Üroloji Uzmanı Dr. Nusret Can Çilesiz idrarda kanamanın kanser habercisi olabileceğine dikkat çekti
İdrarda görülen kanamanın sebeplerinin detaylı bir şekilde araştırılması gerektiğini belirten Üroloji Uzmanı Dr. Nusret Can Çilesiz, “İdrarda kanama ürolojik rahatsızlıkların habercisi olan önemli bir bulgudur. İdrarda kanamanın basit sebepleri olabileceği gibi bazen de ürolojik kanser habercisi olabilir” dedi.
İdrarda görülen kanamanın ürolojik rahatsızlıkların habercisi olabilecek önemli bir bulgu olduğunu belirten Biruni Üniversite Hastanesi Üroloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Nusret Can Çilesiz, sebeplerinin detaylı bir şekilde araştırılması gerektiği söyledi. Çilesiz, “Kanama, hastaların idrar tahlilleri neticesinde (mikroskopik) ortaya çıkabileceği gibi gözle görülebilir kadar da olabilmektedir. İdrar yolu enfeksiyonları, böbrek, mesane taş hastalıkları böbrek parankim hastalıkları, kullanılan ilaçlara bağlı (kan sulandırıcı tedavi gibi), iyi huylu prostat büyümesinden kaynaklanabileceği gibi ürolojik organ (böbrek, prostat ve mesane) kanserlerinde de görülebilir” diye konuştu.
İdrarda kanamaya eşlik eden bulguların ve kanamanın şeklinin, sebebi öngörmede yardımcı olabileceğini söyleyen Çilesiz, “İdrarda yanma ile başlayan kanama genellikle sistit (mesane enfeksiyonu) hastalığını düşündürürken, şiddetli yan ağrısı ile kanama olması böbrek ve üreter (idrarı böbrekten idrar kesesine taşıyan kanal) organlarında taş, enfeksiyon veya tümöral hadiseleri düşündürebilir. İdrar yapmakta zorlanma ile birlikte olan kanamalar prostat bezi enfeksiyonu, iyi huylu prostat büyümesi ve prostat kanserinden dolayı meydana gelmiş olabilir. İdrarda kanama olan hastaların mevcut durumu, ek hastalıkları, kullandığı ilaçlar ve alışkanlıkları göz önünde bulundurularak hızlıca tanı koymaya yardımcı tetkiklerden faydalanılabilir” dedi.
“İDRARDA AĞRISIZ VE PIHTILI KANAMA MESANE KANSERİNİN EN ÖNEMLİ BELİRTİSİ”
“İdrarda ağrısız ve pıhtılı kanama aksi ispat edilene kadar mesane tümörü olarak kabul edilir. Özellikle tütün veya sigara içicisi olan ve 40 yaşın üstündeki hastalar, dikkatli bir muayenenin ardından ileri tetkikler ile inceleme yapılmasını gerektirir” diyen Çilesiz, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Mesane kanserleri en fazla görülen kanserler sıralamasında erkekte 7’nci sırada; genel popülasyonda ise 11’inci sırada görülen kanser hastalığıdır. Mesane kanserinin en yaygın risk faktörü sigara ve tütün kullanımıdır. Sigara ve tütün ürünleri kullananların sigara içmeyenlere göre mesane kanseri gelişme olasılığı 4-7 kat daha fazladır. Erkeklerin mesane kanseri gelişme olasılığı kadınlardan 3 -4 kat daha fazladır. Ancak son yıllarda sigara tüketiminin kadınlar arasında da yaygınlaşması mesane kanserinin kadınlarda görülme oranında artışa neden olmaktadır.
Bunun dışında kimyasallara maruziyet, kronik mesane enfeksiyonları, çeşitli parazit enfeksiyonları, mesane taşı, Radyoterapi, sağlıksız beslenme ve az su içmek de risk faktörleri arasında yer alır. İdrar torbasının iç duvarından kaynaklanarak büyümeye başlayan mesane kanserleri egzersiz sonrası, kan sulandırıcı ilaç kullanımına bağlı veya idrar torbasının içine doğru hafif kanamaların sonucunda oluşan pıhtılarla birlikte kanlı idrar ile belirti vermektedir. İdrarda kanama olan hastalar ilk olarak üriner ultrasonografi ile değerlendirilir. Ultrasonografi ile herhangi bir odak bulunamayan ve risk barındıran hastalarda kontrastlı (ilaçlı) tomografi veya MR çekimi de tüm idrar yollarını kontrol etmek amaçlı kullanılabilir.”
NASIL TEŞHİS EDİLİR?
Mesane kanseri şüphesi olan hastaların altın standart tanı yönteminin, mesane endoskopisi yani “sistoskopi” olduğunu kaydeden Çilesiz, “Sistoskopi lokal veya genel anestezi altında yapılan bir tanı yöntemidir. Endoskopik olarak ışıklı kamera yardımıyla mesane içini döşeyen mukoza denilen iç duvarın tamamını sistematik olarak gözle veya yardımcı bazı görüntü fraksiyonları ile (floresan ışı vs) tarama prensibine dayanır. Aynı zamanda her iki böbrekten mesaneye idrarı boşaltan üreterin sonlanım noktasını da gözleyerek oradan gelebilecek olan kanamaların teşhisini de sağlamaktadır” bilgisini verdi.
Mesane içinde görülen tümöral odakların sistoskopinin farklı bir formatı olan rezektoskop yardımıyla endoskopik olarak rezeke (kazıma işlemi) edildiğini aktaran Çilesiz, “Endoskopik olarak tamamen kazınan tümör parçaları vücut dışına alınarak patolojik incelemeye gönderilir. Hastalar genellikle 2-3 günlük hastane yatışının ardından taburcu edilirler. Endoskopik bir işlem olmasından ötürü günlük hayatlarına kısa bir zaman içinde başlayabilirler. Patolojik incelemenin ardından kitlenin tipi, derecesi, mesanenin derin tabakalarına olan ilerleme durumuna göre ek tedavilerin yapılıp yapılmayacağına karar verilir” dedi.
MESANE KANSERİNDEN KORUNMANIN TEMEL KURALI SAĞLIKLI BESLENME
Sağlıklı bir yaşam tarzı sürdürmenin mesane kanserinde korunmanın temel kuralı olduğunu vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi Nusret Can Çilesiz, “Özellikle sigara ve tütün ürünlerinden uzak durmak, yeterli sıvı almak, kimyasallardan uzak durmak ve düzenli ürolojik hastalıklar kontrolü ile mesane kanserinden korunmak mümkün olabilir” uyarısında bulundu.