değer bilmeyecek tangoya gönül vermemiş, ehil olmayan yabancı kişilere bırakmamak için ölümünden yıllar sonra bir koleksiyoncudan satın alan Tanju Yıldırım zamanla enstrümanı ufak alıştırmalar ve denemelerle tecrübe ettikten sonra, bir müddet çalışma neticesinde daha önce aldığı solfej, armoni ve benzeri müzik eğitimininde sayesinde verimli sonuçlar elde edince bu gayretini devam etirmiş.
Söz konusu bu hikayelerin ara geçişleri ve diğer gelişmelerle kesişim noktaları CI TANGO TALKS yayınımızda yer almakta. Fakat şunu söylemeliyim ki Yıldırım ile söyleşimiz sonunda ben Çiğdem Yorgancıoğlu olarak insan hikayelerinin ardındaki ayrıntılara olan merakımla yaptığım uluslararası belge/bilgi akademik yazı vb taramalar neticesinde (İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi dahil) hayatından benim de etkilendiğim Bandeneon virtüözünü bu satırları kaleme alırken anmak için kendi sesinden “Adios”u dinledim.
İLK BANDENEON İLE SAHNE ALMA DENEYİMİ ‘ANKARA PALAS DEVLET KONUKEVİ’
O dönemde Türkiye’de çalan kimse olmadığından bandeonu kendi kendine öğrenen Yıldırım açısından bandoneon özelinde aldığı yolu anlamak için, bu enstrümanı bir organizasyon içinde ilk kez deneyimlediği yer olması bakımından mihenk taşını temsil eden tarihi bir binaya devlet eliyle kurulmuş ilk modern otel olma özelliğine sahip bir mekana yönelelim şimdi.
Maalesef geçtiğimiz yıllarda uzun yıllar savaştığı meme kanserine yenik düşerek hayatını kaybeden Didem Dinçer’den, hocanın düzenlediği günümüzde Cumhurbaşkanlığı’na bağlı Milli Saraylar İdaresi’ne devredilmiş olup restorasyon çalışmaları sürmekte olan meşhur yerin ismi Ankara Palas. Ankara Palas, projeler tamamlandığında ‘Cumhurbaşkanlığı Müzesi’ olarak hizmet vermeye başlayacak olan ve o zamanki ismiyle ‘Ankara Palas Devlet Konukevi’’nin (Ankara Vakıf Oteli) Balo salonundaki tango gecesi için Tanju Yıldırım küçük bir orkestra kurmuş.
Cumhuriyet’in kuruluşunu müteakip ilk senelerde , Atatürk’ün Türk toplum hayatına getirmek istediği kabuk değiştirici bazı yeniliklerin başlatıldığı Türk Modernleşme projesinde, modern yaşam stilinin ve yeni ulus kimliğini üretmede tarihi misyon üstlenmiş bu tarihi ikonik bina da Atatürk’ün locası var kendisinin de dans ettiği bir yer. Arjantin Büyükelçisinin bulunduğu etkinlikte ilk bandeneon deneyimini yaşar Yıldırım ve Ekselans masasına gelip kendisini tebrik ederek onore etmiş. Takip eden yıllar Arjantin gecelerinde Arjantin’i temsilen de dans etmiş .
BANDEON DEMİŞKEN
Yıldırım, ardından aslen kemanist olan bandeneon icracısı Tolga Salman ile tanışma sürecini izleyicilere naklederken tango repertuvarının modern kısmında yer aldığını Piazzola etkisinden bahsetmesi de kayda değer bir bilgi idi. Klasik Batı Müziği eğitimini Türkiye ve Almanya’da tamamlayan Tolga Salman, Astor Piazzolla, Dino Saluzzi ve Orhan Avşar gibi modern tango müziğinin önde gelen besteci ve uyarlama ustalarının etkisiyle Arjantin ve Uruguay konser tangolarına duyduğu ilgi nedeniyle 2002 yılında bandoneon çalışmalarına otodidaktik olarak yoğunlaştıran ilerleyen yıllarda Dino Saluzzi ve Hector Ulises Passarella gibi bandoneon ustalarıyla tanışma olanağı bulduktan sonra, onların tavsiyeleri doğrultusunda diyatonik bir çalgı olan bandeona geniş bir repertuvar oluşturmuş bir sanatçıdır.
Kendisi, bandoneonun ilk yapım yeri olarak kabul edilen Almanya’nın Krefeld kentinde Krefeld Belediyesi Kültür Ofisi tarafından, 1996’dan beri her iki yılda bir düzenlenen Bandoneon Festivali’ne de solo konsertist olarak davet edilmektedir. İşletme ve Ekonomi aldığım yıllar derslerimizin bir kısmının gerçekleştiği Boğaziçi Üniversitesi Albert Long Hall’da içinde kısa adı BÜDANS olan Boğaziçi Üniversitesi Dans Topluluğu’nun da bulunduğu bir Tangoloji etkinliğinde sahne alan Tolga Salman, 2004 yılından bu yana Mensing çağdaş dünya tango müzisyenleri listesinde yer almakta olan bir sanatçıdır.
Ayrıca, aralarında Osvaldo Pugliese, Horacio Salgán, Ernesto Franco, Walter Rios, Raúl Garello, Ismael Spitalnik, Luciano Leocata gibi tango dünyasının ünlü kişileriyle tanışmış ve bazılarıyla çalışma imkanı bulmuş olan, Viyana Müzik Üniversitesi’nde Orkestrasyon Kürsüsü başında olan, aynı zamanda Miami Universitesi’nin de öğretim görevlisi olup , Klasik Müzikte Uluslararası arenaya yaydığı aranjman birikimini tango düzenlemelerine de tatbik eden besteci, akademisyen ve aynı zamanda Tıp doktoru olması olması hasebiyle isminin önünde iki adet Dr. ünvanı olan geçmişte 1976’da kurduğu Filarmoni Oda Orkestrası’nın şefliğini dört yıl boyunca sürdüren Cemal Reşit Rey’in öğrencisi Ertuğrul Sevsay bu söyleşide Tanju Yıldırım’ın çokça kez bahsettiği ve Tolga Salman, Carlos Gustavo Battıstessa ve merhum Orhan Avşar, merhume Didem Dinçer’den gibi kıymetli bulduğu isimlerden biri idi.
Serdar Sungar’ın hazırlayıp sunduğu Armada Sohbetleri konuğu olarak katılmış olduğu canlı yayın söyleşilerin birine denk geldiğimde sohbetin satır aralarından hatırladığım kadarıyla Sevsay’ın Küresel Salgının belli bir sürecinde üzerinde yoğunlaşarak çalıştığı ve ve sonraları 2020 senesi Ekim ayında yayınlanan Türk Tango Sanatının Beş Büyük Ustasına İthaf Edilen ‘Necip Celal Andel – Tüm Tangoları’ Albümü de Yıldırım ile olan CI TANGO TALK söyleşimizde temas edilen konulardan biri oldu.
Mezkur Albümde yer alan bestelerin tamamı Andel’e ait olmakla beraber Seyyan Hanım, Şecaattin Tanyerli, Fehmi Ege, Zehra Eren gibi büyük Ustalara da saygı olması bakımından özenle hazırlanmışl Andel bestelerinin tamamı Sevsay Tarafından düzenlenmiş ve sanatçının Viyana Merkezli Band-O-Neon Topluluğu seslendirmiş.
Avrupa’nın tek tam kadrolu tipik Tango Orkestrası olarak öne çıkan Band-O-Neon ‘Gran Orquesta Típica De Tango ismini, Tangonun en karakteristik ve özgün Çalgısı bandoneondan almış. Orkestra Türk, Arjantinli, Avusturyalı ve Polonyalı sanatçılardan oluşan bir topluluk. Asil üyelerinin tamamının Viyana Müzik Üniversitesi Öğretim Üyesi, mezunu veyahut yüksek dönem talebeleri olduğu önemli misyonlarından biri Türkçe sözlü tangoları yeniden ele alıp, yeni düzenlemelerle icra etmek ve dünyaya tanıtmak olan, Tanju Yıldırım’ın Sevsay’ın kendi hocasının ismiyle anılan CRR Konser Salonu’nda birçok kez sahne aldığı Band-O-Neon Orkestrasının dağarcığı Arjantin Tangosunun tüm stillerini kapsamaktaymış.
Bu meyanda gerilerere gidildiğinde 1995 yılında önce bir dörtlü olarak kurulan Band-O-Neon grubu bir sene içinde gelişerek tipik tango orkestrası haline gelmiş ve Avusturya’nın ilk tango orkestrası olmuş. Arjantin kültür yetkilileri tarafından “Arjantin Tangosunu Arjantin dışında en iyi temsil eden grup” unvanina layik görülmüş ve Eylül 2011 de Ertugrul Sevsay’a Arjantin Milli Tango Cemiyeti’nde Leopoldo Federico tarafından takdirname verilmiş.
BANDENEON MUCİZESİ
Daha önce Tango Terapi Platformu ve CI TANGO TALKS a İstanbul Kongre Merkezi’ne katılarak destek veren ve Fuar Ziyaretçilerine kitabını imzalayan Tango Eğitmeni Yeşim E Narter “TANGO BÖYLE BİR ŞEY” kitabının ikinci basımında 43üncü sayfada şu aktarımlardan oluşan satırlara yer vermiş bandeneona dair.
“Tango şairi ve bestecisi Enrique Santos Discepolo’ın dediği gibi ; hiçbir enstrüman hatta keman bile bizim duygularımızı, sevinçlerimizi ve hüzünlerimizi anlatmakta bandoneon kadar başarılı olamaz. Bandoneon tangonun lirik ruhudur; bandoneon, tangonun olmazsa olmaz enstrümanı ve simgesidir. Arjantin tangosunun müziğindeki hüzün duygusunu insana en çok hissettiren, sesi ve dramatik tınısıyla tangoya ruhunu veren önemli bir unsurdur. Keman kadar hüzünlü ama bazen isyanı, hüzünleri gölgede bırakır. Nefesinizi kilitler ya da soluk almanızı unutturur sanki. Kulaklarınızla duyduğunuzun aslında bir ses olmadığı, onu sıkıca kavrayıp tutmazsanız iki elinizin arasından bir yılan edasıyla kıvrılıp kayıp gideceği yanılgısını, işitme ve dokunma duyularıyla alay edercesine yaşatabilme oyunculuğuna sahip adeta büyülü bir enstrüman bandoneon”. Narter, 2016: 43).
TANGORAMA ORKESTRASI
Türk ve Arjantin tangolarının müzikseverlerle buluşturma gayesi ile Tanju Yıldırım tarafından 2001 senesinde kurulan “TANGORAMA” orkestrası; içinde, tangoya özgü bandoneon enstrümanı barındıran ilk yeni dönem orkestrası olması bakımından dönemin önemli bir misyonunu üstlenmiş olup grup önceleri duo, trio ve quartet olarak performanslar gerçekleştirirken, ilerleyen zamanlarda 7’lisiyle müzikal zenginliğini genişletmiş. Hemen her dönemden farklı tangoları, stillerine uygun olarak ekseriya Orçun Orçunsel’in düzenlemeleriyle çalmakta olan Tangorama Orkestrası’nın enstrümanlarının her birinde özel yetkinliklere sahip değerli müzisyenlerden oluşan bir sinerji oluşmuş.
Kurduğu orkestrada; bandoneonu, ayrıca sesiyle ve dansıyla da katkıda bulunup grubun solistliğini CI TANGO TALKS söyleşimize konuk olan Tanju Yıldırım yapmış. Orkestrada yer alan diğer isimlere baktığımızda, kemanda genç yeteneklerden Erkan Çavdaroğlu, piyanoda ‘harika çocuk’ Orçun Orçunsel, gitarda akademik ve renkli stiliyle dikkat çeken Ozan Akyatan, viyolonselde Türkiye’nin yanı sıra Avrupa’da da başarılı çalışmalara imza atmış Jülide Alpergin, Kontrabasta birçok müzik türünü başarıyla seslendiren Ufuk Çağlar Akman yer almış olan orkestra grubuna ilerleyen zamanlarda bir dönem katılan Arjantinli ünlü bandoneonist Carlos Gustavo Batıstessa’nın katılımıyla tını zenginliğini çok keyifli boyutlara ulaştıran orkestra; kimi konserlerinde, başarılı bandoneonist Tolga Salman’ın katılımıyla da renkli repertuarını müzik ve dans severlerle buluşturması anlamında Türk tango tarihinde önemli bir yer edinmiş .
Bu esnada 2001 yılında konser için bulunduğu İstanbul’a daha sonra içinde bulunduğumuz 2021 senesi Aralık ayı ortasında(önümüzdeki hafta) CI TANGO TALKS söyleşi konuğum olacak piyanist besteci aranjör ve Oko Tango Quartet’in mimarı, (Ülkemizde çok sesli müziğin kurucularından olup geliştirilmesi ve yayılması konusunda büyük emek ve gayret sarf eden besteci, Türk tango müzisyeni, şarkı sözü yazarı, aranjör, akordeon sanatçısı, orkestra şefi merhum Necdet Koyutürk’ün sanatçı iki oğlundan biri) Özdener Koyutürk’ün davetiyle tekrar gelen dünya bandeneon virtüözü Gustavo Batıstessa 2007 yılından itibaren Türkiye’de yaşamaktadır. Yakın zamanda lafortuna orkestrası ile de sahnelerde yerini alan bandenoist 1985-1986 yılları arasında Domingo Mattio ve Jorge Rutman ile çalışarak öğrenmiş bandoneon çalmayı .
GÜNÜN SONUNDA BİR ANAFİKİR- “SPOR VE SANAT HARMANLANARAK EĞİTİME KATILMALI
İlk olarak ABD’de uygulanmaya başlanan SWPBIS – School-wide Positive Behavior Interventions and Supports daha kısa söylendiğindeki ismi Positive Behavior Support ,“Okul Temelli Olumlu Davranış Geliştirme Destek Programı, Pozitif Davranışı Destekleme Derneği APBS/ The Association for Positive Behavior Support)un tarifine göre bireyin yaşam kalitesini yükseltirken problem davranışları azaltan, dolayısıyla toplumda olumlu değişim sağlayan veriye ve kanıta dayalı stratejileri kapsayan bir sistem. ODGE bu sisteme dayalı.
Suriyeli Mülteci Çocukların Türk Örgün Eğitim Sistemine Entegrasyonu ve Sosyal Uyum Projesi’yle sosyal duygusal öğrenme anlayışını ortaya koyan Olumlu Davranış Geliştirme konusunda Tanju Yıldırım’ın ve kendisi gibi EDC okullarının kurucu ortaklarından diğeri Lale Hazar ile birlikte aldıkları yolu ve olumlu neticeleri bir başka söyleşi programı olarak ;çok yönlü akademi eğitim, kültür, sanat ,spor inter disipliner konuları merkeze alan, geleceğe sanat estetiği ile bütünleşmiş eğitimi yeni nesillere sunan profesyonel eğitim vizyonunu geniş kitlelere aktarmayı bir eğitimci, akademisyen olarak farklı disiplinlerle buluşturarak eğitim dünyasına ve topluma değer katmayı arzulayan kanaat önderleriyle yapılacak “CIGDEM YORGANCIOGLU- CI CADEMIC TALKS” söyleşileri kapsamında düzenlemek üzere antant kalıp yayın sonu vedalaşırken, çok yönlü sanatçı Tanju Yıldırım’ın seslendirme, oyunculuk, sunuculuk, dublaj, koreografi, beste düzenleme vb diğer sanatsal çalışmaları ve hayata geçecek projeleri ise bir başka CI TANGO TALKS programının konuları olarak yeniden izleyicileriyle buluşacak.
CI TANGO TALKS yayınını kapatırken Yorgancıoğlu bir yandan #sanataevet projesine desteğini açıklarken Tanju Yıldırım ‘da kendi ismiyle anılan akademisinin (Tanju Yıldırım Akademi ) yeni yıl itibarıyla covid salgını önlemleri çerçevesinde yeniden faaliyete geçeceğinin müjdesini paylaştı izleyiciler ve tango severlerle.
Hepsi ve daha fazlası yayında
TANGO TERAPİ PLATFORMU –ÇİĞDEM YORGANCIOGLU CI TANGO TALKS TANGO TERAPİ PLATFORMU İLK DEV TANGO ETKINLIĞINI ICC İSTANBUL KONGRE MERKEZI’NDE GERÇEKLEŞTİRDİ
Gerek oyunculuk gerekse yönetmenlik anlamında Yeşilçam’dan akademi dünyasına, TRT sanatçılarından eski ve yeni nesil tango üstatlarına, Arjantin tango dans hakemlerinden, antrenörlerine, ilk uluslararası Arjantin tango festival organizatörlerinden milli sporculara, mankenlerden, koreograflardan piyano keman, gitar icracı ve sanatçılarına, Tango DJ’lerinden tangonun Türkiye’deki eski tüfeklerine, sahne ve soprano ses sanatçılarından uluslararası tenor, opera sanatçılarına, Dünya gezginlerinden tango kıyafeti kreasyonları yaratıcılarına.
Tango resim çalışmaları yapan ressamlardan tango dansı konulu edebi eserler, kitaplar üretmiş sanatçılara, Üniversitelerde bölüm başkanlarından üst düzey yöneticilik yapan kanaat önderlerine kadar Türkiye Ukrayna, Fransa gibi dünyanın çeşitli renklerinden ve gerek yurtiçi gerekse yurtdışı alanında uluslararası ödüllere layık başarı hikayeleri ile dolu halleriyle kendi özgünlüklerinin enerjisini tango camiasındaki uyumlu ve dostane takım ruhuna yansıtan tango dünyasının katılımcılarıyla, İstanbul’un en büyük etkinlik merkezi ICC İstanbul Kongre Merkezi’nden geçtiğimiz yıl pandeminin ilanından bir kaç gün önce (5-8 Mart 2020).
Sağlıklı Yaşam ve Beslenme Fuarının Yelpazesinden CİĞDEM YORGANCIOĞLU TANGO TERAPİ PLATFORMU ve bünyesindeki CI TANGO TALKS esti geçti 4 gün boyunca “mutlu, dinamik, zinde ve sağlıklı bir yaşam yolunda tango dansı hepimiz için ”diyerek. Sağlıklı yaşam ve beslenme fuarı kapsamında “sıhhat ve zindelik için tango dedi.
“TTP. TTP Tango Terapi Platformu” tango etkinlik ve çalıştayları program yürütücüsü, Tango Terapi platform kurucusu, Fuar TTP küratörü :H. Çiğdem Yorgancıoğlu’nun Türkiye’yi tango konulu akademik bir sunumla ve şiirle temsil etmesiyle başlayan bir seri tango projesinin yeni bir uzantısıydı platformun kuruluşu.
CI TANGO TALKS ise başta self-talk formatında 2018 yılının Kasım ayında başladı. Yorgancıoğlu’nun Arjantin Tango dans eğitimine başlamasından sadece 1 ay sonra.
2020 yılı itibarıyla Tango dünyasının mensuplarının, (hakem, hoca, antrenör, Tanguera /O- Milongero/a besteci icracı sanatçı, organizatör, DJ entellektüel /multiidisipliner/interdisipliner birikimlerinin ve deneyimlerinin tango camiası ve toplumla buluşmasına ve bu sayede tangoya ve barışçı, gelişen, dönüşen bir topluma değer katmasına aracılık etmeyi gaye edinen, kar amacı gütmeyen TTP nin (TANGO TERAPI PLATFORMU-(Kurucu:Çiğdem Yorgancıoğlu ) söyleşi ve performanslara dayalı etkinliklerinin genel başlığı da “CI TANGO TALKS” ismini aldı ve self-talk formatından çıktı .
TANGO TERAPI PLATFORMU VE CI TANGO TALKS TEMEL İLKELER
ÇİĞDEM YORGANCIOĞLU CI TANGO TALKS’un temel ve başta gelen ilkeleri arasında: Tango ile bağlantılı olan ve TTP kapsamında etkileşimde bulunulan her nevi özel ve tüzel kişiye dair, olumsuz, çatışmacı ve ötekileştirici tavırlardan tamamen uzak tüm amatör ve profesyonel tango camiası paydaşlarına tarafsızlık, şeffaflık, bağımsızlık, ekseninde yapıcı eleştirel düşünce tarzını da devre dışı bırakmadan dostane, nezaketle, içtenlikle yaklaşılması yer almaktadır.
TTP Etkinlik, çalıştay söyleşi vb çalışmaların hiç birinde teşhis tedavi sağaltım bulunmamaktadır.
Tango ile ilgili yapılacak çalışmaları özendirmek, teşvik etmek, bu doğrultuda TANGO DANSI KAZANSIN, diyen okullar, eğiticiler, organizatörler, sanatçılara kendi PR’larını yapabilmelerine alan açabilecek yöntemler ya da kimi zaman ICC FUAR etkinliğinde olduğu gibi kaynak ya da ortam oluşturma anlamında ışık tutmak, bu doğrultuda TTP tarafından herhangi bir çıkar ve menfaat beklememek. TTP kapsamında yapılan hiç bir PR çalışması için gerek organizasyonlara kapılarını açanlardan gerekse tango camiası okul hoca organizatör, sanatçılardan maddi bir karşılık kabul etmemek.
Ayrıca kamuya açık video çekimleri ve sosyal medya canlı yayın çekimleri TTP katılımcıları tarafından bizzat yayına katılmaları suretiyle rızası alınmış CI TANGO TALKS yayınlar, afişler hazırlanması sırasında aktarılan bilgiler dışında muhatapların okullarında ya da yayının gerçekleştiği mekanlardaki her nevi olgu olay ve hadiseye dair bilgi güvenliğini korumak ve bu konuda özen yükümlülüğü bilinci içinde olmak sayılabilir. Yayınlar sırasında konuşulan konular Türk tango dünyasında bilgi ve fikir dağarcığı ve dahi fikir kıvılcımları anlamında yeni bir data base çıkarılması çalışmasının da öncüsü olabilme potansiyeli taşımaktadır.
CI TANGO TALKS canlı /tekrar yayınlarda temel ilkeler anlamında millî güvenlik, kamu düzeni, kamu güvenliği, Cumhuriyetin temel nitelikleri ve Devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünün korunması, suçların önlenmesi, suçluların cezalandırılması, Devlet sırrı olarak usulünce belirtilmiş bilgilerin açıklanmaması, başkalarının şöhret veya haklarının, özel ve aile hayatlarının yahut kanunun öngördüğü meslek sırlarının korunması temelde korunacak surette olmak üzere tango özelinde fikirler ya da tecrübeler aktarılırken, yine CI Tango Talks, yayına katılan herhangi bir tango mensubunun, kendi akreditasyon, tecrübe ve kıdem seviyesinin altındaki diğer okul mensupları, hocalar ya da kurumlar hakkında aleyhte küçük düşürücü yaklaşımda, ifadede bulunmamasını da önemsemekte ve yayına katılanlardan bu özeni yerine getirmelerini beklemektedir.