Kardeştir kadın, anadır, bacıdır… Seninle büyür, seninle güler, ağlar dertlenir kederlenir… Yeri gelir sevgilini anlatırsın, yeri gelir haylazlıklarını örtbas etsin istersin…
Ne yazılır, hangi kelimeler kullanılır bu konuda bilmiyorum…
Çünkü cinsiyet ayrımı olarak bile kendimizi ”Erkek” gördüğümüz yerde ”KADIN” kelimesini kullanmak bile saçma gelir bazen…
Çünkü en nihayetinde ”İNSAN”dır karşımızdaki…
Hani bizi topraktan yaratan, kutsal fani hayatımızın görünmeyen tek yaratıcısı yüce Allah’ın, bizlere eşlik etsin diye, yeri geldiğinde neden bu Dünya’ya geldiğimizi anlayalım diye, bizlerle birlikte yarattığı bir varlıktır KADIN…
Öyle ki, önce fasulye tanesi olan, sonra yavaş yavaş gelişen bir embriyoyu 9 ay karnında taşıyan, yetmedi taşırken besleyen, yine yetmedi beslerken büyüten ve en nihayetinde de doğduktan sonra kokusundan tanıyabileceğiniz birisidir KADIN…
Ana’dır o aslında…
Doğurmak yetmez çünkü ona, önce sütü ile, sonra yeri gelir uykusu ile, sonra yaptığı yemek ile, sonra temizlik, ütü, bulaşık adı altında ayrılan ama bir insanın başka bir insana karşılıksız yapmayacağı şey olan bütün temizlik ve hizmetini yapan kişidir aslında…
Yine de yetmez ona; beslemek, yedirmek, içirmek, hizmetini görmek yetmez…
Yüce Allah tarafından ona emanet edilen şeyin kıymetini bilmesi, 9 ay karnında taşımasından değildir aslında… Emanete sahip çıkmak, kendinden olan bir şeyi kendisi Dünya’dan göçene kadar korumak görevi her annenin içindedir aslında…
Öyle ki hayvanlar aleminde bile, bir yavru kedi ya da köpeği anne kedi köpekten koparabilmek mümkün değildir…
Yeri gelir bacıdır, kardeştir KADIN…
Seninle büyür, seninle güler, ağlar dertlenir kederlenir… Yeri gelir sevgilini anlatırsın, yeri gelir haylazlıklarını örtbas etsin istersin…
Sen erkeksindir o kız belki ama neticede kardeşsindir, İnsansındır…
Yeri gelir eş olur sana…
Resmi bir kağıda atılan imzadan ibaret değildir mesele…
Büyümüş serpilmişsindir, hayat devam edecektir ve sana bir yoldaş, bir arkadaş gereklidir…
Aynı çatı altında bulunmak bir yana, ayrı iki bedende bir bütün olup aynı hayatı yaşayabilmektir…
Senin dönüp bakmaya bile imrendiğin kirli çamaşırlarını, hiç burun bükmeden yıkayıp temizleyendir KADIN…
Yine zaman geçmiştir, hayat döngüsüdür ve ana olur…
Bu sefer sana değil ama… Senden olana…
Bu sefer senin canından çok sevdiğin, gözüne bakmaya bile kıyamadığın bir emanete sahip çıkmak görevini üstlenir… Tabi ki birlikte devam ettirilecek hayatta yine bütün yükü omuzlayandır KADIN…
Ana bacı eş mi olur sadece… Tabi ki hayır…
Ülken işgal edilmiştir, aç sefil yoksul bir hayat vardır… Ama kapıda bir de savaş vardır…
İşte yeri geldiğinde kağnılarla erzak ve cephane taşıyan Şerife Bacı’dır, Nene Hatun’dur; cepheye savaşa giden Halime Çavuş’tur, Kara Fatma’dır…
Senin olman gereken yerde, sen 1 eksik kalma diye senin yanında savaşandır KADIN…
Mesela öğretmendir, mesela hemşire, mesela doktordur aslında…
Kız çocuklarının okumasına izin vermeyen gerici zihniyetin, yeri geldiğinde eşini çocuğunu muayene etsin diye talep ettiği doktordur KADIN…
Sanayide ustadır mesela… Direksiyon başında şoför… Uçak kokpitinde pilot…
Hayatın her yerindedir, insana hayatı kolaylaştıran her şeyin içindedir KADIN…
Mesela günde bardak bardak içtiğin çayların toplandığı Karadeniz’de bile, çay tarlalarında KADIN vardır…
Çünkü İnsandır o da senin gibi… Sana göre belki de evinde oturup kocasını-babasını beklemeli dediğin kişidir…
İnsan olduğu için hayata karışabilmeyi, çalışmayı, emek harcamayı, ter akıtmayı benimsemiştir…
Çünkü senden farkı yoktur. Seninle eşittir…
O yüzdendir ki kapalı çarşaf ile kocasının arkasından yürünen bir devirde, Atatürk sayesinde seçimlerde bile oy kullanıp, ülke yönetiminde söz sahibi olması gerektiğini belirttiği kişidir KADIN…
Şimdi bile mevcut iktidarın en önemli kozu; kapı kapı , ev ev dolaşıp insanları kendi partilerine yöneltebilen kişilerdir…
Hangi partinin KADIN’ları daha çok çalışırsa, o parti kazanır ülkenin yönetimini…
Siyasetçidir mesela… Çiller gibi Başbakan da olabilir, Akşener gibi Bakan ya da Parti Genel Başkanı da…
Gözünü çevir, hayatını düşün, gerçekleri idrak et, hissettiğin her şeyde vardır KADIN…
Atatürk’ün dediği gibi : ”Yeryüzünde gördüğünüz her şey, KADIN’ın eseridir…”
İş hayatındadır kadın… Senin yıllarca yapamadığın, belki de işçilikten öteye gidemediğin bir Dünya’da, iş hayatına yön veren İş Kadınıdır…
Hatta o kadar çokturlar ki, eski adı İş Adamları Derneği olan dernekler, isimlerini sırf KADINlara ayıp olmasın diye İş İnsanları Derneği diye değiştirmiştir… Çünkü bu değişimi kabul ettirecek kadar çoktur Kadın İş İnsanı…
CEO, Genel Müdür, Müdür gibi bir çok üst düzey pozisyonda KADIN vardır…
Ama gel gör ki; ülkemizde son zamanlarda bir Kadın’a Yönelik Şiddet furyası var ki sorma…
Boşanan eski eşine saldıran, öldüren; arkadaşlık teklifini kabul etmeyeni bıçaklayan, kurşunlayan; daha geçenlerde hiç tanımadığı bir KADIN’a hem de ”Samuray Kılıcı” ile saldırabilecek kadar ileri gidebilen, gözü dönmüş, zır cahil ve şeytan tüylü insanlarımız sayesinde ”Erkek” olmaktan utanabileceğimiz bir dönemi yaşıyoruz…
Çünkü onun seni ve kendisini İNSAN olarak, eşit olarak gördüğü bir Dünya’da senin onu eşit görmemenden kaynaklanıyor bütün mesele…
Yaradılış gereği kendini ondan güçlü görebilirsin belki ama asla üstün değilsindir…
Tacizi, tecavüzü, çocuk yaşta gelin olması, her anlamda ikinci hatta üçüncü plana itilmesi; iş hayatında aklında çok güzelliğini kullanması gerektiğini düşünmek bile bizi onlardan daha alt bir tabaka haline getiriyor…
Bugün 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü
O yüzden de gelin KADINlara özgürlüklerini verelim…
Onlara sahip çıkmamıza gerek yok… Sadece saygı duyalım yeter…
Bitsin bu şiddet… Senin hak ettiğin tüm güzellikleri hak eden; hak etmediğin hiç bir şeyi hak etmeyendir…
Çünkü İNSAN’dır KADIN…