Kızıma mektup! Sevgili Küçük Kızım, Gözlerinden utanç içinde öperken, gelecekte uğrayabileceğin şiddetin önüne geçebilmek için kocaman kocaman insanların doğru dürüst çözüm bulamamasının vicdan azabı içinde başlıyorum sözlerime.
Şu an körpecik “güven ve sevgi” duygularının bir gün derin bir hayal kırıklığına dönmemesi için elimizden geldiğince çalışmak boynumuzun borcudur.
Zaman geçiyor ve sen çok hızlı büyüyorsun. Koca evrende sana biçilen rollerini tek tek oynuyor ve rolün bittiğinde kalkıp gidiyorsun. Sen, bu işin sana düşen kısmını yerine getirirken seni sarıp sarmalaması gereken etrafındaki insanlar tarafından uğrayabileceğin saldırıların şu an farkında olmayabilirsin. Lakin biraz daha büyüdüğünde; serpildiğin zaman çeşitli davranışlara maruz kalabilirsin.
Bazılarına “şiddet” denirken, bazılarına isim bile bulunamayarak ciddiye alınmayacak. Mesela eşin sana vurduğunda bu şiddet olurken, seni görmezden gelmesi şiddetten sayılmayacaktır. Çalışıp para kazandığında elinden eşin tarafından maaşın alındığında bunu hak ihlali olarak kimse görmeyecek, iş başvurunda kadın olduğun için “doğum veya çocuğum hasta izinlerinden dolayı” erkek adaylara yenilebileceksin. Çalışırken yine kadın olduğun için yıldırma politikası uygulandığında hiçbir yöneticin bunun da bir “şiddet” olduğunu kabul etmeyecektir.
Şiddet denilen hareketin toplumda görülme sıklığı artarken kadına düşen payın oranını kimse doğru hesaplayamayacaktır. Zira sen çoğunlukla gördüğün şiddeti susarak saklayacak, utanan taraf olacaksın. Çünkü açığa çıktığında bunun yine senin başarısızlığın olduğunu savunacaklar. Belki kadın ya da erkek fark etmez anneliğine hakaret ederek, “çocuğu için susmalı ve sabretmeli” diyeceklerdir. Ya da bıyık altından hakarete uğradığın zaman “bazen olur böyle şeyler, kadın toparlayıcıdır” diyerek olgunluğu ve büyüklüğü sana yükleyerek yine devam etmeni bekleyecektir insanlar.
Mesela iş verenin mesaiye kalmanı istediğinde sana eve gitmen için araç ayarlamadığında bunu kimse cinsel şiddet olarak görmeyecektir. Çünkü senin eve giderken kendini güvensiz hissetmen onlar için önemli olmayacak, cinsiyet eşitliğini canları bu şekilde istediği için kendi çıkarları için kullanacaktır. Başka bir zaman olsa “erkektir yapar” diyenler, bu sefer tüm çalışanlarını eşit görecektir.
Eşinden fiziksel şiddet gördüğünde sığınacağın bir kapı olmadığında kimse birkaç gün kalacak yer ayarlamayacak ve bunun da bir şiddet olduğunu kimse fark etmeyecek. Hatta başta seni koruması gereken polisler dahil herkes sizi barıştırmaya çalışarak, sizi tekrar aynı çatı altına yollayacaklar. Eğer şanslı kadınlardansan güzel yavrum, döndüğün o evde tekrar barışma dayağı yemezsin. Ya da şikayetini geri almadığın, boşanmak istediğin için canına kıyılmayacaktır. Kimse bu ihtimallerin bile üzerinde düşünmek istemeyecek, karı koca arasında kalmasını isteyecektir bu mevzuların.
Ah bu kişi sevgilinse eğer sırma saçlı kızım; sevgilinden sözlü ya da fiziksel şiddet gördüğünde kimse onu “kocan” olmadığı için cezaya değer bulmayacaktır. Hatta senin için “ne işi varmış el alemin adamının yanında” bile diyecekler.
Kıyafetlerini yargılayacaklar ve seni aşağılayacaklar, ister mini etek giy, ister türban tak “gece gece sokakta ne işi varmış?” diyecekler. “Hiç mi abisi yok, babası yok, kocası yok? Bu kızı nasıl gezdiriyorlar böyle…” diyerek güdülmeye muhtaç bir varlık olarak görecekler.
Belki boşanacaksın yavrum; o zaman çocukların yükünü sadece senin omuzlarına yükleyecek ve çalışmadan yaşamanın imkansız olacağı bir konumda seni yapayalnız bırakacaklar. Ya da evlendikten sonra çocuğuna bak diye çalışmana engel olacaklar, güzelim mesleğini unutturacaklar. Bazen de çalışamadığında ihtiyaçların karşılanmayacak “ekonomik şiddet” uygulanacak.
Ceylan gözlü kızım; bir fikir ortaya koyduğunda seni ciddiye almayacak ve bireysel şiddete maruz bırakacaklar. Çoğunlukla da duygularını istismar ederek saklamanı talep edecekler, konuştuğunda da ilk seferde bunu anlamayanlar tarafından şiddete maruz kalacaksın.
Eğer cinsel istismara uğrarsan da seni bir tahrik unsuru göstererek dünyadaki en acımasız şiddeti sana uygulayacaklar. Tecavüz veya tacize uğradığında hak edip etmediğini tartışacaklar.
Bazen seni kontrol altına almak, her hareketini denetlemek için, toplum içinde küçük düşürerek ciddiye alınmamanı sağlayabilirler. Seni akılsız, aciz, beceriksiz ve zayıf göstererek seni yetersiz hissettirebilirler. Bunun adı da şiddet kızım. “Psikolojik şiddet.”
Mahkemede uğradığın şiddeti kanıtlasan bile bu fiili yapan kişi iyi hal indirimi, takım elbise indirimi, pişmanlık indirimi, namus davası indirimi alarak “adli şiddete” bile uğrayabilirsin. Aynı fiili sen yapsan sana verilecek hiçbir iyi hal durumu olmayacak bir de…
Vücudunun yapısı ile dalga geçilerek, kilon, burnun, bacakların ya da herhangi bir yerin hakkında küçük düşürücü konuşmalar da olacak. Hamileyken aldığın kilolar yüzünden alay konusu olacaksın mesela. Kocan seninle dalga geçip eğlenirken bile, seni duygusal şiddete maruz bıraktığını bilmeyecek.
Hele bir de “cezalandırma” var küçük kızım. Seni hissettiğin bir duygu yüzünden veya istediklerini yaptırmak için ister erkek ister kadın olsun cezalandırmaya çalışan insanlar olacak. Onlar bunu dürtüsel olarak yapabilir ama bu da bir şiddet olgusu yavrum.
İhtiyacın olan sevgi, ilgi, destek ve hak ettiğin değerin sana verilmemesi de bir şiddet türü.
Ah tabi en büyük yara; kıskançlık da var canım. Kıskançlık adı altında ne giydiğini, makyajını, parfümünü denetim altına almak ve sahip olduğun arkadaşlarına da hakaret ederek; onlarla görüşmeni engelleyenlerin de yaptığı bir şiddet şekli. Ama “sevgiden!” yapılan bu davranışların şekli, seni “koruma!” adı altına dönerken bunun da bir şiddet türü olduğunu unutma.
Bazen de çok acımasızca seni çocuklarınla tehdit ederek şiddet uygulayacaklar. Cinsiyetinin tanımı ne olursa olsun eğer dediklerini yapmazsan çocuklarını sana göstermemekle tehdit ederek şiddet uygulayabilirler.
En önemlisi yavrum, sen “hayır” dediğinde karşındaki sana rağmen dediğini yaptırmaya çalışıyorsa şiddetin ana mekanizması buradan başlıyor işte. Israrla takip edilmen, konuşmaya ve görüşmeye zorlanman da sana yapılacak bir “şiddet” şekli.
Yani velhasılıkelam, şiddet sadece kırıp dökmek ile olmaz. Sadece vurana, kaba kuvvetle üzerine yürüyene şiddet uyguluyor denmez.
Seni sen olmaktan çıkaran her şey, ama her şey ŞİDDETTİR. Şiddet uygulayanın cinsiyeti, haysiyeti yoktur.
(25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü)