İş Bankası Genel Müdürü “Faizler kesinlikle inmelidir ama mutlaka ve mutlaka enflasyon ve enflasyon beklentilerine paralel olarak inmelidir” dedi
Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresi’nde konuşan İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, “Faiz ve kur konusunda eğer sonuç almak istiyorsak enflasyondaki beklentileri iyileştirmek ve enflasyondaki beklentilere paralel olarak faiz indirimlerine devam etmemiz gerekiyor. Faizler kesinlikle inmelidir ama mutlaka ve mutlaka enflasyon ve enflasyon beklentilerine paralel olarak inmelidir. Enflasyonun yüksek olduğu bir yerde faizlerin tek başına iniyor olması bizi arzu ettiğimiz noktaya götürmez” dedi.
Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği (TSPB) tarafından bu yıl 5’incisi düzenlenen ve ‘Yeniden Birlikteyiz’ temasıyla gerçekleştirilen Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresi, Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan’ın katılımıyla hibrit olarak başladı. Açılış konuşmalarının ardından toplantıya onur konuğu olarak katılan ve bir konuşma yapan Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, enflasyon ve faizin paralel bir şekilde inmesi gerektiğine dikkat çekti.
ÖZELLİKLE REEL FAİZDEN KONUŞMAMIZ GEREKİYOR
Reel faiz vurgusu yapan Aran, “Faiz ve kur konusunda eğer sonuç almak istiyorsak enflasyondaki beklentileri iyileştirmek ve enflasyondaki beklentilere paralel olarak faiz indirimlerine devam etmemiz gerekiyor. Özellikle reel faizden konuşmamız gerekiyor. Çünkü negatif reel faiz veren, -4’e yakın reel faiz uygulayan bir ülke olarak bu konuda doğru seviyede olduğumuzu düşünüyorum. Çünkü faizin iyi bir enstrüman olmadığını, sermaye piyasalarının gelişiminin de önünde engel olduğunu, reel faizlerdeki artışın işsizlikte artış, istihdamda azalma ve işçi ücretlerinde azalma anlamına geldiğini, reel faizlerde 1 birim artışın gelir dağılımı adaletsizliğini 0,014 oranında artırdığını ve reel faizlerdeki artışında yatırım ve yatırım iştahını aynı enflasyonda olduğu gibi düşürdüğünün altını çizmek istiyorum” diye konuştu.
FAİZLERİN TEK BAŞINA İNMESİ BİZİ İSTEDİĞİMİZ NOKTAYA GÖTÜRMEZ
Sabırlı olmak gerektiğine dikkat çeken Aran, “Faizler kesinlikle inmelidir ama mutlaka ve mutlaka enflasyon ve enflasyon beklentilerine paralel olarak inmelidir. Enflasyonun yüksek olduğu bir yerde faizlerin tek başına iniyor olması bizi arzu ettiğimiz noktaya götürmez. Acele etmeden sabırlı bir şekilde istikrarlı duruşu sergileyerek hem enflasyon beklentilerini aşağı çekmeli hem de öngörülebilirliği tesis etmeliyiz. Sermaye piyasalarının güçlenmesini istiyorsak mutlaka ve mutlaka enflasyon ile faizin inmesi gerektiğini ama bir arada inmesi gerektiğini söylemek istiyorum” ifadelerini kullandı.
KADINLARIN İŞ GÜCÜNE KATILIMI
Kadınların iş gücüne katılımını artırmanın da sermaye piyasalarına olumlu tesir edeceğini söyleyen Aran, “Çünkü tasarruf alışkanlığı anlamında kadınların girişimci olduğu, kadının çalıştığı ortamda tasarruf alışkanlığının erkeklere göre farklı olduğunu görüyorum. Daha fazla tasarruf etme ve yatırım olanağı oluyor. Kadınların iş gücüne katılımını, girişimci ve girişimciliği desteklemenin de öngörülebilirliği tesis etmek kadar kıymetli olduğunu düşünüyorum. Bunları başardığımızda sermaye piyasalarının sanayicilerimiz ve yatırımcılar için büyük fırsatlar barındırdığını söyleyebilirim” dedi.
CARİ AÇIK VERMEDEN SÜRDÜRÜLEBİLİR BÜYÜME İÇİN TASARRUF VURGUSU
Cari açık vermeyen uzun dönemli sürdürülebilir bir büyüme modeli için tasarrufların artırılması gerektiğini belirten Hakan Aran, “Tasarruf yapılan bir ortam yaratmak, tasarruflarımızı borsa üzerinden sanayici ve üreticimize aktarmak, sermaye mülkiyetini tabana yayarak üreterek, ürettiğimizi hem içeride hem dışarıda satarak üretim verimliliğimizi artırarak topyekûn kalkınmak ve kalkınmadan topyekûn pay almak ve gelir dağılımı dengesini düzeltmenin önemli olduğunu düşünüyorum” diye konuştu.
2022’DE CARİ AÇIK VERMEDEN YÜZDE 5’LİK BÜYÜME HEDEFİ
Teknolojinin hızına yetişmek için eğitim politikalarının gözden geçirilmesini öneren Aran, “Ülke olarak 2022 yılı sonunda yüzde 5’lik bir büyümeyi cari açık vermeden başarabilirsek bu başardığımız dönüşümün meyvesini alarak çok güzel bir şekilde cumhuriyetimizin 100’üncü yılına girme konusunda da bizlere önemli moral ve motivasyon olacaktır. Ülke insanları olarak bunu hak ettiğimiz düşünüyorum. Teknolojinin hızına her kesimde yetişmek zorundayız. Yetişmek için eğitim politikalarımızı gözden geçirmeliyiz. İş gücünün teknolojiyle uyumunu ve iş gücüyle ile iş ihtiyacı arasındaki özellikle eğitim seviyesi açığını kapatmamız, finansal okuryazarlığı artırmanın da sermeye piyasaları için oldukça yararlı olduğunu düşünüyorum” ifadelerini kullandı.