ABD’li milyarderin koleksiyonunda Anadolu kökenli 14 esere iade kararı.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Kaçakçılıkla Mücadele Daire Başkanlığı’nın 2 yıl süren çalışması sonucu, dünyanın en büyük antik sanat eseri koleksiyoncularından Michael Steinhardt’a ait, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 11 ayrı ülkeden çalındığı tespit edilen toplam 70 milyon dolar değerinde 180 kültür varlığına ABD’de Manhattan Bölge Savcılığı tarafından el konuldu. Kaçak kazılara ilişkin binlerce doküman incelenerek Anadolu kökenli olduğu saptanan eserlerden 14’ü, 2022’nin ilk çeyreğinde Türkiye’ye iade edilecek.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’ne bağlı Kaçakçılıkla Mücadele Daire Başkanlığı’nca, dünyanın en büyük antik sanat eseri koleksiyoncularından Michael Steinhardt’ın Anadolu’ya ait eserler bulundurduğuna dair ABD’de Manhattan Bölge Savcılığı ve İç Güvenlik İstihbarat Birimi ile iletişime geçildi.
Steinhardt’ın mülküne yapılan baskın sonucu ele geçirilen eserlerin fotoğrafları Kaçaklıkla Mücadele Daire Başkanlığı’na gönderildi. Türkiye, Bulgaristan, Yunanistan, İtalya, Lübnan, Ürdün, Mısır, İsrail, Suriye başta olmak üzere 11 ülkeye ait 70 milyon dolar değerinde 180 kültür varlığı tespit edildi. El konulan tarihi eserlerin fotoğrafları üzerinden yapılan detaylı incelemede, 14’ünün Anadolu kökenli olduğu saptandı.
14 ESER, 2022’NİN İLK ÇEYREĞİNDE İADE EDİLECEK
1960 yıllardan günümüze tüm kaçak kazı kayıtları, kaçak kazıların raporlandığı araştırma raporları, bilimsel yayınlar, bakanlık temsilci raporları, kaçakçılardan elde edilerek bakanlık arşivlerine girmiş notlar, gazete haberleri, Emniyet Genel Müdürlüğü kayıtları, görgü şahitleri bilgileri incelendi. Bu incelemeler sonunda geyik tipi riton, altından elbise aparatları, ana tanrıça idolü, dağ keçisi figürini, kuş idolleri, Kilia idolü olmak üzere 14 parça eserin Anadolu kökenli olduğu saptandı. 14 eserin, 2022 yılının ilk çeyreğinde Türkiye’ye iade edileceği belirtildi.
‘BİNDEN FAZLA KLASÖR İNCELEDİK’
Kaçakçılıkla Mücadele Daire Başkanı Zeynep Boz, Michael Steinhardt’ın mülkünde yapılan aramada tarihi eser kaçakçılığından bilinen bazı isimlere ait belgelerin de ele geçirildiğini, eserlerin Anadolu’dan yasa dışı yollarla götürüldüğünü ispatladığını söyledi. Boz, operasyonun 2 yılı aşkın süredir devam ettiğini belirterek, “Eserlerin Anadolu kökenli olduğunun tespitinin ardından nereye ait olduğunu saptamak için küçük bölgelere ayırdık, binden fazla klasörü inceledik. Eserlerin ait oldukları bölgelerde 1960’tan günümüze kadar ortaya çıkmış kaçak kazı veya kültür varlığı kaçakçılığına ilişkin yargı kararlarını inceledik.
Müzelerin arşivlerinden bu eserlerin benzerleri ortaya çıkarıldı. Kaçak kazıyla yağmalanan bölgelerdeki eserlerin olduğunu tespit ettik. Bilgi, belge, görgü şahitleri bulduk. Bunları Manhattan Savcılık Ofisi ile paylaştık. Soruşturma sırasında onlar da kendi buldukları belgeleri bizimle paylaştılar. Elde edilen önemli eserlerden geyik tipi riton, altından elbise aparatları, ana tanrıça idolü, dağ keçisi figürini, kuş idolleri, Kilia idolü olmak üzere 14 parça eserimiz ele geçirildi” dedi.
‘ARTIK KÜLTÜR VARLIĞI SATIN ALMAYACAK’
Zeynep Boz, en küçük bir ipucu ile büyük sonuçlara ulaştıklarını söyleyerek, “Michael Steinhardt hapis cezası almayacak; ama sevindirici olan bir karar var. Steinhardt savcılıkla yaptığı anlaşmada, 180 eserin hakkından feragat ederek, hayatının geri kalanında kültür varlığı satın almayacağını beyan etti. Bu suçla mücadelede arz talep dengesinin talep ayağını zayıflatmak için oldukça önemli bir karar olarak karşımıza çıkıyor. Ayrıca Manhattan Bölge Savcılığı ve Amerikan İç Güvenlik İstihbarat Birimi, Michael Steinhardt’ın kanunlara aykırı bir şekilde eser topladığı ve 12 ayrı suç ağıyla irtibatlı eserleri koleksiyonunda bulundurduğunu ortaya konması kültür varlığı kaçakçılığı suçunun ciddiyetini ortaya koyuyor” diye konuştu.
‘TÜRKİYE’YE İADE EDİLMEYEN YILDIZ AVCISI DA STEİNHARDT’A AİT’
Michael Steinhardt’ın 2017’de Christie’s Müzayede Evinde satışa sunduğu kamuoyunda ‘Yıldız Avcısı’ olarak bilinen Kilia tipi idol ile ilgili olarak dava açtıklarını, ancak kararın Türkiye’nin aleyhine çıktığını anımsatan Boz, “Steinhardt, mülkiyet davasını Türkiye tarafından ortaya konan delillere rağmen kazanmıştı. Mahkeme karar gerekçesinde Steinhardt’ın eseri metropolitan müzesinde sergilendiğini ve Türkiye’nin eser teşhirdeyken haberdar olması gerekirken aksiyon almadığını belirtti. Türkiye bu kararı temyize götürdü ve 2022 yılının ilk yarısında temyiz mahkemesinin karar vermesi bekleniyor.
Steinhardt’ın bu uygulaması Türkiye gibi köken ülkeleri zor durumda bırakıyor. Aslında yasa dışı olan bu eserlerin Metropolitan Müzesi gibi dünyaca ünlü bir kültür kurumunda sergilenmesi piyasada dolaşımlarını adeta meşrulaştırmak için kullanılıyor. Yasa dışı eserlerin fiyatlarını arttırıyor, ayrıca kamuya açık bu sergilemeler sayesinde, daha sonraki zamanlarda eserin iadesi için köken ülkelerce açılan davalarda zaman aşımı gibi sebeplerle hukuki engeller ortaya çıkıyor” ifadesini kullandı.
‘BİTMEK BİLMEZ İŞTAHLA ESER TOPLAMAYA DEVAM EDİYOR’
Öte yandan, Manhattan Bölge Savcılığı internet sitesinde yaptığı açıklamada, Kaçakçılıkla Mücadele Daire Başkanı Zeynep Boz’un da aralarında bulunduğu yetkililere teşekkür etti. Boz, savcılığın yaptığı açıklamaya ilişkin, “Manhattan Savcılığından yapılan açıklamada Steinhardt’ın uzun yıllardır bitmek bilmez bir iştahla ve hareketlerinin kanuna uygun olup olmadığına hiç dikkat etmeksizin, köken ülkelerin kültür varlıklarına zarar vermek pahasına eser toplamaya devam ettiğine atıfta bulunuluyor. Eserlerine yenilerini katma isteğinin de ne coğrafi ne ahlaki hiçbir sınır tanımadığı ve Steinhardt’ın tarihi eser kaçakçıları, suç patronları, kara para aklayanlar ve mezar hırsızlarına güvenerek koleksiyonunu genişletmeye devam ettiği vurgulanıyor” ifadelerini kullandı.
‘HAPİS CEZASI YAPTIRIMI VAR’
Zeynep Boz, uluslararası müzelere de çağrıda bulunarak, “Bakanlık olarak tüm müzeleri, kökeni şaibeli eserleri koleksiyonculardan ödünç alıp yasa dışı eserlerin aklanmalarına alet olmak yerine, köken ülkelerle sergi anlaşmaları yapmaya davet ediyoruz. Kaçak kazılar hem bilimsel verileri silerken hem de 2 yıldan 5 yıla hapis cezası gerektiriyor. Bir kültür varlığını bildirimsiz olarak bulundurmak yine 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ile 5 bin güne kadar adli para cezası gerektirirken, yurt dışına kültür varlığı çıkarılması 5 ile 12 yıl ağır hapis cezası ile yaptırıma bağlanmış durumda” ifadelerini kullandı.